YENİYIL

evet... Yeni yıl eskimeye yüz tutuyor bile.

sevmem özel kutlamaları ...özel olmayanlarını da..kutlamalar bana neden bilmem sahte gelir.törenler-merasimler-seremoniler...adı neyse ,ne şekilde söylenirse..
Yeni yılı neden kutladığımı düşünürüm mesela:
— çok iyi bi yıl geçti sonuda güzel olsun, de haydeeen bakalım?
*hayır iyi geçmedi ..en azından çok değildi..sıradandı.
—boktan bi yıl oldu lan anasını satayım defoldu gitti bee ohhh bitti çok şükür, de haydenn bakalım?
*hayır, boktan da değildi. Öyle olsaydı da bunu göbek atarak söylemezdim sanırım aptalca olurdu.
-yeni yıla nasıl başlarsan öyle girersin birader..oynaya oynaya girelim de yıl boyu 365 gün ve altı saat oynayalım ,ne dersin ha...de haydeen bakalımm?
*yoruma gerek duymayacaktım ki tam beni dellendiren bir noktaya temas edesim geldi..
yahu bu şehir efsanesini kim uydurduysa onun ben.."nası girersen öyle geçer.." yani tam 12 yi keyifli denk getirebilmek için insanların verdiği emeğe bak be..adam mide fesatı geçirecek öyle yemiş öyle içmiş ki ,ama 12 olmak üzere aman yıl boyu bu halde geçmesin diye eller havaya hobaaaaa ...lan kimi kandırıyosun miden patlayacak ,gerginsin abi...
hele yahu insansın ya tam o an tuvaletteysen nooolucak:
"Necmettin abi ...hadiii..bak geriye doğru sayıyoruz ..abi çabuk çık..abi..5..abiii.4..3..2..abiiiiiii...1...s.çtın abi..yani bu kez harbi harbi s.çtın..artık 365 gün tuvalettesin abi.prostat mı olursun, barsak enfeksiyonlarına mı tutulursun ..abi dedim sana iki dakka tut şurda 12 ye ne kalmıştı..."
"lan napıııiim oluum dayadınız iç abi iç abi..napaydım altıma mı edicem..hay ben bu şansın ...yapıcak bişe yok artık napalım .."
....
bi de bi kırmızı don muhabbeti vardır ..böööğğğğğğ..Coca cola yıllar önce reklam kampanyası diye santa nın sıradan kostümünü kırmızı beyaz ve siyah renklerle kullanmış diye ,kırmızılı Noel baba reklamını dayayan ticari zeka,aynı kırmızıyı bu kez don yapıp "ehem ehem son derece sevgili abilerim ablalarım ..ahanda bu gördüğünüz kırmızı donları kim ki yılbaşı gecesi giyerde anlarsınız ya işteee ondan yaparsa aman ne uğur getiriyor aman ne uğurr.." çığırtkanlığına soyunuyor..büyük mağazalar bu ticari oyunun birer parçası olarak dağıtıyor da dağıtıyor dantelli kırmızıları ve bi tane kadın alıcı yok erkekler ağızlarından akan salyalarla saldırıyorlar donlara..pes doğrusu..
hayır giyicen de nolucak kırmızı donu.her gece ya da en kötü ihtimalle iki gecede bir seviştiğin adam seni kırmızı donla görünce " amannın hayır hayır gözlerime inanamıyorum sevgilim, bu sen misin aynı liv Taylor.." mu diyecek..ya da " anaaaam sevgilim bu donu giydin ya senin neredeyse beni yiyicek popon var ya aniden biyoons un kıçına döndü ..yaşasın yılbaşı büyüsü ve yaşasın bedava kırmız don.." mu diyecek..
tekmilimiz toptan salak mıyız ..?
adettendir tombala oynayanlar var di mi.Rahmetli büyükbabam ve büyükannem oynarlardı ..kabustu benim için..çinko diye bişey var..ne alakysa..bi de üst kat komşuları gelir..birinci çinko..teyzem ,kuzenler..ikinci çinko..sevimsiz eniştem gelir..tombala be..
hayatımın kabusu..meyve suyuna şarap karıştırmayı yılbaşında öğrendim.rakıyı susuz içmeyi yılbaşında öğrendim .sigarayı aspiratör altında içmeyi doğduğumdan beri biliyordum galiba..ama yılbaşlarında büyükbaba evi dopdolu olduğundan kalabalıkta yakalanma riskine karşılık yapılmış bu kamuflaj yüzünden onu da yılbaşında öğrenilenler kayıtlarıma katıyorum galiba..
sevmiyorum tabi yeni yıl eğlencelerini.o nedenle de yapmıyorum ..ama oğlum bu yıl artık normal insanlar gibi bir kutlama istediğinden bahsedince ve hatta en anlamsız olan şu hindi meselesini gündeme getirince -en çok da karşı komşu kadın var ya zırt pırt bize yemek getiren ,hani örnek anne,onun hindi getirmesinden korktuğumdan galiba,"ee hadi efe bey ..beraber yapalım alışverişi " dedik.ve işte aptal yılbaşı alışverişlerinden birini gerçekleştirdik..pişirme işini anlatmayım hiç tadınız kaçmasın..len bu ne menem bişeymiş pişir pişir pişmiyor..neyse işte bi iki meze ,biraz meyve, kuruyemiş derken baya aile gibi olduk..iki kişilik bir aile ama ordu doyacak kadar yemek..
sırf o mutlu olsun diye tabii.yoksa bana kalsa salarım kendimi koltuğa ,ohhh miss gibi bi kaç dvd ..yarın tatill uyu abi 12 ye kadar ..bundan iyisi bilemiyorum artık nerenin nesi..
oğlumun memnun kaldığını hissettim tabi.pek becerikli bi aşçı olduğum söylenemez ama onun için uğraştığımı fark etmesi ,gülmesi ,dalga geçmesi muhteşem oldu..
sonra uzandık birlikte kanepeye ,kapadık ışıkları..eski konser kayıtlarını izledik..queen sevdiğimi artık biliyorsun ,ya da nirvana,beatles..mıcahel jackson da ,ya da ozzy osborne bile..eski konser kayıtlarını izledik birlikte..şarkıların ,şarkıcıların hikayelerini anlattım ona kolumda yatarken ..ilgiyle dinliyor..muhteşem resim yapar..sanatçı bir ruhu var..gitar çalar..oğlum diye demiyorum bana benzemiyor:)))yetenekli bi çocuk o..benim de sesim fena değil ne yani:))))(reklamlarrr)
müzik zevkini benden almış..ukala bir öğretmeni var.ona göre zamane çocuklarının hepsi ismail yk..dinleyen zavallı embesiller.çocuklara fırsat vermiyor, sürekli aşağılıyor..dersin birinde öğretmeni yine aşağılarken "80 kuşağı,68 ruhu " diye anlatmaya başladığında arkadaşına doğru eğilen oğlumu yakalamış:
—sen ..neden müzik dersini ciddiye almıyorsun..ha..çok mu zekisin ..
—yok ,hocam .dersi ciddiye alıyorum.
—o halde neden dinlemiyorsun konuşuyorsun..
—yok hocam..siz 80 ler diyince ben de arkadaşa onlardan bahsedecektim.
—kimden ..80 ler deyince senin anlatacak neyin var..olsun olsun voltran ,uçan kaz filan bahsedicen ..onu da tenefüste bahset..
—yok, hocam, müzikle ilgiliydi.
—bak bak bak...yavruum o zaman ismail yk yoktu sen ne bahsedicen
—-yok hocam zaten ben de Pink Floyd dan bahsediyordum..ama siz sanırım hep ismail yk dinliyorsunuz ..hep aynı ismi söyleyip duruyorsunuz da..
burayı anlatırken benim takıldığım tek şeyi sordum tabi: " neden durmadan yok hocam diye cümleye başlıyosun.."
“anne o kadar şey anlattım burda mı kaldın yani ..bu mudur?.”
"tamam ..devam et sustum.."
..bu kısmı anlatırken savaş kazanmış bir general edasıyla ayağa kalkıyor böyle başı gerilerde babasına çeken en iyi tarafı olan uzun boyu ve güzel fiziğiyle böyle komutan Aşil gibi :
—hocam arkadaşa diyordum ki : 80 lerden en sevdiğim Pink Floyd’dur ..netice de ne hard ne punk ne de soft diyebilirsin ona..tam bir sentez bana göre..

tabii alkışladım oğlumu..ukalanın tekidir ama bazen sıkı cevaplar verir.
hoca tabii utanmıştır çocuklarla konuşmadan onları aşağıladığı için..bilemiyorum tabii.
işte bunlarla geçen yeni yıl gecesinden sonra kollarımda uyuyan delikanlıya sımsıkı sarıldım öptüm saçlarından kokladım : " 5...4...3..iyi ki varsın oğlum..2...1.." heyooooo..
hadi bakalım delikanlı kolum ağrıdı yatağına kalk bakalım..
"anne ya bu gece yılbaşı.."
"eeee..yanii…..biraz önce 2010 olduk..yani o saçmalık bitti..bu demek oluyor ki hayatımızın rutinlerine geri döndük..."
"mükemmelll.."
"söylenme ve yürüüü.."

napalım yanii..bekar annelerin yılbaşı kutlaması budur..

2 yorum:

şafak dedi ki...

niye kutluyoruz yeni yılı ?
kanımca biraz sürü psikolojisi
biraz umut yeşertme çabası
öyle hani hesapta yeni başlangıç gazı
motivasyonu
sonra biraz len hazır tatil fırsat dur içelim kutlayalım
bahanesi
ve içimizin,,ya tutarsa,,şeysi : )
hangi filmdi o anımsamıyorum şimdi
sürekli
"çember tamamlar kendini" diip duruyodu
zaman da biraz öyle bitimsiz bi çember
biz faniler üzerine kalemle işaretler koyuyoruz
burasi yeni yıl
şurası haziran
bak burasına sonbahar diyoruz
gibi
oysa zamanın umru bile değil
o içimizden
dışımızdan
herşeyin
herşeyin
üzerinden
geçebilen bişey
ve yemişim büyük ikramiyesi bana
çikmayan yilbaşinı
bu yılda çıkmadı : ) bu yılda yeni yıl
amannn işte öylesine bi gün,,tanımıyla anıldı : )
seninkide
- hadi birlikte aktivite yapiyoruz evlat
tadında olmuş : )
/bknz;evlat hadi hazırlan kampa gidiyoruz,,diyen
filmlerdeki klişe amerikan babaları : )
-tamam evlat hafta sonu balığa gidiyoruz söz : )
- heyy evlat hafta sonu maçında en ön sirada olucam bilisun değil mi
bunlarda ekürisi : ) ya kampa giderler ya balığa yada gösterisine maça filan : )
bizde seyreyleyip
len bu amerikalı babalar da ne ilgi ne alakalı be
diip kaliyoruz : )) yermiyim ben be . ) /
neyse ama olsun iyi yapmişsınız siz : )
yani yilbaşı hindisi aktivitesini diyorum : )
en azından biriniz
sahici mutlu hissetmiş
ee o mutlu hissedince
doğal olarak sende onun mutlu oluşuna
sevinmişindir
zincirleme bi mutluluk sebebiyetine gark etmiş işte sizi yeni yıl
daha ne yapsin demi ama . )
görüşürüz,,güzel olsun gecesi senin : )

penelope dedi ki...

evet ..fırsatları değerlendirme gerekçesi doğru ,katıldım şimdi..eee ben katılınca da sanki doğruluğu kanıtlanacak ,evrensel yasalar kitabına girecek..su götürmez gerçeklik..
haklısın birimiz mutlu oldu.o mutlu oldu diye de ben..zaten gripten beter bu mutluluk..çabuk bulaşıyor.
ve hatırladım amerikan babaları ile ilgili yazdıklarını.gıcıklar di mi..
ayrıca ölü ozanlar derneği bir ayrıcalıktı onu sayma ama hani beyaz gölge ,şöhret,filan gibi hayatımızı bi iki fısıltıyla değiştiren çılgın öğretmenler ya da aşmış büyükler filmleri nedeniyle de bana çocuğuma karşı bööyle bir rehabilite havası kazandırdılar ki tissss-kinirim bu havadan.
"anneeaaaa.bunu neye boyuyacam bilemıyorum ..sence bu arkadaki evi ne renk yapayım.."
"heey evlat..dinlee.resmi dinleee.sana hangi renk olması gerektiğini anlatıyor sanki..bak ne diyor..maviye bo-ya be-niii..gördün mü evlat..dinle yeter.."
"anne içtin mi gene sen..bi doktora git"
"aman bee ..filmlerde işe yarıyo hep.."
varlığın onurdur şafak 1 blogcu:)))
(bunu hep tek bi cümle gibi düşünürüm ve beni gülümsetir: şafak bir bilogcu..)

BU BLOG ASLINDA;

biraz günlük ..çokça dün'lük ..ama hepten deli saçması..

sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.









penelope saklı sandık

herbişey

bi sonraki bölümde..

.