penelope tozlu sandık

üniversite yıllarımda-daha önce anlatmıştım bi yerde ,bilenler bbilir-bi gurubumuz vardı.gerçi adams ailesinin güççük kızı olan ben her ne kadar uzaydan paraşütle gelmiş kadar yabani olsamda benım de elbet zorunlu bi grubum vardı.zamanla elene elene üçe beşe düşmüş sayılarıyla arkadaşlık kurduğum bi kaç kız.benım çocuğumun olması hasebıyle kaçırdığım çok fırsatı onlar değerlendirdi.çok da iyi ettiler .akıllı kızlardı neticede.bi kaç tahta kırıktı yoksa olmazdı zaten ,benımle yakınlık kuramazlardı.edebıyat fakultesinin kantininde -ki o dönem kıraathaneden farksızdı-sigaramı çakmağımı masaya koymuş pencere kenarından bayan yanı ayırtmış gibi otururdum ders aralarında.dedim ya bildiğin kıraathane..doğudan gelen türkçe öğretmeni adayı arkadaşların yandan
-baheleee,oktay abiiiii..bi tavla kapsana bize gözünü yediğiiim..
sesleri -elbette şiveli-bana zaten bi tanesi rahatlıkla kalkan ve benım ayırdedici özelliğim olan kaşlarımın "aayyy bu nası bi üslupp "bakışıyla şekillenmesini sağlardı.ahhaa..şimdiki gibi gevrek değil miydim nedir?!!
(bu arada benım hayatımın bütün kantincileri oktay abidir..bu nasıl bi tesadüfse.lisedeki oktay abimi de muhakkak yazının sonuna iliştiriveriim)
işte öyle otururken dalardı bu gurubum hemen yamacıma.en kötüsü boş sandalyeye babamın evindeymişim gibi uzattığım ayaklarımı toparlamak olurdu.
hepsinin de sevgilisi vardı.ben daha hamilleliğimin ilk aylarındaydım.henüz evlenmemiştik sevgiliydik.ama ayrılık çanları çalıyordu.sevgililerle ilşkilerimizi değerlendirdiğimizde kendimize isim vermiştik: AMOŞALAR
Amoşaydık hepimiz.:iş hayatında amozon ,evde geyşa...:))
güzel sevgililerdik.başlarını döndürüyoduk sevgililerin.ama okulda kendi sektörümüzde dişli kızlardık.kendinden emin,"the man's world" yenılmemiş buradaydık!!
bugün maıl aldım birinden ,ekibi oluşturalım yenıden diyor.bi buluşma ayarlayalım bi aya kadar.bu arkadaş inşaat mühendisi oldu ,Irak'ta yeni yapılandırılan bi amerikan şirketinin elemanı olarak orda bi takım binalar çiziyo yapıyo..bi de zengin arap bi iş adamı buldu kendine..İstanbuuuuuull diye yanıp tutuşsa da Dubai de balayı geçiren biri olarak hayatına Wadaaaa hızıyla devam edıyor.diğer Amoşamız,Macaristanda bi şirkette.Hayvancılık sektöründe hani gidicez ya sizlere et seçmeye ,o zaman gidip görücem onu.o da yine bi iş adamıyla metres mi ne belli değil yaşşıyolar.sosyetik gastelerden aldığım duyumlara göre adam evli..
diğer küçük amoşa Ağaç işleri bölümünü okurken dalga geçerdik."ee senın gibi bi kalas bu bölümü okumalı ,başka ne okur " diye.işte bu kalas bitirdiği bölümde meğerse mobilya bilmem ne dizayn edıyormuş.okul bitince master dı doktoraydı ,ikinci üniveristeydi derken İtalya da ünlücene bi mobilya firmasına kapak atmış.dizaynıırr olaraktan beğendiğiniz pek çok sosyetik mobilyayı tasarlıyormuş.o da çalıştığı firmadan meslektaşı bi herifle evlenmiş 6 yıl önce..
Maıl box u bi açtım..bunlardan gelen bi maıl.üçü birbirini bulmuş bi ben eksikmişim.ortak bi tanıdık aracılığı ile beni bulmuşlar..buluşalım.....
yazdım..bi süre yazıştık..dedim komplekse soktunuz olum benı..harbi amoşalık yapmışınız.ben de kayda değer bi mok yok..Efe hariç ortaya çıkardığım bi muhteşem bi halt yok.bana kaçırdığım fırsatlardan bahsedıyorlar.yurt dışında yapılan bi projede okulum biter bitmez seçilen bi öğrenciyken bbeğim olduğu için gidemediğimi,daha sonrasındaki iki yıl içinde Macaristana giden arkadaşımın orda bana da iş ayarladığı halde gitmediğimi,hayatımı ertelediğimi filan söyluyorlar.anasını satimm sanki tanrının laneti üzerime yağmış gibihepsinin benım kaçırdığım fırsatlarla ilgili anlatacak sittin tane şeyi var.kaçtı napiim..kaçmadı aslında ..yapamazdım.normal bi öğrenci değildim ki..anneydim.çocuğu nereye götürücem ,nerde nasıl bakıcam..
ooffff off hayıflanmadım desem yerii..hayıflanmadım harikayım sonuçta i çocuk büyüttümm,dersem yalancı olduğumu bilin.kim olsa tüühh beeee der valla.dedim elbett.
Ama sonra düşündüm.onlara da dedim hatta: ya sizz..n kaçırdığınızı biliyo musunuz..ahhaaa..lan 33 oldunuz beeee.şimdi anne oljam desenız,seneye doğar:34..34 yaşında mok temizleyeceksiniz..gece uykularından olucaksınız.memenız yara olucak emzir bilmem ne..emizrmessen vicdan azabı çekicen..okul dönemine gelince sen 39..delikanlı/genç kız olucak sen 45..al sana kuşak çatışması:)eee tek çocuk yaparsan böyle..bi de tek çocuk psikoljısı bozuk çocuktur kim ne derse desin,yalnız çocuktur.kaprislidir.sen bi de buna kardeş yapayım de bakalım..ağustos böceği ve karınca gibi yani..yazın iyi geçti ama kışın ıı ıı:)
ullaaaann ben sen anaokuluna çocuk yolladığında benım oğlan _allah ömür ve sağlık versin_20 yaşında olucak..ahhaa.artık sen kum havuzunda oynarken ben gelinimle tatile çıkarım :)
yaa..böylee..bu da senın kaçırdıkların..sizin..
anne olun...

tek tutunabildiğim başarı bu galiba.şimdi kendimi küçümsemeyım ben aslında yaptığım üç beş proje hayata geçmiştir.sektörel derglerde editör olarak konuyla ilgili yazarım.fikrime değer verilir.erkeklerle dolu bi kurumun tek bayan çalışanıyım falan filan.erken yaşta idari personel oldum..ama tabii asla dubai de tatil yapacak,macaristan sosyetesiyel havyar yerken resimlerim çıkıcak ,ya da venedikte gondollarda aşk öpücükleri pozları verecek kadar değil..
bi an bile olsa içimde doğan mesleki kariyer kıskançlığını bu şekilde bastırarak -eheheh-egomu kurtardım.aman onlarında çok umrunda..bilyorum ama kendimi iyi hissettim.bunu da paylaşım dedim aa dostlar..


YAZANIN ÜSTADA SAYGI KÖŞESİ

VALLA bu başlık çok abes.konuyla da çok uyumlu değil ama yukarıdaki bir parantezde -dikkatli okuyanlar hatırlayacaklardır- yazının sonunda mutlaka değineyim demiştim oktay abiye.//bu da sanki glorıer ınternatıonal amerıcana yazmışım gibi oldu:P bu ne kendini önemli zannetmek leeyn..yazıyı dikkatle okuyanlarmışş..oğlum haklı ukalayım:)//

evet lisede okulumuz eski bi sokaktaydı.sokak tarihi eserlerle doluydu.osmanlı eserleri..okulun tam karşısında yanyana iki osmanlı yapı vardı.ikisinin arasında da incecik ancak bi kişinin elini kolunu rahat sallayarak yürüyeceği taş döşeli bi yol..upuzun ip gibi..okul bahçesinden çıkınca cadde .cadenın karşısı bu binalar ve yol.tenefüslerde sigara içmeye o sokağa gidilirdi.öğreniyiz ya sigaralarımızı oktay abi saklardı.okula girince paketi oktay abiye verirdim.
-bi tane alırım haaa. derdi.kira bedelii.
-tamam oktay abi..bi tane ama.

tenefüslerde oktay abiye uğranır..muhakkak tost yapıyodur.kaş göz yaparsın .o da çekmeceyi işaret eder.çekmeceden adın yazılı paketini alırsın bi tane sigarayı sutyenın içine atarsın.ocakbaşından bi çakmak..doğru sokağa..sokağın bi saygınlığı vardır.biz hazırlık okuduk ,o nedenle 4 yıldı lise bizim.dördüncü sınıftan hazırlığa kadar tüm sınıflardan erkekli kızlı çocuklar olur,kimse kimseyi tanımaz,ama sokağa girerken herkes bi selamlaşır..ne de olsa aynı zehirin kurbanlarıyız ya.sonra sokağa sağlı sollu yaslanılır,kimi görüş saatini beklıyor gibi çömelir,kimi kataloğ çekimne gelmiş: duvara yaslanır tek ayak dizden kırılır ,ayak tabanı duvara yapışır..tenefüs bitince hala sigara bitmemiş son zerresini çekmek için beklıyosunmn.odasından zahmet edip çıkmayan ,mikrofonla seslenen müdür beyın sesi duyulur..:
"oğlluuuumm,kızııııımm zil çaldı..geçiiiin içerii..kızıııımmm geç içerii..arka bahçedekıleerrrrr..öğretmenler zili çaldıı hala ne dolaşıyosunuz..geç sınıfaaaaaaaa"
sonra koşuşuturma olur okul bahçesinde millet girer ,sokakta hala kebocular izmarit çeker:)müdür bey mikrofona üfler bi kaç gür püfleme:
"puuff..ehh..ööhhöö..oğluumm..kızııııımm..zil çaldı..keeş sokağı sakinleriiiiiiii..zil çaldıı laaaaannn..ziftin pekini için.."
bu uyarı sondur..herkes elindekini bi atar..üstünü başını toparlar..eyvallah2 laşılır.sırayla okul yolu tutulur.müdür bey kendi görünmez ama seyrediyordur:
"şunlara bak şunlara şunlara..keş sokağının bütün ünlülüleri bu gün burda..lutfetmişler..ooo emre bey.5 senedir lisedeyız..asker oldu lan arkadaşların sıpaaaaa..ooo penelope hanımm..keş sokağı sensız olmuyor..sokağın vazgeçilmezi..yürüyün laaaaaaaaaaaaann"

koşa koşa sınıfa girerdik...hüsnü bey nur içinde yatsın..
oktay abiyle ilgili yazacaktım keş sokağına kadar gitti.biliyor muzunuz o sokak yıllarca keş sokağı diye anıldı.ta ki restorasyon kurbanı olup da yerine büyük bi market yapılana kadar..:(

burdan sıçrayıp matematikle beni barıştıran Ahmet hocama geliim..

sınıfa ilk geldiğinde kendini tanıtmadan bizi tanımak istedi.biz sazanlar sırayla kalkıp,kendimizi tanıttık.ben kalktığımda bana dedi ki:
"sen pek bi cin gibi bişeye benzıyosun.matematiğin nası senın?"
anlasana gerizekalı.. ben de sazan
"matematik mi..o da ne..nefret edıyorum ondan ..haa yapamadığımdan değil..hayatımda işime yarayacağını sanmadığımdan .boşuna ömrümüzü yiyio..bakkala gidince parayı toplıycam çıkarıcam,üstünü alıcam bu..bana yumurtanın hipotenüsünü mü sorucaklar.." dedim..sınıf güldü..ahmet hoca kurbanını seçmiş aslan gibi gülümsedi:
"yaaa. o zaman iyi anlaşıcaz.bu yıl ki matematik,analitik geometri ve geometri öğretmeniniz benım..ve sende bu sınıfın büyük matematikçisin..hadi bakalım.."
bismillaaaaahhhhhhhh..
muhteşem bi öğretmendi..kesin kısa ve net çözümlerle ,soru çözme ağırlıklı ders işliyordu.yarıştırıyordu.dakika tutardı.bu soronun siz tembellere göre uzatılmış süresi 3 dakikadır.evet başla..
süre bittiğinde halal mal gibi bakan bize" evet yavrum..yaptınız mı..yapar benım canlarım bunu..ne varkı.çözüm orda duruyo..ha..sen yaptın mı olum..sen..kızım sen..bi fikri olan yok mu.."
sonra "heralde gözünüzden kaçtı ..bakın şu x i burdan çekeriz buna şu değeri verince hoooopp budur..bitti."
hepimizde bi aaaaaaaaaa sesi gelir..ne kolaymışşş..
sonrasında sınıfı gevşetmek için beni seçti..her des benzer şekilde tahtaya soruyu yazdığında,
"evet ..hadi oğlum..çözdünüzmü..fikri olan yokmu? penee..senın vardır..senın herşey için fikrin vardır.."
"ben mi?
"evet.. sen.."
"yok hocaam"
"vardır ..düşünn..bak şekle ..ne görüyosun.."
"hocaaaam..şimdi şuurdan bi dik indiririz.burda bi üçgen çıkar."
"eevvet..evet yavrum ferin..dvam et.."
"sonra hocamm..burda doksan derecelik açı olurr.karşısında ki açının tanjantı..."
"eevett devam ett.." der beni yerimden kaldırır .omzuma elini tar ve bnı bi taraftan tahtaya doğru yrütür.bi taraftan konuşturur.bvöyle orkestra şefi gibi de harketler yapar.
"hocam şurdan da bi cotanjantını şeyederiz.."
"eevveett.devam.."
"sonraa..şaparız bunu"
benı tahtaya kadar götürüp sorunun önündeeeeeenn doğruca kapıya yaklaştırır ,kapıyı açar benı dışarı atar,popoma bi ayak darbesiyle tabi:),
"yürü git ..bi oksıjen al..beynın oksıjensiz kalmış senın..kotanjantın orda ne işi var ..ne saçmalıyon.."
tabi sınıf ölüyor kahkahadan.
"hocaamm..nereye gidicem ben yaa."
"yürü git kantine otur."
"hocam orda bişey yemeden durursak oktay abi sokağa atıyoooo..nereye gidicem ."
"git ahmet hoca yolladı benı de..benım beynım sulanmış de ..yürü.."
kapıyı kapatırdı..ee emir büyük yerden kantine inerdim.
"oktay abii..bi kola..kutu..bi biskrem..(o zamanlar da vardı bee)bi tane eti puf.bi tane eti cin..ahmet hoanın hesba yazacakmışın."
"eminmisin.."
"elbette..inanmassan sor tenefüste.."
"iyi bakalım.sana güvenırım.sen öteki haylazlar gibi değilsin.yalan söylemessin."

onları yerim..evet yerim ne var..sonra diğer derse...
bunu sınıfın elektriğini almak için bi formul gibi uygulamaya başladı tabii.her ders attı benı..ne maskaralıklarla..ben de her atılışımda yedim..:)

ay sonu nöbetçi öğrenci geldi sınıfımıza.edebi metinler dersindeyiz hiç unutmama:
"hocam ,penelope yi öğretmenler odasından çağırıyolar..
"alla allaa" deyıp gittim..

öğretmenler odasında keli kızarmış halde ahmet hoca ..elinde bi kağıt yere çökmüş adam..önünde el pençe divan durmuş oktay abii.
"peneeeeeeeeeeeeeeee, ne kızım buuu.bu oktay diyo ki pene bunları yedi.ahmet hoca ödeyecek dedi.. doğru mu bu"
"evet hocam..her ders dışarı attınız.bu oktay abide kantinde bişey yemessek dışarı atıyo..nereye gitseydim ben..karşıdaki kardeşler pissa ya mı gitseydim../okul orda ahlaksız işler döndüğünü ileri sürerek öğrencilerin oraya gitmesini yasaklamıştı/
"laaaann bi tane simit yeseydinn kızımmm..bunları mı yedin..bu hesap neee"
"ee napiim hocaaamm.moralim bozulunca kendimi yemeye verıyorum."
"peneeeeeeeeeeeeeeeeeeeee"

tabi kaçtımm..o da ödedi..sonraki derslerde kolumdan tutup benı dışarı atıcağı zaman "hocam valla yerimmm:) "diyordum..
"tamam otur sen pene.."
diyordu..:)

ama onun taktirini kazanayım diye o kadar çok çalıştımki..ne öğrendimse matematikten son iki yılda öğrenmişimdir.
o zamanlar öss ve öys vardı..öss de matematiği zayıf olan ben 30 matematik neti çıkarınca, ahmet hocam benı okulda karşıladı.hiç unutmam ben basamaklardan iniyordum ,o aşağıdaydı..ben inerken benı alkışladı.tnoooluyoruz diye şaşkın şaşkın bakarken ,yanıan geldiğimde beni alnımdan öptü..

"yediklerin içtiklerin helal olsun be ..kızım benım beee.." dedi..

duygulandım şimdi bee..hocam şimdi alzheimer..bakımevinde bakıma muhtaç.maddi manevi hala yanındayım hocamın.ama başka şehirlrdeyiz.her zaman telefonun diğer ucundayım.bakıcılarıyla konuşur durumunu öğrenırım.bi kez ziyaret etmiştim,lanet kasabaya gittim sırf onun için.benı tanıdığından eminim.gülümsedi bana..o fatuıranın acısını hisetmiştir belkı de..saatlerce sarıldık.bakıcısı bana kimseye gösteremdiği dikkati gösterdiğni söyledi.buna bile sevindim...
lan bi yazıyı da hüzünlenerek bitirmesem.....devam etmıym ben ..iyi geceler herkese..


baktım da ..iğrenç olmuş ne ordan oraya yazmışım anasını satiim..ama silmıycem

BAŞKA TANRININ ERKEKLERİ 1

kadınların ve erkeklerin başka gezegenlerden olduğunu söyler ağzı laf yapan abi ablalar.ben şunu keşfettim ,ayrı gezegenden değiller.başka tanrıları var.adalet sistemleri,inanç sistemleri,ödül ve cezaları farklı.onların tanrısı onlara cenneti kayıtsız şartsız vadetmiş, "ve kadını senın için yarattım..şimdi gidin bahçenizdeki meyvelerden özgürce yiyiiiinn " demiş.ki herbiri birer havari gibi tanrılarının buyruğu üzere yaşıyorlar..

herşey sizin.hepimiz emrinize amadeyız baylar..gelinn..birimizle sevgili olun.
kurbanımız...sürekli boynuzlayın onu.katagorileriniz var ya: öpüşmelikler,sevişmelikler,oynaş ve dostlar..siz herkesle yatın kamuya mal oldunuz çünkü ama el değmemişle evlenın.sevgilinzle akşam yemeğine gidin ,bayıldığınız seksi kadını ertesi gün öpün.arada arkadaşlarınızla bir araya gelip(nedense bu sahne hep romalıların saunası şeklinde oluştu gözümde)kırdığınız cevizleri övünçle anlatın..
hatta bazan tek kadınla da yetinmeyın üçlü ,dörtlü beşlii yapın laaaann..Tanrının nimetleriiiiiii..

aman ağzınızdan sevgi sözü çıkmasın.diğer dindaşlarınız duyarsa hafazanallah alay konusu olursunuz cennetınıze de giremezsiniz.
hep sevilin ,sevmeyın.kadınların konuşma çabasını "dırdır" diye adlandırın..çocuk eşittir kazayla fışkırmış sperm olsun sizin için.dekoltesi varsa kaşınıyordur haydeeeee çöküüünn..

aaa benım kocam benım babam benım abim öyle değildir şimdi bilmem ne muhabbetıne girmesin kimse.kadının daha tehlikeli olduğuna yıllarca inandırdık kendimizi.neden : çünkü erkeklerin bi aklı var,modamod tek şeye çalışır.kadının kafasında kuyruğu birbirine değmeyen kırk tilki dolaşır ..o kadar özgür arazi yani..kanunıyı parmağına dolamış diye hürremi koca osmanlıyı çökertmekle suçlarız da koca kanunıyı şeyının derdine kafasını kullanamamış diye suçlamayız.havvayı ademe elma yedirdi diye suçlayıp,ademın "bunu yemeyeceğiz çünkü bu yasak " demedi diye eleştirmediğimiz gibi.
tanrınız sizi kutsasın baylar ama benımkı yazıyor bunu bi yere...
kızgınım....

bloguma düşen sorular

nasılsın?

iyi değilim ben..evet genel anlamda iyi değilim..
kafam karışık.eskiden iyidim ben.neşeliydim galiba.azalıyor.10 üzerinden 6 gibi mesela.

bi dönem daha hareketli yaşıyordum galiba.molotof kokteyli içmiş gibiyim..:))böyle bi içecek yoksa hemen yapın..


eski kocamla:) sevgili olduğumuz dönemlerde bana "hiperaktifmisin sen " demesi bu yüzedenmiş demek..daha hareketliydim..sabah kalkar okula gider,çıkışta çalıştığım kitabevine uğrar,kolilerce kitabı katagorize eder,sevgilimin okuldan çıkıp benı almasını beklerdim.o da çıkar gelirdi.herseferinde daha kapıdan içeri girdiğinde üzerine atlayarak karşılardım onu..belimden sakatlayacaksın benı sen ,demesine bile aldırmazdım.benı dışarı kucağında çıkarırdı ,ben hala onu öperken montumu çantamı arklmdan yetiştirdi patronum..
"oluuuumm kaç bu manyaktan kaaaaçç.
"peneeee nefes alamıyo oğlaaann kııızzz " diye arkamdan bağırırdı.pasajdan çıkana kadar bu durum devam eder,bütün dükkan komşularımızı kapıya dökerdik..gülerdi hepsi
"peneee yol parası da vermessin artık ,uyanık seni.."
yemeğimiz yer,sinemaya gider,bara giderdik..deli gibi dans ederdim eskiden ben:)o da bayılırdı..zaten iki birayla gözü dönerdi..çeke çeke götürürdü beni alıp ordan..koşa koşa eve giderdik..daha basamaklarda deli gibi öpüşmeye başlardık.asansör bizimdi ..kapıyı açarken anahtar deliğini bulamazdık ...

büyümek dedikleri bu mu..insanın enerjısı azalıyor,keyif alma becerisi bitiyor..ummm,bilmıyorum.bi sürü mesaj gelmiş bana dişçiyi soran..pene bunu yayınlama ama dişçiye noldu?

dişçiye nooldu?

dişçi fantezimizi cevaplıyım bişi olduğu yok millet..iki günde bi sabahları karşılaşıyoruz ,asansöre ben bindimse onu almıyorum,o binmişse ben binmıyorum .mümkün mertebe dalaşmamaya çalışıyoruz.geçen gün kız arkadaşıydı galiba hoş bi hatunun beline dolamış elini üst kata çıkıyordu.ben de baktım,her sabah o bana bakar ya hani: aaa bu beyaz çimeler çok demodee..ıı ıı olmamış..ya da hmmm kırmızı ruj sürmüşsün ,öğle yemeğine nere gidiyosun bakiiiim seeen haa...yahut erkeklerle dolu işyerinde o eteği mi giydin sen...gibi eleştirlerine maruz kalıyordum.bu kez ben baktım öylee..kızın yanında dönüp
"heey penee..ne bakıyosun..kız arkadşım bak."dedi densiz..hemen ofise girdim..
yani böyle bi mikropla hatta suzan avcı ağzıyla diyorum -böyle bi cemıyet mikrobuyla- ne işim olur eyy bloger..asayiş berkemal yanii..



başka sıkça sorulan sorularınız varsa söylimm ..şimdilik budur..

mutlu yıllar -anne-

ÖZGÜN,

ALTERNATİF

Derya baykal ..hatta o kiimm kiii..

mutlu yıllar özgün..özgünün doğum gününü unutmuşum..kendimi unutmadığım için şanslı sayılırım.pek iyi günler geçirmıyorum açıkçası.ama keşke ben en önce hatırlasaydım: geçen yıl en önce ben hatırlamıştım:))) bu da demekkii yılı devirdik özgün:)yıldönümümüz kutlu olsun:)

onu ilk tanıdığım dakikadan beri tek bi tuğla oynamadı bende..ilk blog dostum benım..telefon görüşmelerimiz olmuştur.sesi enerjı veriri..kahka atarız durmadan..onu çok sevıyorum.o benım hayatımın en eksik yerine iyi gelıyor.o nedenle onu hep orda bi yerde tutmak istiyorum..anne halini çok sevıyorum onun.allah eşin ve çocu(klar)ğunlamutlu etsin hep..benım güzel annem..sana bişey itiraf edicem..
annemin resmi yok benım.bi tane vardı .dilber sultan yoketmiş çok küçükken.annemi ruyalarımda görürdüm eskiden ,yüzünü kafamda planlardım.şimdi ruyamda senın yüzünle görüyorum..sakın kızma ...hkaret sayma..ne lan bana anne mı dedin deme..kafamda senı kondurduğum yer sanırım orası.bu ruyadan iki tane gördüm hem de ..annem babam filan..babamın her yerde resmi vardı onun şekli mevcut:) ama annem senın şu blog resmin oldu:)teşekkür ederim..bunun için en çok..iyi ki doğdun özgün..hep ol..orda hep mutlu ve ayakta ol..oğlunla,kocanla,denizsiz kalma hiç..çok sağlıklı ve mutlu ol:))))

OĞLUMLA Bİ AKŞAM:)

stıng i özledim..acısını da çıkardım doğrusu ..deli gibi dinledim sabah beri..bana romantik gelıyor.dinlenıyorum..:)Başlığım da komik oldu :)

dün gece oğlumlaydım.iş çıkışı bana geldi ,film izleyecektik .adam gibi bişey göremedik ,gezmeye karar verdik ..kar kalktı ya şükür,fırsatı değerlendirdik."nasıl bi anneyım " soruma "kötüüüü "diye cevap verdi diye haşladım tabi onu.."iyisini iyisin tamam tamam " diyene kadar..

beraber gezmeyı sevıyorum onunla.kuruyemiş aldık,sigara aldık parasını o ödedi ahhaa süper bişeymiş..
-al bunu al zift içiyosun al.
-napiim güzel ama..
-güzel mi...güzel mi..aferin.
-denemek istermisin..
-anneeee.nasıl bi annesin sen yaa..kızman gerek bana bunun zararlarını filan anlatmalısın.yani ne bileyim ..
-eğer oğlum bak sigara sağlığa zararlıdır deseydim ,ya da saklamaya çalışisaydım muhakakk merak eder içerdin.yanına bile yaklaşamıyorsun şimdi:) ilgini hiç çekmıyor..bunu bana borçlusun.
-herşeyi sen yaptın zaten ..mevsimler senın eserin:) anne ukalasın
-sen çocukken geceyarısı uykun kaçar parka gidicceeem diye ağlardın.okuldan gelmiş yorgun olurdum ,ama seni susturmayı bilmediğim için hadi yürü gidelim der ,seni giydiri,elinden tutar parka göötürürdüm .gece yarısından da geç.parkta kimse yok .salıncakta sallanırdık beraber.sonra sen gökyüzüne bakar ,gözlerini kısar seslenırdın: "anneee annee bak göruyormusun .." gördüğün şey yıldızlara gözlerinı kısarak baktığında ışıkları yayılmış görunuyo ya o.bak annee,görüyormusun.yıldızlardan ışıklar çıkıyo ya..işte onu ben yapıyorum..

kendi gördüğün şeyi benımde gördüğümü ve hatta herkesin gördüğünü sanıyordun..o zaman sen neydin acabaaa..üüükela..

-salak bi çocukmuşum ..
-sakın..ağzını topla..benım o minik aşkıma sen salak diyemessin..onu çok özlüyorum.minnacıktı..bak nasıldı biliyo musun şu kadarcık ayakları vardı.
-anne..bütün albüm ,ayaklarımın ve ellerimin iziyle dolu..boyutlşarını biliyorum .
-kötümü olmuş..

çocuğun ayak tabanını her doğum gününde rujla boyar kartlara basardım.ellerini de tabi:)bu sanırım 10 yaşına kadar sürmüştür..sonrasında çocuk isyan etmiş,yazıcıdan elinin fotokopisini çekmiş getirmiş.al bunu sakla anne nedir heryerim çilek kokuyor yapış yapışım yaaaa:)))
demişti..


oğlumla yaşadıklarımızı paylaşmayı sevıyorum .konuşmalarını esprilerini..ama kimsenın yanında bu şekilde konuşmuyor nedense..sadece efendi efendi duruyo.."aa maaşalah ne usşlu,ne terbiyeli.." derler .ben de "çok da komiktir." derim.oğlumun suratına bakarlar ,içlerinden "bu mu " geçer.efendi ,ağırbaşlı bi çocuk bu yahuu,komik olamaz gibi gelir.

film beğenmediğimiz için dolaştık durduk geç saatlere kadar,mağazalara girdik.benı itekleyerek dışarı çıkardı.sırtıman kollarıyla iteklıyor ,ben direnıyorum..herkesi güldürdük."kusura bakmayın annem alışveriş bağımlısı da krizi tutuyorr..terapi yapıyoruz " dedi..ben de ona uydum..1bırak beniii..alıcaaamm onlarııı alıcaaaammm "
bütün mağaza kahkahaya boğuldu.çıktık ,gezdik.salep içtik.eve dönerken mutluyduk.kimnseye ihtiyacımız yok gibi.en büyük aşk bu..

AŞK MEŞK

hava kurşun gibi ağır..bağır..bağırr..bağır..bağırıyorum..koşun kurşun eritmeye çağırıyorum demiş,şair..

hepimizin diyecek lafı var..eritelim kurşunu...diye yazdım açıkçası..ha ilişki ustası mıyım..peehh..asla..kınama kolu başkanı hele hiç değilim ..bennn.asla..kiiiim? asla..ama diyeceklerim olur:

AŞK ÜZERİNE...
Ey aşkk..senı kalıplara soktuk ,adına adlar koyduk.sınıflandırdık..

Masmavi bi ırmaktan avuç içlerimde çıkardım seni taşların arasından..temizledim otunu çöpünü,silkeledim kırıntıları.göğsüme sildim.tenıme değdirdim.sardım sarmaladım..sakladım verdim ona.””bu ne “ dedi..”taş mı?” ne çabuk koydu adını …taş…




Buna sıfat yğklenmez elbette..bizim sözümüz aşka değildir. Adam kadına aşık olur ,kadın adamı sever..adam aşık olur..kadın sever..anlıyor musun..aşk..ateşin yandığı andır.sevmek kor söndükten sonra ısıtan kısmı..
Erkekler…
her zaman bir korun peşinden koştunuz…ne zaman ısıtan bi ateşe döndü ,yeni bi kor peşine düştünüz.mağaradaki av psikoljısınden kurtulamadınız kızmıyorum ,toprağınız böyle muhtemelen..hint mitolojısınde der ki

“Tanrı, yaprağın hafifliğini
ceylanın bakışını
güneş ışığının kıvancını
sisin gözyaşını aldı
rüzgarın kararsızlığını
tavşanın ürkekliğini buna ekledi
onların üzerine taşların sertliğini
balın tadını
kaplanın yırtıcılığını
ateşin yakıcılığını
kışın soğuğunu
saksağanın gevezeliğini
kumrunun sevgisini kattı
bütün bunları karıştırdı, eritti ve kadın yaptı

YARATTIĞI KADINI ,ERKEĞE ARMAĞAN ETTİ...

Tanrı, kaplumbağanın yavaşlığını
boğanın bakışını
fırtına bulutlarının kasvetini
tilkinin kurnazlığını
boranın dehşetini aldı
sülüğün yapışkanlığını
kedinin yaramazlığını
hindinin kabarışını
gergedan derisinin sertliğini onlara ekledi
bunların üzerine ayının kabalığını
bukalemunun şıpsevdiliğini
sivrisineğin vızıltısını kattı ve erkeği yarattı

YARATTIĞI ERKEĞİ,
ADAM ETSİN DİYE
KADINA VERDİ...



Belki de öyle.. belkı de değil..ama gezegen farkımıza katılıyorum..


Ve aşk…bu iki yabancı arasındaki aşk..kızmıyoruz aşkın hiçbi haline .haddimizi biliriz..

Ama şu var..öyle olmalı ki aşk ,anlatıldığında insanın midesi kalkmasın.bir esirin bir efendiye aşkı ,bir siyahın bir beyaza,bi siyunun bi solukbenizliye,bi delikanlının öğretmenine aşkı…insanın yüzünde gülümseme doğurur.ona aşk dersin..bazan yasak ilişkilere de aşk der ağlarsın..anna karenına gibi…yada masal gibi grımm kardeşlerin anlattıklarının dünya üzerindeki gölgelerine..
Evli adamın sevdiği genç kıza da aşk dersin.diyebilirsin..

Biz kadınlar..diyeyim ben ..bizim kızdığımız adına aşk dedikten sonra maceraya çevrilmiş ilişkiler..içinde cinsellik kokusu buram buramken bir taraf için ,diğer tarafın aşka tutulduğu ilişkiler…
Woody alıenı destekleyenler..aşk mı dersin ona..ya da o yazar..üvey kızını önce büyütüp ,sonra o kızın annesinden boşanıp,kızla evlenmek…buna aşk dermisiniz ..dersenız de kızmam ki..bu benım sayfam benım yorumum ..ben dmem..aydın olduğu için o yazara “hayat senın yaşa üstat “ diyenın Hüseyin üzmezi “sapık “ilan etmesi ne tutarsızlık o zaman..ikisi de sapık itolusuların..bence..sence değildir..napalım..vizyon farkı..ama bana bu aşk deme..bu kadar basit mi…

Bize ne elalemin aşkından değil mi..

Değil..her zaman derim ,nazım hikmetin dediği gibi:
“kusura bakmayın ama ben deniz kıyısında yosun tutmuş bir taş gibi yaşamaya söz veremeyeceğim” ..tepki koyma hakkım mahfuzdur..ve tepki koyuyorum
Tek tarafın aşık olduğu diğerinin heyecan yaşadığı ilişkilere….içinde cinsellikten öte bişey olamayan ilişkilere karşı değilim ,onun adına aşk denmesine karşıyım.küçük çocukların yaşlı amca ve teyzelerle oynadıkları aşk oyununa –ki derinlerinde nörolojık rahatsızlıklar olduğunu düşünuyorum-..tepki koyuyorum..ha benim tepkim ne moka yarar .yaramaz.konuştuğumla kalırım..ama konuşmuş olmakla tepkimi dile getirmiş olurum.yumurta atmam.konuşmayı kesmem.çocuğumu onlarla görüşmekten men etmem .sadece söylerım .bence şık değil..


....
YAZANIN SON SÖZÜ:

Kalp ruha derki ,nedense hep ben severim ama acısını sen çekersin..ruh kalbe döner şöyle der: “sen yeter ki sev” (şems)


****
Patates mitoljı
den aldım hint mit.hikatyesini…

MESAİ AŞKLARI

UYKUM KAÇTI yazyım dedim aslında uykum başka şeyden kaçtı neyse....


bugün öğleden sonra sevdiğim bir ahbabımla:P /sevmem böyle ahbap mahbap cümleleri lakin sıfatı yok,o nedenle bundan başkası denemz/ karşılaştık.rengi eskiden bildiğim renkte değildi.yani pembe beyaz değildi.solgun bi sarı.."nen var " dedim ,"hasta mısın" .."yorgunum " dediyse de kolundan tutup bi yere götürmeliydi onu,yaptım bende.

-bize iki nescafe..senınkı sütlü müydü?
-ne çok hatırlıyorsun herşeyi..
-hatırlıyorum lanet olası fotografik hafıza.başıma ne dertler açmıştır./bahsettim mi..bilenler bilir fotografik hafızam var benım.babamdan kalmış.her okuduğum,gördüğüm,duyduğum şey JPEG olup saklanıyor beynımde.i arşiv odası var kafatasımın arka yerinde..tüm resimler orda toplanıyor.bi koku ,renk ,müzik yada söz duyduğumda anında konuyla alaklı jpeg ordan çıkıyor gelıyor karşıma.3 yaşından beri yaşadığım her günü hatırlıyorum.muhtemelen erken ölücem bu yüzden./

-evet.hiç bişeyi unutmazsın.
-eee anlat bakalım..vats dı metır?
-hiç..mesaili bi aşk yaşıyorum..belkı odur.


hobaaaa.yada taranırırırın...


nedir bu mesaili aşk?
arkadaşım bi kaç yıl önce eşinden ayrılmıştı.kendinden yaşça büyük bi eşi vardı.ayrıldı,hayatını düzene koydu filan falan.burda bırakmıştım onu en son .iyiydi o zaman.kısa süre sonra biriyle tanışmış.yakınlaşmışlar.bir kaç kadeh içmişler,biraz gezmişler.bir iki filme gitmişler.birlikte olmuşlar.bir hafta sonu tatile gitmişler.buraya kadar iyi değil mi..
sonra bi gün telefonların sadece hafta içi gelmesi,hafta sonları kapanması,tatil günlerinde işinin olması filna..iz sürerek gittiğinde
-uleyyn nedir bu.
sorusuna muhtem zat,
-canım ben evliyim .iki de çocuğum var..açıklamasını yapmış.
önce ağlama krizleri ,hayata küsmeler filan falan derken,sonra neden bilmem /o da bilmez/ kaldıkları yerden devam etmişler.
yallnız adamın şartları varmış, sabah 8 den önce arama.akşam 6 buçuktan sonra arama.hafta sonları arama.tatillerde arama.ben senı arayınca helada bile olsan telefonu aç.benım aramamı bekle...nedense bu kurala riayet etmiş.
ta ki bugün..onla paylaşmak istediği bişey varken..heycanla aramışadamı.

-heeyy.
-naber..nerdesin.
-sokaktayımm.baksana noldu bili...
-tamam canım .evdeyim.senı pazartesi..sonra ararım ben.
-iyi peki..

ulaann.sevgilini kafan estikçe arayamayacaksan..istediğinde yanında olamayacaksan..tatil günlerinde onunla olamayacaksan..öyle sevgili mi olur..aşk mı olur..

-yürü dedim..yürü..
-nereye..pene..hiç halim yok..
-hayır yürü..kuaföree..saçını başını değiştiriyosun..telefonu hattını değiştiriyosun..hemen yenı bi hat alıyoruz..üç beş gün beraber takılıyoruz.geziyoruz içiyoruz..ve bu adamı hayatından çıkarıyosun..
-pene..
-ne pene ..ne pene..mesai saatleri içinde görüşmuyomusun bu adamla sen.
-evet.
-o halde bu bi iş.
-mm..belkı..
-o halde istifa edıyorsun yavrumm..hemde o senı kovmadan sen istifa ediyorsun.hadi kalk..sokarım öyle aşka..aşkın mesaisi mi olur..evli adamla ne işin olucak..hadi alem senı beklıyor.
-pene..
-bir daha pene dersen masadan kalkar giderim.vve ilk yapacağım senın numaranı silmek olur.asla senı görmek istemem ..ve hatta hırsımı alamyıp senı afişe ederim.."evli adamla aşk yaşıyo " diye..ve bundan daha kötüsü şu karşımdaki frambuazlı pastanın hepsni yer kalkarken hesabı ödemem..
-pe..tamam pene..haklısın..


elbette haklıyım..mesaili aşk mı olur...sokiim o aşka..
eğlendik akşamüstü biraz..benım gecem güzel geçti..onunkini bilmem.ama bana söz verdi..ve ..telefon hattını kırarken önünde saygı duruşuyla durduk mesaili aşkın ..son sözümüz o oldu..
"güle güle patron."



YAZARIN NOTU: ERKEKLERRR TOPUNUZUN BEN.........

AHANDA GERÇEKLERİ AÇIKLIYORUM…….

bi paylaşmak istedim bee..azcık arkadaşlarımla....

nes'in dediği gibi yalnızlar kraliçesi değilim elbbett..öylemiyim yoksa...bilmıyorum..
çok önceden bundan belki 3 yıl kadar önce beni iyi kötü tanıdığınızdan farksızdım ..tek farkı şu G. olayının ilk yıllarıydı..yani olmayacağını anlayıp ayrılmıştık..eski hikaye ..bilirsiniz..belkı okumuştursunuz arşivlerde..

o dönem görevimiz için Ağrı ya gitmiştik.kısa süreliğine...bi lojmanda kaldım,güzel zamanlar geçirdim zor olsada ..orasını bilmezsiniz..dağın başı dedikleri yer var ya..işte orası dağın başı..hiç bişey yok..gece diye bişeyin yok akşam var tavuk gibi yatıyosun ..sık sık elektrik kesiliyo..kar diz boyu..tam da bu günler işte 3 yıl önce bu günler..lojmanda kesik kesik gelen bi internet var allahtan tek medeni olay bu..yani buralarda doğan biri olsam belkı ne var canım diyebilirim ,kanıksamış olurum muhtemelen ..uzaklardan gelen biri için ,hele de yalnızlık canına tak demiş,aşkın acısını yaşamış biri için ..bi de evlat sevgisinden kaynaklana özlem varken..yaş otuzken ..kadınlık hormonları tavanken..gece yapacak hiç bişey yok, yatağın içine oturup 4 kişiyle paylaştığımız odamızda konuşur eğlenırdık..kızların ikisi küçüktü..öğrenciydiler..diğeri iş arkadaşımdı yakındık ..olabildiği kadar yakın yanii,pek yakın olmuyorum kimseyle..
laptopumu kucağıma alıp,oturup bi sürü yerlere girip çıkıyordum..öyle diyince fesatlık yapmayın leyynn..natıonal geographıc e üye olmuştum,ne bileyim bi mumya nasıl yapılır izliyordum ..cnbce ye bakmaya çalışıyordum..ama açılan her sayfada zoonk diye bi paylaşım sitesinin reklamı geliyordu karşıma..hatırladımm...yıllar öncesinden bi arkadaşımın bana açtığı bi profil geldi aklıma..”kızımm rahibe mi olucan,ahanda sana profil ..burda bi sürü de kişi var sohbet et ..hem de ingilizce sohbet..öyle chat sitelerinden değil buraaaa,nitelikli adamlar varr.”
adlı uyarısına
"siktiriniz gidiniz efendim "yaklaşımıyla yaklaşmıştım ..:) .kaç yıl sonra …1 yıl :)- o dediği site reklamıyla karşıma çıktı bi yerleri kurcalarken...bende aaa bak o site diyerek denedim bi..hep aynı şifreyi kullanıdğı için o salak arkadaşım(bankamatikleri,işyerindeki şifreleri,msn şifresi) şifreyi unutmak imkansızdı benim için..açtım baktım bana benzeyen bi kız resmi koymuş amma ben değilim kesinlikle ..zatem bi reklam filminden resim..profilime de bana göre bi takım bişeyler yazmış..bi baktım beni eklemk isteyen 1170 kişi var..ohaa ...bana bi eğlence çıktı hiç birini ne ekledim ne tek bi konuşmam geçti..sadece profillerine bakıp eğlenıyordum ve hepsini okuyup "güüle gülee salak" diyip siliyordum..kızıyordum ,dalga geçiyordum ..kesinlikle ciddiye de almadım zaten durumu..ama bi panaromaydı ..memleketin hali..hiç de öyle ingilizce geliştirmek için konuşuluyomuş bilmem ne değil.basbaya abazaların akınına uğramış,saçma sapan bi yerdi..insanlara bakıyordum..Hayatın basitliğine..profillerden kişilk çözmeye çalışıyordum..tahmin yürtüyordum..
"mutlaka evli bu adam.."
"bence bu erkek değil bu kadın.."
"bu kesin gay.."
gibi gibi...
sonra arkadaşlık teklifinde sıradan olmayan bi cümle gördüm.cevap yazma gereğ hissettim.zira adam benle sidik yarıştırır gibi bişey yazmıştı..eee yarış bu..bakalım kim daha çok...:) neyse..kendi cümlelerinden oluşan ama tabi benım kıvrımlı dokunuşumla değiştirilmiş bi cevapp yazdım.sonra sildim adamı hemen.. ertesi gün benım taktiğimi bana kullanarak bi cevap yazdı..öyle böyle derken baya bi yazdık birbirimize ama nasıl siyaset ekonomı sağcılık solculuk..ama asla kendimi deşifre etmıyorum.herşeyim saklı gizli..sonra anlatmak istedim bana yaşadığı bi aşkı anlattı.şahrut efsanesini..ona hayatımı kim olduğumu anlatmak şstedim..gerçek hayatımı..yakınlaştık gibi..tam o gün karar verdim dedim ki ben bu kalite kokan adamı bu kültürlü ,oturup dinleyebileceğim adamı tanımak istiyorum .müzik ve sinema zevklerimizin bunca uyuştuğu ,radıohead i sevdiğini gördüğüm ilk arkadaşımdı mesela,onla bu akşam konuşayım..diyeyim ki msn den görüşelim artık..hatta telefonlaşalım..bak ben buyum..bu bu bu..mesleğim yerim yaşamım konusunda sana yalan söylemedim ama sonra onun çok da iyi giden bi hayatı olduğunu öğrendim.anlattığı hayat çok düzgün çok olması gereken bi hayattı.kendi hayatıma baktım..vazgeçtim.insan sevdiği kişilerin gözünde eksilmek istemıyor..
sonrasında onunla konuşmaya, ondan dinlemeye devam ettim.yanyana geldiğim biri değildi.anlattıkları ,yazdıkları hani kendimden daha çok okuyan ,daha çok bilen biri hiç olmadığından bana masal dinleyen çocukların huzurunu vermişti.l..onun ülkenin siyasi gidişatıyla ilgili anlatacak çok şeyi vardı,müzikle ilgili ,sinemayla ilgili anlatacak çok şeyi vardı ve ben bunu dinlemeyi seviyordum.zamanla vazgeçtim.kendimle ilgili karakterim ve mesleğim dışında hiç bişey anlatmadım.yazılarına yorumlar yaptım.fikir tartışmalarına girdik.bana yaz dedi..bunları yaz…ben zaten yazardım sıkıntılarımı ama sadece kendi göreceğim şekilde..bu kez cesaretlendim yazmaya başladım.yazdım..kendimi ifade etmeyi ondan öğrenmiş olabilirim.


insanlar sevdiler.çok şey hakkında yazdım.müzik ,hayat,düşüncelerim…derken insanlar arttı ve yazdıklarımdan çok beni merak etmeye başladılar.beni hayatımı evli miyim değil miyim nerdeyim..sevgilim var mı..annem babam..çocukluğum…yorumlar yapmaya başladılar ..yazdım bende..ama hayatımı bir resmin negatifi gibi tam tersine çevirerek yazdım..
yani annem babam hayatta ama birlikte olmak onlara yaramadı ya o nedenle bu hayatımda ikiside ayrı ayrı yerlerde başkalarıyla evli ve mutlular.bu yeni hayatımda yalnız da değilim kardeşlerim var.evliler mutluyuz.bunun gibi..
insanlar sevdiler..daha sormaya daha sormaya başladılar.pembe dizi izler gibi izlemeye başladılar.normal gündelik yazılarımı yazsam da o yazıların altına şahsi hayatımla ilgili şeyler yazmaya başladılar…kocamı yazdım ..ama evlenmıyoruz.hamile kalmıyorum..beni ailesi istemıyor diye hamile halimle bırakıp gitmıyor.ben onu ailesi istemediğini anlayınca zor durumda kalmasın diye terk etmişim.
İş uzadı..insanlar yalnız halime üzülmeye başladılar.eyvah dedim.kendiim oluyorum.hemen aşık oldum birini buldum yazılarımda.G.le yaşadığım aşkı kusurlarını kapatarak,cilalayarak anlattım.evlendim.oğlu vardı evlendiğim adamın.kendi oğlumun çocukluk anılarını kattım ona.bunu isteyerek yapmadım.bi kere başladım,hikayeye dönüştü.geri dönemedim..ama rahatsız edıyordu beni..
Bu arada onunla arada konuşmaya devam edıyordum.ona değer verıyordum.benım için idoldü.sevıyordum ama sevgiden daha çok ona saygı duyuyordum.ee tabi bazı şeylere uyuz olmadım değil.ona bi kaç kez anlatmak istedim..çok sıkıntılı zamanlarımda bi telefon kadar uzağımdaydı.çok güldürmüşümdür onu,o da beni.çok sorardı,ardı ardına..yazdıklarım gibi anlattım tabi bende..

Sonra..bu kabusa dönüştü..bazı fanatiklerim beni aramaya başladılar.çeşitli illerden arkadaşlarım benı arayıp,”bi kadın arıyor senı .telefonda soruyor.senıle ilgili şeyler soruyor.tanımıyoruz dedik,hayırdır” demeye başladı.bu durum canımı sıktı.sonuçta ne yazarsam yazayım deşifre olmak kimseyle gerçek hayatta karşılaşmak istemedim.bu benim seçimim.ama ısrarcıydı o kadın .dedekttif gibi yazılarımda hatalar ,açıklar bulmaya çalışıyordu.bende buna son vermek istedim.herkese veda ettim yazımda .konuyu kapatım..ama ısarcı beni ete kemie bürümek isteyen beni sağa sola mühendisler odaSIna ne bileyim illerde ne kadar hayvancılık kurumu varsa oraya telefon ederek ortaya dökmeye çalışan biri çıktı..sonunda bana kadar geldi telefonu kadının.benımle konuştuğunu bile bilmeden bana beni soruyordu ,tanıyormuy muşum kimmiş..böyle biri vvar mıymış?.
O dönem hastaydım.ayağımda bi yara çıkmıştı ve tedavi görüyordum.doktorlar bunun bi kanser hücresi olduğunu her şeye hazır olmam gerektiğini söylediler.çöktüm.kendimden çok efe yi düşünüyordum.benim gibi kalır mı o da.,kimsesiz.psikoljım iyice bozulmuştu.rüyalarımda öldüğümü,efenin büyükanneme verildiğini ve bana yaptıklarını efeye yaptığını görüyordum.yıne sabah ofisteyken o kadın aradı.açtım..öldü dedim..kanserden öldü..sonra bu okuyanlar arasında yayılmaya başladı. sonra itiraf ettim dedim böyle böyle..hadi vurun beni..

Nefretler yağdırmaya başladılar..sanki herkes otobiyografi yazmalıymış gibi. Bi hikaye okuduk deyip geçemediler.sanki cinayet işlemişim,ya da kendimi anlatıp verdiğim hesap numarasına bağış toplamış ve onları dolandırmışım gibi lanetler yağdırdılar.oysa kendime sahip olmadığım güzel bi hayat çizmiştim..siktir ettim.kapattım yazmayı da..konuşmayı da..insanlara yakınlık kurmayı da..

Uzun süre sonra tedavim sonuç verdi,iyi huylu bi hücreyle olan mücadelemi kazandım..kullandığım anti depresanın dozunu düşürüp , kendimi projelere verdim.daha iyidim.oğlum büyüyordu artık G.nin acısı da içimden çekiliyordu.
dayanamadım..bi iki satır yazdım penelope oluştu.ama penelope deşifre olmak istemediği için ya da kendine mutlu bi hayat çizme derdinden kurtulduğu için yepyeni başladı..
onun öyle bi derdi yok.terkedilmiş olmayı kendine hakaretmiş gibi saymadı.yazmakta sıkıntı görmedi.oğlunu anlattı gururla ki onunla gurur duyuyordu.sadece “ben dul bir kadınım şurda şöyleyim” demenın ona getireceği zorluklar nedenıyle bi kaç gizli ismin ve bi şapkanın altına saklandı….budur..
bana kızgın olanın eşekliğime kızanın kızma nedeni budur.yalanlarıma kızgın.ama beni sever.beni bilir..ve onunla yatmadım..paylaştığımız güzel şeylerden kastı ,çılgınca yaşadıklarımız dediği şeyler konuşarak paylaştıklarımızdır.her zaman benım için özel olucak.onun kendi hayatı benım kendi hayatım var.burda bu sayfada tümüyle benım.okumak isteyen okur..istemeyen “ahaha sallamış “ diyen okumaz. Budur..gerçek hayatıma girmesi gereken olursa ben dahil ederim ki konuştuğum paylaştığı insanlar var.Onun dışında kimseden beklemediğim şeyi benden beklemeyin….

Saygılar ..
Yalnızca penelope……..

ANASINI SATTIMIN MANİTALAR GÜNÜÜÜ

hhiieeeeeyytt..

yalnız sevgililer gününe tüküreyiimm ..

alışveriş çılgınlığı doğsun diye uydurulmuş kapitalist manitalar gününee diyeceklerim var..


-sevgilim yok diye 364 gün üzülmeyip bu gün üzülmemizi sağlayanın

-ayın 15 inde maaş alan memura 14 şubatı dayatanın...

-yeni yetmelere oyuncak ayı almanın çok şirin olduğunu öğretenin been.......


..

özgün,oya,nes..kızım ,size diyecek bişiiim yok..allah bi yastıkta kocata..

ama şöyle de bi durum var ..hani klasik türk erkeği ,türk kocası muhabbetidir:

-ama ..amaa..bbu gün sevgilileeer günüüü..ühühühühhhhüü

-karıcımm,ama sen benım sevgilim değilsin ki..karımsın..

işte buna güvenerek ve bize kattıkları yıpranma payını da ghesaba katarak hepimize bu şarkıı


ÖZGÜN,AİKON,NES,OYA,LEBLEBİİİİİİİ,PENELOPE:)))))))))

Get Your Own Player!


doğum günü-bulut-ıvır zıvır


evet tamam ..nesin ,aikonun,lebin ..özgün ün...yani kızlar evet sizin daha fazla bayılmanıza içim razı olmadı..çok bayıyorum evet...
ağlak gıcırdak bi kadın değilim aslında ben la..tanısanız yeminlen severdiniz ,pozitif elektrik şeysiyim.
"sesin muhteşem gelıyor " derler eşim dostum..yoo biri "sesin çocuk gibi " dedi .bozulmadım mı ..bozuldum..eminim güzel bişi demiştir aslında:)

doğum günümdü işte dün..özgün de ev partisindeydik..:P benim için bi masa kurmuş..muhteşemdi ..kırık dökük bi kaç anıyı canlandırdı..yedik içtik..nes ,mezdeke cd leri getirmiş,inanmıyorum tabi:),oynadık göbek attık ...
oya pasta yapmış,leb aiko filan erkeklerin topuna cenaze namazı kılıp.içtik sonra..sonra içip içip seroyu aradık:))

deeerrmişim..ay bunu söyleyen herkese ,yani hayal edin piliz
"deeeerrrmişimm.."
"şunu da kafana yeeeerrr mişin " diye bi refleksii hareket yaparım normalde .elim ayağıma gider terlik spor ayakkabı neyse işte fırlatıveririm aslında..

gevreklik bi kenara özgünün blogunda yaptığı güzel süprize diyecek kelime bulamıyorum.ona ne kadar teşekkür edtsem az.çok duygulandım..

sonra telefonlar ,mesajlar ,iletiler..çok mutlu oldum açıkçası.denizaşırı memleketten bile mesajım gelmiş..Kaptan 'la aynı gün doğmuşuz ya..aklında kalmış mesaj atmış iyi ki doğduk diye..karşılık vermedim.ne işim olur sevgilisi olan kaptanla ..mesaime yazık .:))
ama hoştu tabi .insanın bi tarafını kaldırıyor.
iş yerinde herkese söyledim,yaaa bu gün benim doğum günüm diye diye beyinlerini yedim.tek bi tane bile kadın çalışan yok işimde anasını satim.hepsi kalas.
-penelope, şurdan dosyayı getirsen de beraber işlesek.
-olmaz.
-neden
-bugün benim doğum günüm arşive inemem.
-penelope,ayaktasın demi.şurdan ban...
-olmaz.
-neden.
-doğum güüm benim .
-eeee.yeni..
-ee doğum günüm .o yüzden yapamam.
-pene, ziraat bankası yazışmalar için tahhütname istıyo onu hazırlıycaz.
-iyi hazırla.
-eee ben veri giriyorum .
-olmaz yapamam ben..
-eee neden..
ofis ahalisi koro halinde
-çünkü bu gün penenin doğum günü..
-aaa ..siz nerden biliyosunuz..aaayy çok duygulandım ..çocuklaarr.demek hatırladınız..ağlamak istiyorum..

günün sonunda iş arkadaşlarımın :
-bu günün bittiğine hiç bu kadar sevineceğim aklıma gelmezdi..
-lan ne doğum günüymüş anasını satiim.karı elini hiç bişeye sürmedi..
-gelecek yıl bu günü resmi tatil etsinler..
serzenişleri arasında düştüm sokaklara.Oğlum babasından yeni gelmişti .aradım onu hadi atla otobüse gel .filan falana gidip ana oğul yemek yiyelim. dedim.
-anne çok soğuk eve gel ,dedi.

eve geldim tabi..burda gezecek bi yerde yok zaten..Ankara da olsak neyse hadi..:)


oğlumla beraber film izledik.bana bi şal almış.çok zevkli güzel bişey.benım kredi kartımla ve anasının gözü fiyatına tbi..ama dert değil.oğlan zevkli..onu test etmiş durumdayız..
(yalnız laf aramızda gönül vereceği kadın çok şanslı be..zevkli akıllı,müzistyen ama matematik zekasına sahip bi herif..hayatı ciddiye alan ve kadın ruhuna kıymet veren..sevdiği kadını kıskanan bişey..ve sığınılabilecek bi omuz.boyundan büyük beylik laflar.gri gözlerinden bahsetmıyorum hiç.temiz yüzünden de.reklam filmlerinde oynat bunu derlerdi bu küçükken.asla yapmadım..bunu aşkla yaptım ben ..ondan galiba:)

geceyarısı içtim biraz..düşündüm sonra..

paylaşayım sizle..
aklımda bi bulut var..bulut..ona bi takım özellikler giydirdim.pop star idolleri gibi bişey değil hayır.onu dinlemeyi sevıyorum.anlattıkları ..tutunmamı sağlıyor.şimdi nasıl anlatsam ki..klasik kadın erkek ilişkisi şeklinde değil ..yani o ben aslında..ya da ben oyum..kafamda bi kılçık.daha sakin olmamı sağlıyor düşüncesi.24 saat aklımda mı..hayır.uzanıp düşününce ,ya da anlattıklarını dinleyince aklıma geliyor sesi,bu sesi ona ben yaptım aslında sesi yoktu yakın zaman kdar ama yaptığım ses zaten onun sesiydi..kollarımı başımın altına alıp yere uzanıyorum,anlattığı bazı şeyleri içindeki bazı cümleleri ,düşünüyorum.cümleden farklı yargılar çıkarıyorum.yoo öyle fesat yargılar değil..genel anlamda diyorum.hayatla ilgili yargılar.şimdi olay kendine yakın hissetme olayı.sonuçta sadece o bulut olarak kalacağını zaten biliyorum..ha şu olabilir denk düşer ,bi yerde bi gün ..selamlaşıp..aslında selamlaşmayabilirim sadece bakıp doğrudan sarılırım ,ya da yakasından tutar kenara çeker öperim uzun uzun muhtemelen -ki b konuda iyiyim :P -sonra yakasını düzeltir,gözlerine gülümser ,teşekkür eder giderim ..bunu da yapacak potansiyele sahibim .hani böyle herkese yakışan klasik sevgililik ,söz z,nişan ,evlilik,evliliğin monotonluğa dönüştüğü sağlam ilişkiler yakışmıyor bana..üstümde durmuyor ..öyle olsa mutlaka dururdu şimdiye kadar.özenıyorum o insanlara..
cezmi ersözle bi konuşma geçmişti aramda yıllar önce ..hayrandım ona ilk çıkmıştı kitapları.tanıştırıldık bi yerlerde..inançla ilgili bi konuşmaydı .unutmuyorum hiç:
"en çok imrendiğim insanlar onlar.tanrıya inananlar,dedi.çünkü sığınacak ve onlar için hak arayacak güçlü bi dayanakları var.kendilerine yardım edecek birinin olduğunu ,haksılığa uğradıklarında bunun hesabını ödetecek birinin varlığını biliyorlar.içleri huzurlu..keşke ben de inanabilseydim." demişti.her ne kadar öyle değil gibi görünse ya da o öyle söylese de inandığını anlamıştım ben o zaman.öfkesinden " seni sevmıyorum baba " diye bağıran babasına hayran çocuğun sözleriydi aslında onunki..işte onun gibi...o cümlelerdeki gibi ben de imrenıyorum düzenli aile hayatıyla büyüüyp ,yaşayanlşara..koca,tyemek ,çocuk ,ev..yıllara yayılan sevgi..filan..
bana gelmıyor ,durmuyor üstümde.hep bi arıza olmalı.düzgün adamlara ben aşık olmuyorum.kadınlar arıza sever ya..yoo hayır bu bulut u seviyorum demıyorum.evet sevıyorum da öyle değil..hööörrff,bu nasıl anlatılır..
ona
-sana tutunuyorum güçlü ol dedim.
yani ezik şeyler anlatsa bile -ki anlatmaz arada bi iki ezik cümle kurar,güçlü diyorum.gözlerimi kapatıp avatarların sihirli ağacı gibi ilham alıyorum ondan.
hayal kırıklığına uğrayacağımı düşünüyor ,sence ben böyleyimdir şimdi diyor.kendince kendine kondurduklarım olduğunu düşünüyor.oysa hiç bişey kondurmadım.tasviri de yok aklımda fikrimde..


BULUT VE GEÇEN GECE
iki gün önce biriyle tanıştırıldım..yakışıklı bi makina mühendisi..ofis arkadaşlarımdan birinin kuzeni.bu makina mühendislerinde ne var bilmıyorum..evlenemıyo bu adamlar..:)

güzel sohbeti yoktu.yakışıklı bi adamdı..zaten bu arkadaşların tanıştırma olayı korkunç bişey..öyle salak salak hep beraber oturuyosun.o seni süzüyor,sen onun süzdüğünü bildiğin için ,bi yanın aslına "mikimde bile değil " dese de diğer yanım " kızı beğenmedim " demesin aman diye bi kasıntı içinde..sonra arkadaşlar kalkıyor ah şu beklıyor beni bu beklıyor beni..şunu unutmuşum bunu unutmuşumm,siz takılın..abc sen pene yi evine bırakırsın değil mi malum burda geç saatte eve gitmesin.( gecenin 2 sinde eve tek başına gidebilen bana diyor bunu )
sonra izledim beyefendiyi..beyefendi evet laf olsun diye demıyorum..katalogdan çıkmış gibi.ama bana bakınca yok be hiç yakıştıramadım kendime.
-böyle üstruplu adamları pk sevmem ben.
-nasıl ..üstruplu.
-kalem gibi yani düz.
-kabahat mi
-senın ki değil..
-?
-kabahat olan ..senınkı değil..bilakis..kutlanmalı..ama ben değilim pek.
-yoo gayet üstruplu gördüm ben..dövmeleri saymazsak.onun da lazerle sildirilebileceği bi çağdayız.
-sildirmeyi düşünmüyorum.
-olur.sorun yok.vücudunu kirleten sensin.sade hali güzelmiş bence..
-kir değil..öyle gelmıyor bana.
-yaşlanınca anlamsız olur.buruşuk bi ninenin göğsünde çiçek.
-umarım buruşmam..
-herkes buruşur
-james dean buruşmadı.marlyn moonro da
-genç ölmek.
-mesela.
-sıkıcıyım değil mi
-garipsin
-garip..?
-sıradan değil.
-iyi mi bu kötü mü.
-kendini bana beğendirmeye çalışmaman iyi. kendinden uzaklaştırmaya çalışman kötü.
-ikisini de yapmıyorum..sanırım.
-gidelim mi.
-nereye
-evlerimize ..sen evine .ben evime.
-aslında farklı hayal etmiştim.
-yıkttığım için üzgünüm.üzerine hayal kurulacak bi tip değilim pek.
-aslına bakarsan hayal kurulacak bi tipsin.ama..
-ama ..
-sevgilin var mı
-var galiba.
-öylemi..bilmıyordum.
-ben de bilmıyordum..şimdi öyle düşündümö..galiba bi bulut var kafamda..bi çok özelliği var ..ve ayrışmamış henüz.karşıma çıkacak.
-hmm..beyaz atlı prens masalı..
-yo tam olarak öyle değil.bi çok kişden toplama bi karakter var kafamda..bi de kendine özgü benim bilmediğim yanları..onu beklıyor değilim tabi..kraşıma çıkarsa iyi olur.çıkmazsa kendi bilir muhterem..
-tuhaf birisin.
-hıı hıı.uyumsuzluğumuzu hemen anladın değil mi..
-o zaman şunu sorsam yadırgamassın..sanırım izninle açık olabilir miyim.
-ol..elbette.
-tahrik edici bi tarafın var..bu gece senle olmak istiyorum ben..sakıncası var mı..

iştee..rahat ol,kendin gibi ol,içinden geldiği gibi ol,kasılma dürüst ol...dedikleri erkeklerin bu ..bu yüzden bu..bu kadar raht olunca adam sevgili olamıyoruz,zaten evlilişk düşüneceğim makul bi kızda değilsin ,ama stiyorum seni yatalım der..erkek--ler...

-birlikte olmak..olduk işte..saatlerdir birlikteyiz.
-öyle değil..yakın olalım..dokunayım mesela..eminim sen de istıyorsun.
-istıyor mu görünuyorum..
-bakışın çok tahrik edici..senınle normal konuşulacağını sanmıyorum ben
-yoo gayet de oluyordu..şimdi noldu.
-yalnız yaşayan bi kadınsın..gençsin..hayat dolusun.istemıyor musun yani.
-lezbiyenim ben.kız arkadaşım var.sevişiyoruz .isteklerim olmuyor hayır.dert etme sen..hadi..kalktım ben.seni tanımak zevkti..

beyefendi demiştim değil mi..

eve giderken sürekli kafamdaki bulutu düşündüm.yüzü şekillense ve yüzünü görsem.sadece anlatıklaı geliyor sövüşü sayışı,bunalımı filan..sayıları..7 ..sayısı kaçtı bu gün 4 mü..benımki şu an 2.5 bile sayılmaz.kocaman kollarını gördüm şimdi bulutun..gülümsetti beni..sanırım bu o diyorum ..kafamdaki bulutu elimle dağıtıp hızla yüüryorum otoparka...

VEGAYı özledim.sonuna kadar açıyorum arabada ..eve giderken...33 yaşına giriyorum..teomanın şarkısı gibi aynen babamın öldüğü yaştayım..


hadi bayıcam az kaldı...dinlee....




Get Your Own Player!


çok iyi sayılmam..
-nen var..
-çok iyi sayılmam.
-neden..
-özluyorum.
-kimi..
-onu......çok özlüyorum.
-kim o
-bilmiyorum kim.en kötüsü bu..şu ann neden gözyaşı döktüğümü bilmiyorum.içim aşık bi genç kızın ki kadar dolu.kalbim kırık.napıcamı bilmiyorum.

dün karnesinin tebriği için ve haftasonunu birlikte geçirmek için oğlunu almaya geldi..sınıf birincisi oğlu dersane şampiyonu olup annesini dersane parasından da kurtarınca ödüllendirilmeyi haketmıyor mu..elbette..hadi ..dedi sen de gel..yemek yiyelim beraber ,bi aile gibi..
biz hiç aile olmadıkki..
-aile gibi mi..biz hiç aile olmadık..
-çekirdek bi aileyiz biz.sen ben ve oğlumuz.
sen ve oğlumuz ,ben ve oğlumuz ama asla sen ben ve oğlumuz değil..

....

bi kaç sokak dolaştım..bir iki bira içtim.biraz msn de takıldım..çok soğuktu..gözyaşım dondu..böye zamanlarda ağzımdan çıkan buharla ,ellerim ceplerimde dolaşmayı seviyorum..G. yi düşünüyorum..onu da sevmiştim..nerde yalnış yapıyorum...keşke herşey yolunda gitse...
onu neden düşünüyorum.beni aradığı için mi.."seviyorum lan seni " dediği için mi sokak ağzıyla..sarhoş muydu?evlenmedi mi daha..
-neden aradın..
-beni sevmekten vazgeçme.
-vazgeçeli çok oldu.
-olmaz.trenler kadar hani...5 kere..
-bitti..
-bitmez..
-elvadası söylendi,helvası yendi...bitti..
-sevıyorum lan seni............
-allah şifa versin.

sokağa zor attım kendimi..
kendimi teselli etmek gereği hissediyorum.kendime güç vermeliyim,koltuk çıkmalıyım..
"hadi bitanem bırakma kendini al kalbini gel hemen..." demeliyim kendime..

çok mu yalnızım ben bee....boğuluyorum...........





Yonca Lodi - "Düştüysek Kalkarız"
Yükleyen musicplay. - Diğer müzik videolarına göz atın.

Bir masal
Bir taş ağırlığında olabilir mi?
Olurmuş meğer.
...Birlikte bir masala inanmak istedim
Ben seninle, sadece bu.
Sen beni tek
Tek
Tek bıraktın.

Benim artık taş taşıyacak,
Taş kaldıracak, taş atacak
Halim mi var!

Birhan Keskin (Taş Parçaları'ndan

BU BLOG ASLINDA;

biraz günlük ..çokça dün'lük ..ama hepten deli saçması..

sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.









penelope saklı sandık

herbişey

bi sonraki bölümde..

.