SONRASIIIII................ARAF


Mor ve Ötesi - "Araf"

penelopeee.......burdaaaaa!!!!

evet...tatil iyi gelmiş olmalı bana..iyi geldi elbette..topaarlandım..Çook çalışyordum.mesai yaptım.müfettişler için harika dosyalar hazırladım:/P

bu arada çok yoruldum bunaldım eee 32 yaşına gelmiş ,aşk hayatı kötü giden de bi kadınım ..düşünün artık.bunun üzerine bi de gerçekten sevdiğim tek erkek ,eski kocam yıllar sonra peyda olup oğlumun ve benım hayatıma girmeye çalışıyor..yani bunalımın ,depresyonun katmerlisini yaşamayım da napimm..söyleyin ...
eyyy ahvali beşer..

eyy cemaati müslimminn..
eyy cematii bbilok..


buralardan toz oldum bi süre..baba oğulu birarda bırakıp,gençliğimin sokaklarına...şimdi başka kişilerce kullanılan öğrenci evime sığındım..yine öğrenciler kalıyor .taze yeni yetmeler.ev arkadaşlarından birinin ailesinin eviydi .şimdi onun evi..bi odası hep boştur sağolsun.Ankara da işim olsa ona gider boş odasını tutarım.ailesinden kalan üç beş eşyası var ama benım çok şeyim var orda..
biraz uzaklaştım..face de okey oynadım..bara gittim.Alper gelmiş ingltereden. bayram ertesi ankaraya geldi beni buldu..yine dost sohbetlere devam.sen kaldırım çiçeği olmadan yakaladım seni diyor.kaldırım çiçeği:)uyuz herif..

hayatımızı kimseye adamamalıyız ,onu anladım.bi gün efe delikanlı olacak..hayatımdan çıkacak..daha doğrusu merkezinden çıkacak..seçimlerini yapacak..sevgilisi olacak..belkı eskisi kadar sık gelmeyecek bana..onu hayatımın merkezine oturtmakla hata ediyorum..anladım.ona yapışık yaşamamalıyım.kendisini benım kocam ,babam gibi görmemeli çocuk...bana telefon edip:
-anne ..iyi misin ..başını derde sokma ... diyen o olmamalı..
bunu ben demeliyim..
-evlat ..başını derde sokma..

benden daha az sorunlu olduğu için sanırım ömür boyu bu cümleyi o kuracak:)

..
eğlence hayatı bıraktığım gibi değil.daha mı kaliteli serserilik vardı eskiden..lezbiyenlerle dolu bi bara gitmişim ..bi kadın tarafından ellendim.tiksinçti..

yıllar sonra dans ettim.galiba ben bi kalasım..kabull ediyorum..anaaaamm hiç mi eğilmedin be kadın..travesti gibi dans ediyon..Alper o ingiliz hatundan sonra benımle dansa gittiğine nasıl pişmandır kimbilir.
-kızım yontulsana biraz..kalas gelip kalas mı gidicen sen..
-ne beee..dans edıyorum işte.
-hayır etmıyosun.duruyosun orda öyle kazık gibi.
-benım dans şeklim bu.
-bu mu..bu muu..bu dans şeklimi..bence bu kelaynakların çifleşme dansı..

-bu evet..benım tarzım bu..
-tarz mı bu şimdi..senın bi tarzın yok kızım .
-işine bak sen...


bar çıkışı bana asıldı biri..sigara içiyodum ,yürüyordum hem..
"hadi bekleme yapma devam ett." dedim..

söyleme şeklim ,ordaki tavrım yemin olsun konsmatrislere benzemıyosa...kibarcası bu tabi..

duş aldım.Ahmet ümit i okudum.Babı esrar'ı...onu bitirdim .Şah ve sultanı okudum.İskender pala...
bi de baktım blogumda bi yorum.sero..uzun zaman sonra..okuyunca dank etti.haklı..zemini hazırlayan benim aslında bu kadar üzülmeye...geride bıraktıklarıma geride bıraktım demem gerek.şu kişilik bölünmesinden kurtulmalıyım artık.
çocuk pene..aşık pene..şimdiki pene..şimdiki pene kimliliğine bir an önce bürünmeli..sihirli bi dokunuş gibi sabah uyandım..hayatıma kaldığım yerden devam ediyorum..
ve muhteremm...biz biteli çok oldu...bizden bi cacık olmaz artık...
şimdi sağlam dönüyorum..oğlumu alayımm...işime başlayayım ve neden olmasın aikoo: japonca kursuna filan gideyim:P

üzgünüm biraz

en sevdiğim şair ŞAFAK anlatmış....ona demeden çaldım şiirini ..ne zaman darda olsam yazar zaten .ağlatır.sonra gözyaşımla bırakırım son hüznümü...

teşekkürler ...şafak..

.....



mum dibinde taşlar yanar
mum dibinde taşlar
yanar
taşlar üzerinde, kalbin
deseydi eğer, belki bir gün
hep beklemekti adanmışça bir kapı eşiğini
şimdiyse tenha sokağında bir pencere dalgınlığı bütün akşam üzerleri
ve sonbaharlardan daha çok üşütendir
gözlerinden göçebe yağmurlar, saksıdaki çiçekleri
oysa günahın değildi, umut
düşlemek suçun,
değildi
ve değildi yalnızlık, bütün bunların bedeli
ama üzgünüm
üzgünüm
senin şu kısacık ömrüne
aşk,
upuzun
bir dilekti …

*

mum dibinde taşlar yanar
mum dibinde taşlar söner
yorulur şavkı,
yürek zırhsızdır elbet eskir
ve süsler bütün uzakları kirpiklerinin nakışı
uzakların imkansızlığıysa içine işler
büyür gölgesi takvimlerde biriken yılların
oysa hep kısalır gövdende takat
ve hep azalır suyuyla içinde bir ırmak
kalır geriye
kalır herşeyden geriye
hani üşüse ne vakit
nefes buğusunda yine kendi ellerini ısıtmak
ve beklemek baş ucunda
yaran sayıklarken ağrıyı kabuğuna
duruşun olur bütün gücenikliğin
susuşun,
incinmişliğin
oysa hiç kazanmamışsın
zaten hiç kazanmamışsın
neyini kaybettin de
geri isteyeceksin ?

*

mum dibinde taşlar yanar
mum dibinde taşlar söner
durur taşlar üzerinde kalbin öylece şarkısı diner
ve kıvrılır bir dileğin yorgun fısıltısı dudak kıyılarına
tıpkı kaldırımda uyuyan yağmur sularınca
uyur şavkı mumun
uyur, yatar uzun uykusuna yüreğin
ama deseydi eğer, belki bir gün
o zaman hep beklemekti kafesini bir güvercin beyazında
ve hep kardeşin gibi bakmaktı, onu karşına çıkaran yollara
hep iki kişilik gülümsemekti
hep iki kişilik nefeslenmekti
hep,
hep, sevmekti
şimdiyse tenha sokağında bir pencere dalgınlığı bütün akşam üzerleri
ve bağladığın mendiller dalların kuşsuzluğunda
uçuşur durur kanatsız rüzgarlarda beyhude
uçuşur durur
ama tutmaz yerini
aşk gelmez bazen,
vermez ellerine elini
aşk görmez bazen, bir mumun herşeye rağmenliğini
aşk,
yetişmez bazen
büyüt o yüzden
büyüt unutkanlığını
büyüt ve kabul et
külün, öyküsüz
senin
külün
öyküsüz
ki eriyen ömrün
sönen mum kalbinse
artık zamandan çok neyin var
zamandan çok neyimiz var ?
zaten aşksız
hepimiz
ölüyüz …

mum dibinde taşlar yanar
mum dibinde umutlar söner
üşür taşlar üzerinde kalbin, örtüsüz …

ANKARA

dinleeeee

darmadağınığımm...doğru mu yazdım bunu...

bilmıyorum bile..imla kurallarına dikkat etmekten içim geçti..

sarhoşum biraz.burda mıyım..yazıyor muyum..


vegayı özledim..elleim ceplerimde kulağımda "ankara" yla dolaştım ..gece sis..hava kirli..soğudu ya..serseriye benziyorum.sigara içtim..bi bara gittim.içtim de..

o geldi..dün ..ingiltereden bayram için gelmiş.ailesinin yanına.özlüyorum onla geçirdiğim zamanı..
çok şeyi anlattığım tek kişiydi.o kadar uzun zamandır yokki..kaç yıl odlu..sahi yıl olmadı demi..bi kaç ay bişey belkı takvim öyle diyor..yalnız kaldım galiba..

yol boyu yürüdüm omuzlrım üşümekten kasılmış,burnum kızarmış,ellerim pantolon ceplerimde...arabam nerde...nerde parketttim..sarhoşum..binmesem daha iyi..yürüsem..arka sokaklardan yürüsem ..biri bana çarpsa arabasıyla..orda soluksuz mu kalsam acaba..ölsem mi...
yoksa yürüsem mii..hızla..hızla..hızlaaaaaaa..koşş..koş ..koşşş..nereye koşuyorummm...suss beynimdeki müzik sus...

film şeridi gibi geçmek dedikleri bu mu..yürüken ..başım öne eğik..omuzlarımı kulaklarıma kadar çekmişim neredeyse...ellerim pantolon ceplerimde...spor ayakkabıları giymekle iyi yapmışım..sanırım bu "film şeridi gibi gözünden geçmek."" öptüğüm dudaklar geliyor aklıma...aşkla seviştiğim kocam...gidişi..kocam..ne garip kelime o..efeyi yüzmeye götürmeye başladı..araları iyi..birden bire kocaman bi erkek çocuk sahibi oldu adam..onca sene yokluktan sonra..birden bire koca bi erkek çocuğu..havuzdan çıktıklarında kızlar ikisine bakmış..sarkmışlar..küçükler bana büyükler babama asıldı diyor..vay bee..babasına..


bu gece onda kalacak..babasında...
izin verdim..uzun süre kalsınlar.


iki gece önce onun eve bıraktığında arabamı park ediyordum kapalı garaja.
efeye yukarı çık sen diye işaret ettim.o koşarak çıkarken yukarı,babası bana doğru geldi.
arabadan indim.
üstüme doğru öfkeyle yürüdü.
öyle hızlı...sert..
kalbinin çarptığını gömleğinden bile görebildim...

üzerime yürüdü..
anlamsızca baktım ona arabadan henüz inmiştim..
daha kapıyı kapatmamıştım ki..

kucakladı beni.sarıldı.kemiklerim kırılıcak sandım..
kollarına vurdum ...
ama

bağırmadım..
sesimi çıkarmadım..sadece vurdum..
vurdum....
bu o mu..

bu kadr kaslımıydı kolları..
bu kocaman kollar o mu..

tenindeki koku değişmemiş..bebek pudrası gibi kokar.
kim bu adam..kokusu aynı..
kimmm..
sevdiğim tek erkek mi bu..
bırak beni..

öptü ---mm..karşılık verdim..hem nasıl..

okuldan çıkar,koşa koşa eve gelirdik...basamakları zor çıkardık.daha kapıyı açmadan öpüşmeye başlardık..sanki,i öpmezsek birbirimizi ikimizden biri

ölecekmiş..

öyle..

şimdi

yine öyle..

hem vurdumm.hem

öptüm.


sonra "yapmaa" diye ağlamaya başladımm..

"YAPMA"

bıraktı gitti.
hızla arabasına bindi..
lastiklerinin izi kaldı dışarda sadece.

gitti.

yere oturdum..deli gibi ağladım..

bi kaç gün efeyle de görüşmedi.yani yüzmeye filan gitmediler.beraber gitar çalmadılar.

oğlum babasının bayram da birlikte olmaları fikrine sıcak baktı.izin verdim..

GİTMELİYDİM ordan uzaklaşmalıydım...nereye......

nereye...
burdayım...
ankara..
burdayım yine..serseri öğrenci evim.leman ...bar...sokak..alkol..
depresyondayım sanırım..
içmeliyim....

BU BLOG ASLINDA;

biraz günlük ..çokça dün'lük ..ama hepten deli saçması..

sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.









penelope saklı sandık

herbişey

bi sonraki bölümde..

.