dizi dizi dizi





B.oktan bir gündü. Bölge müdürlerinden birine uçtum.kendi stilimle hem de.Sonu “mahkemeye vericem sizi” cümlesiyle bitince “aaa ..lütfen hartım kalıcak vermezseniz.ve rica ederim sonuçtan beni haberdar ediniz,zira üstünüzle yaptığınız bu konuşma –düzeltiyorum mahalle üslubu – hasebiyle bir soruşturma geçireceksiniz.Görüşmek üzere .” eklemesini yapmak zorunda kaldım.Sonrasında bi kaç sigarayı peş peşe içtim.Yalnız sigarayı direk burnuma doğru üfleyerek içtiğimden galiba ve bi kaçı da peş peşe olunca hafif bi Leyla sendromu yaşamadım değil.
Nasıl bu noktaya geldiyse…oysa ısrarla çalan telefona:
“merhaba ..nasılsınız H.bey,”diye başlamıştım.okuldan yeni mezun olan yeni idareci,küçük bir yerde küçük bir idare mekanı bile olsa ,kendisine bağlı 5 kişi bile olsa bi anda uzay mekiğinde kaptan sanıyor kendini.”mr.spock..yıldız filosu akademisi mezunu zavallı vulkan!lı…allaım ya..Bak hala sinirliyim..:))) ne sinirlenicem beeea.şaka..spock iyi geldi.evet bundan böyle mr.spock olsun adı: ))


Hadi ov şakakları penelope..trene dön..ya da atla bir adım..sonrasından karala mesela..rahatlatır mı seni: )belki sadece uzaklaştırır..belki ihtiyacın olan şey budur..uzaklaşmak….
*********
Daha önce yaşadığın hayatı geçici bir konaklama olarak düşünüyorsan, ait olduğun yeri bulana kadar her yer otel odasından farksızdır. Kendini bir yere ait hissetmeme hastalığı erken teşhis edilmezse, bünyenin bir kısmını kangren eder ve kesip atmaktan başka çaresi yoktur. Bu durumda yapılabilecek tek şeyi yaparsın; en zayıf halkan olan aitlik duygunu kökten keser ve atarsın. Yeni oluşan sakatlık durumunun da seni engelli kılmaktan başka zararı olmaz topluma.

Alınan ilk notlar umut vericiydi: koşmak, özgürlük, yeni, nefes, huzur... Gibi kelimeler içeriyordu. Çoğunu hissede hissede yazıyordum hem de.
Okumak istediğim bölüm için çok da çalıştım denemez, kendiliğinden de gelmiş sayılmaz. Sanırım bi ara sıkı dinliyordum hocaları.

Kayıtlar,dersler ve saatleri,derslikler…...kalacak yer..oda arkadaşı ilanları…kampüs…kafeterya..çay..sigara..kafetreya..derslik..ilan panosu…..otel..ilan panosu…..sigara….otel..okul….ilan pano-suuu.
Bu olabilir!...Verilen telefonu aradığımda anlamıştım aslında o ses tonundan olmayacağını ama ne kadar kalınırdı bilmediğin yerde, bir otelde.Okul kafeteryasında buluşuldu.Karşımda oturan ve direk gözbebeklerime bakan iki kişinin ,sorgu ve sual melaikeleri olduğuna kanaat ettim o gün. "İyi aile çocukları " ortalamasının da üzerinde, böyle, hanım hanım bişiler.

_ nerelisin?
_ denizi filan olan bağlık bahçelik bi kasaba işte. X 'li.
_ annen baban?
_ annem babam ..yurt dışındalar..dışarıdalar baya..( epey dışarıda..dünyanın da dışında..neden söylemedimse!!?)
_ sigara içiyo musun?
_ evet
_ alkol
_ evet
_ gece çıkar mısın?
_ evet
_ sevgilin var mı?
_ hayır.
_ erkeklerle ilgili düşüncen?!!
_:)) severim onları..heteroyum arkadaşlar.
_ hmmm. Biz seni ararız."
_ olur
_ hoşçakal
_ nerden arayacaksınız? Dumanla mesaj gönderecekseniz bilmiyorum ben o dili.
_ nasssı?
_ nerden arayacaksınız diyorum..telefon numarası almadınız da..:)) rahat olun arkadaşlar..anlaşamayacağımız belli zaten..ne gerek var kasmaya..:))
_ hoşçakal.
_ sizde kalın : )))

kafetreya ..ders..sigara..kahve..otel..ilan panosu..otel..ders..sigara..ilan panosu..ilan panosuu.."

_ aaaa.meraba..ben de seni arayacaktım..ev buldun mu.?

_ yok..biraz daha bekliyorum bakalım.Olmazsa tek çıkıcam.."
_ yoo yoo.biz de arayacaktık seni.Bizimle kalabilirsin eğer istersen.Çıkışta buluşalım ..Kaçta çıkıyorsun sen..
_:)) nooldu..Ak sakallı bi dede rüyanıza filan mı girdi: ))” kızı alıııın evee .” diye..Eğer öyleyse aldırmayın ,o benim dedemdir,sakalı da takma:))

_ yoook.aslında beklediğimiz biri vardı..o da yurda yerleşmiş.Açıkçası iyi bir yerde ,iyi bir ev bulduğumuz.Kira bizi sarsar.Dördüncü kişi gerek.Elimizde sen varsın.

_ hiç yoktan iyi yani..:))
_ ama sigara içme evde.
_ içerim ben
_ tamam
_ hadi
_ çıkışta alırım seni
_ oldu
_ oldu

...:))))) oldu bitti yani..

İlk evim..Hani aitlik hissim öldüğünden , "ev "isminin sonundaki iyelik ekini tamamen cümlenin yapısı gereği kuruyorum.Yoksa bildiğin öğrenci evi..:)

En çok aklımda kalan uzun koridorunun sağlı sollu ayakkabı dizilmiş olmasıydı.Yere serilen gazetenin üzerinde sağlı sollu renk renk ayakkabı..38 numara her renk her model çizmeden tut, uzun incecik topuklu ayakkabılara kadar.Arkadaşlardan biri ayakkabı manyağıydı..:) Kendime bakıyordum ,iki spor ayakkabı , bi çizme ..bu ne leen..
Yalnız güzel olan şey evdeki herkesin 38 numara ayağının olması..yani arkadaş yokken ,tırtıklıyorlardı ayakkabılarını )) başkasının ayakkabısını giymek midesi vardı kızlarda.bitmek bilmeyen bulaşık kavgaları..yemek sırası..kendi başına cumhuriyet olan ben , dışarıda yiyor ,çıkardığım bulaşığı–ki çay fincanından ibaret- yıkıyor,masraflar konusunda sıkıntısız ödemeleri yapıyor ve ortak alanı kullanmadığımdan koridor ,banyo tuvalet dışında temizliğe karışmıyordum.Kira konusunda parası geç gelenlerin yerine de ödeme yaptığımdan ya da borç verebilme kapasitem olduğundan sanırım katlanıyorlardı bu duruma.Mutfak çoğu zaman çöplük gibiydi.

Odamdan pek çıkmıyordum. Küçük bir kütüphanem olmaya başlamıştı bile. Sık sık sinemaya gidiyordum. İyi bir rock bar vardı, en çok gittiğim yer orasıydı. Haftada üç gece içiyordum. Blues bar ..banklarında sesli harf özürlü grubun adı yazar,hani free bird i söylerler –ya hani forest gump ta da var o şarkı çok severim filmi de şarkıyı da..led zeppelin dinleyebilirdiniz.bob marley posteri ahım şahım dururdu.Kafa bi milyonken en sevdiğim dövmemi yaptırdım mesela. alerjı oldu tabii. Benim tenimden ..yoksa cemal’in suçu yokk.o kraldır: ))

Koi seçmemin sebebi sanırım kendime benzetmek oldu. Akıntıya karşı yüzen balık: )

şimdi neden bu kadar uyumlu olmaya çalışmak..kendime kızgınım,kırgınım da biraz araziye uymak meselesi,kalp kırıklığından da değil aslında.kalbim kırık değil.yaşamak istediğim gibi yaşadım.hani sunulana razı olmak mı ,direndikten sonra sunulana razı olmak mı..derseniz direndikten sonra sunulana küfretmek derim.ama kimse don kişotluk yapmasın,ucuz kahramanlığa da gerek yok : bi şekilde razı ol ya da olma sunulanı yaşıyoruz zaten.sadece sonunda tadı damakta kalanlar var,bir daha yermiyim lan o b.ku dedirtenler var..kayıtlara kayıpları ne kadar az kaydedersen o kadar iyi yaşadım diyorsun herhalde.7yoksa bu da aptal polyanna nın aptal felsefesinden bişi mi : )/

sinemanın hemen yanında bir kitapçı vardı.orda çalıştım bir ara: )sıkça kitap aldığım yer..bi gün kitap almaya girdim ,ertesi gün çalışandım.at kuyruklu,kumral,açık tenli ,hastalıklı gibi zayıf çenesindeki bi tutam sakalıyla sakala verilen "keçi " isminin hakkını veren biriydi sahibi.can yayınlarının kitaplarını orda bulurdunuz.her kitap alışımda
"öncekini bitirdiniz mi?" diye sorardı.sadece gülümserdim .gecelerin çok uzun olduğunu mu bilmiyordu ne?okuyacak çok zaman var:)

tatillerde gitmeyecektim kasabaya madem.çalışmalı o halde:)ragıp..komi ragıp..patronum..kominist ragıpın kısaltılmışı:))))onu da anlatırım bi ara..farkında olmadan destan yazmışım ..çok konuşuyorum ben çoook:))))

"

8 yorum:

Öküzün Önde Gideni dedi ki...

Ne güzel okuyorduk yahu; ne diye kestin??

not: bu arada zihinde canlanan şeklin, kül tablası kıvamına yaklaştı; haberin ola... bu ne lan, her yazıda 40cigara?

Öküzün Önde Gideni dedi ki...

Ha bir de...

Kavga ediyordun hani işinde...
Ne ara okul hatıralarına gittin yahu?

Ya hikaye koptu arada; ya da ben...

penelope dedi ki...

öküzcüm,

bakma sadece öfkeli anımda nikotin ihtiyacından mütevellit :) içiyorum.evde içmiyorum oğlum var .bazı geceler yangın merdivenlerinde oturup içerim bizim evin.ofiste zaten yasak ama benim odam dii mii .içerimm..arada bi..
"sigara öldürür."
kültablasına benzedim ha..yazık yazıkk..ben dr.jeykılla benzeteyim sen küllüğe..valla kırıldım..
:p...
ağzında emzik gibi sigarayla dolaşanlardan değilim.ancak gerilince .ve bağımlı değilim.hiç bırakmayı deneyip tekrar başladığım olmadı mesela.bu gün bırakmaya karar versem bırakırım..aitlik hissim yok demiştim:))



ve ..

sabah kavga ettim.akşama kadar gerildim .akşam yazayım dedim girişi yaptım.bşrden kendimi sakinleştirip geçmişimi anlatıyorum ya kendime .."bu kızı yeniden büyütmeliyim" kampanyasına başladım haberin yok mu? o nedenle işte kendimi sakinleştirip hatırlamak istediklerime döndüm.paylaşmak sizle.(küçük japon anime kız gülümsemesi:) )kül tablası sensin..:p

özgün dedi ki...

İşyerindeki gerginlik için benim sana tavsiyem olacak google amcaya "bokoma" yaz kafa masajı şeysi bir kullan vazgeçemezsin ciddiyim bak :)

geçmiş günlere gelince güzel günlerdi...
Çok büyük sorunlarım var sanırdım o zamanlar meğer yokmuş.
Okuyunca şimdi ya da yazınca sen içine bir sıcaklık doluyor insanın, rakı içesi, denize falan bakası geliyor :)

penelope dedi ki...

sevgili özgün:
şekil olarak bokoma, yumurta çırpıyosun ya ona benziyomuş baktım .ve google amca diyen bi ben varım sanıyodum:))) ilginnnçç..:)))

ve dostum,
hisettiklerinden dolayı çok mutlu oldum.gurur duydum..evet dediğin gibi eskilerrr.
söylediğini dinleyince aklıma bi duvar yazısı geldi :
"keşke hep çocuk kalsaydım..dizimdeki yarayı en büyük acı sansaydım.."
ama ben büyümeyi seviyorum..iyisi ve kötüsüylee.acı ve tatlısıyla..geçmiş sadece dinlenmek için hatırlanmalı..di mii..
zebra ne alamde?:))

özgün dedi ki...

Ya boşver şeklini al sen bokomayı harika bir şakak ovucu diyim ben sana.

ben de hande ataizi - sevdademirel kavgasını bi tek ben hatırlıyorum sanırdım "ne dedin sen çaattt" ilginç kardeşmiyiz neyiz :P

büyüyoruz buna kim karşı durabilir üstelik aştık büyümeyi büyütüyoruz bile...

Zebra bitti de gözleri yok İstanbuldan kuzenim göz gönderdi onları bekliyorum :)

şafak dedi ki...

gittim mi ? : )
hayır
gitmedim
nereye gidicem ki
üstelik bekleyen bi yer yok beni
üstelik adım atmaya yola düşmeye de benim mecalim yok
kısaca gitmedim hiç biyere
iç bezginliği herşeyden,,bilirsin sende nasılsa
ruh yorulması diye bişey var
bedeninki dinlenince geçiyo da,,ruhun ki değil öyle kolay...
evet gitmedim sadece
karanlıkta koşarak yaşlı bi ağacın kovuğuna sığınan bi sincap gibi
kendi içime saklandım
buralardayım
hem varım
hem yokum : )
güzel olsun günü senin ...

penelope dedi ki...

ruh yorgunluğuna iyi gelen bi kaç bişi var.o da bizde yok.
ve sana hayata sövmek için desteğimsin desem umut verir mi? karşı pencereyi izledin mi..izle bence .seversin sanki.
kızın finaldeki içsesi geldi aklıma şimdi:
"Gidenler sende hep kendilerinden bir şeyler bırakıyor.. hafızanın sırrı bu mu? Eğer buysa kendimi daha güvencede hissedeceğim. çünki asla yalnız olmayacağımı biliyorum."
ne çok yitip giden konan göçen var değil mi..yerli kayalar gibi arda kalan biziz.
bunları da ne diye yazdığımı bilmiyorum şimdi ..belki ruh bezginliği deyince ondan öyle iştee...
iyilşmedinmi hala..
o tikandan dışarı çık biraz..

BU BLOG ASLINDA;

biraz günlük ..çokça dün'lük ..ama hepten deli saçması..

sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.









penelope saklı sandık

herbişey

bi sonraki bölümde..

.