hiieeeyyyy
anlatmış gene: penelope - 22 Aralık 2011 Perşembe
anlatacak çok şey birikti ..varmısınız orda....
şu zıkkım toplantıya gireyım çıkayım akşama yazayım birazz..çok birikti çok..
fuck-buddy müesesi
anlatmış gene: penelope - 16 Ekim 2011 Pazar
erkekler artık uuzn soluklu ,sorumluluklarını sırtlandıkları,"iyi günde kötü günde " ilişkileri yaşamak istemıyorlar.çünkü kolaylıkla beden tanımaya başladılar ne kadar çok beden tanıdılarsa o kadar çok mekanikleştiler.
imdiii,
kendimce bunu konu hakkında "akademik olmayan "düşüncelerimi bir araya getiriyiorum.
özetle şöyle diyebiliriz:
bundan bir kuşak önce kadınlar kendilerini (ister toplum baskısı diyin ,ister inançların kuvvetliliği ,ister bastırılmış duygular diyin )daha saklar ,daha özelleştirirlerdi.evlilik denen şey sevişmek için ilk şarttı.insanların sizin hakkınızda "şunla yatıyor ,bunla yatıyor" demesi hor görülmek demekti.
Dolayısıyla erkekler bi kadınla ,çok arzuladıkları bi kadınla,evlenmeden onu keşfedemezlerdi.Bu durum aşık delikanlı ve aşık kadınlar yarattı.belki de aşkı:)
-nnnalan bana bir buseyi çok görüyorsun.
-ama kemal nasıl olur..
bir busenın peşinde koşan kemal için ,kadınla yatıp, kadının "kalkma sen uyu ben haftaya gelirim" demesini hayal etmek bile sanırım imkansızdı.eee kemal kadının vücudunda cinsel keşifler yapamayacağına göre napsındı,onu meme ,bacak ,vajına gibi değil daha böyle, nasıl denir, insan gibi görmeye başladı.gülüşü ,konuşması,nazı ,aklı,duruşu ,oturuşu...şimdilerde çook uzaklarda kalan melankolik durumlar böyle çıktı..
sonra....
yaşasın özgürlük.erkekler yapınca çapkınlık biz yapınca kahpelik,diyen özgür! kadınlar ayaklandık."sevişmek için belediyeden izin mi alıcaz len "dedik.haklı olduğumuz bi taraf vardı öpmek ,öpüşmek ,dokunmak ayıp değildi.insan birlikte olmak istediğinde birlikte olmalıydı.
yalnız bu idealist yaklaşımı o hale getirdik ki ,"newage generatıons" olarak erkelerin özgür sevişme olaylarını taklit edelim derken onlardan beter olduk.bizi biz yapan ,yani kadını kadın yapan başka özelliklerimizi kaybettik erkek gibi olduk bizde.daha fiziksel ,daha materyalist..güzel memeler ,bacaklar yaptık ,vajınal bakımımıza aman ne kadar önem verdik,bebeyağları vazgeçilmezimiz oldu tenimizi özenle sever ve koruru olduk.masajımız ,bakımımız,saunamız osmanlı sultanları gibi olduysa da fransız şatolarının tünellerine döndü hayatımız kim kimle nerde nasıl..
sonra yenı bi messese türedi: fuckbudy
-selam naber
-iyi sen.
-akşama gel libido yüksek benim
-tamam kaçta
-8 olur
-tamam byeee
..
istediği zaman istediği kadınla "sadece sex" için yatan normalde apptal bulduğu,yetersiz bulduğu hayatına almayı hiç düşünmediği kadını güzel memelerinden mütevellit düdükleyen erkekler türedi.sevişmek diyemem kusura bakmasın kimse bunun adı düdüklemek..ve "sadece sex" olmasından dolayı kadının cinsel münasebet bitikten sonra yanında yatmasını bile kaldıramıyor adam.sessiz sedasız kalksın gitsin istıyor.ya da kendisiyle duygusal hiç bi bağ kurmasın hadi dostum çok iyiydi ,görüşürüz bi ara,desin ve yıne hayatına sokmak istediği an gelene kadar hayatından çıksın istiyor..ister tabii..iş çıkışında onu almak yok,faturalarına ya da masraflarına ortak olmak yok,ailesiyle tanışmaya ya da ailesiyle tanıştırmaya gerek yok ,ee haliyle aileler arası gerilim laf-söz yok,sonra bağlı olmadıklarından başka bi kadınla daha yatsa diğerine hesap verme zorunluluğu yok,aldatmış olma psikoljısı yok,birine ait olma hissii yok..ister tabii.canı çekince hadi gel,işim bitti git.Post ejaculation syndrome dedikleri o anda ise aman bu kadın da neyın nesi şurası şöyle burası böyle...
erkeklerin yaptıklarıyla alakalı diyeceğim bişey yok.ben onları anlayamam onlar da beni.kalbimizin attığıı yer başka organlarımıza bağlı çünkü..
ama ya kadınlar....
kadınlara ne diyeyim ki ben..
bu fuckbudy mevzusunda herkesten çok şakşak yapan ,deli gibi heveslenen ve "en iyi fuck budy aksiyon sonrası sen yat kalkma ben giderim haftaya aynı gün aynı saat " ilan eden erkekleri herkesten önce şakşaklayıp bunu diyanet işlerinden verilmiş fetva gibi algılayan çook kadın var.onların bu düşünce sistemine ya da eğer bu yaşam tarzlarıysa saygı duyarım elbette.ama onaylamam.ki benim onaylamam da çok gerekliydi sanki.bunu da biliyorum.kendi sayfamda fikrimi beyan etme özgürlüğümü kullanarak sitemimi ya da fikrimi daha doğru olur,fikrimi, beyan ediyorum
arkadaşlar..gelmeyın bu oyunlara..onların yani erkekgillerin belden aşağı çalışan mekanizmaları mağara adamı psikojısınden bu yana evrimleşmediği için güzel olan ve istek uyandıran her dişiyle çiftleşmek ve sonra olay mahalinden uzaklaşmak ister. bu ilkel duygusunu teee ademden beri koruyan da var ehlileştiren de var.içinden geçse,kabarsa da bunu sadece uçuk bi fantazi gibi düşünen de var .ama new age çoğunluk ,her sevişmenin ardından next,next next çığlıkları atarken biz kadın familyası vajına haricinde çalışan pek çok organa sahip olduğumuzdan bu muhasebeden her zaman zararlı çıkarız.herhengi birinin hayatında her hangi bir yerde fuckbudy olmak isteyen adaylara armağan edıyorum sevgilerimi ..aslında bunu yazarken aklıma bi aşrkı gelmişti onu armağan edicektim ama hatrlamıyorum şimdi..beni de böyle kabul edicez..
nasıl?
anlatmış gene: penelope - 30 Eylül 2011 Cuma
tele-günce
anlatmış gene: penelope - 29 Eylül 2011 Perşembe
-aloo
-alo..günaydın hakan bey.ekip raporlarını almak için aradım.şimdi hangi ilçeye gidiyorsunuz.xyz diye kayıtlı bende.
-aa..evet penelope hanım.şimdi xyz ye yenı girdik.projeli üyelerin tespitine başlıycaz .bi sonraki adımda abc sınırına yakın olan köyde bi üyemiz var ona uğrıycaz.
-evet..güzel.akşama raporu yetiştirebilecek misiniz hakan bey.
-elimden geleni yapıyorum penelope hanım.işte biraz araç sıkıntı çıkardı yollar stabilize sıkıntı veriyor ama yapıcam diye düşünüyorum..
-pekiala. Kolay gelsin o halde gün içinde haberleşiriz. Diğer ekibi arıycam şimdi. hoşçakalın
-teşekkürler penelope hanım. Görüşürüz öptüüüm
(öptüüm!!!!???)
2 dk sonra
-alooo
-aloo
-günaydın Ahmet bey.ekip raporlarını almak için aradım.bugün akşama tüm raporlarınızı teslim etmeniz gerekiyor biliyorsunuz.hazır mıdır?
-aa. Evet, penelope hanım son bi köyüm kaldı. ordaki tespitin ardından akşama yetiştiricem inşallah.
-anladım. Bekliyorum o halde Ahmet Bey.
-tamam, penelope hanım. Kolay gelsin
-teşekkürler size de Ahmet bey görüşürüz öptüüümm.
(laaaaaayyynn. Hakan bey kapatırken öptüm deyince ben de Ahmet’in telefonunu öptüm diye kapatıyorum laaaayyyyyyynn alın ağzımdan şu öptümü...
12.00
-alooo
-annee
-naber sıpa. Yerleştin mi?
-ha evet anne arayacaktım seni bende tam. Benden çok yaşayacaksın.
-hadi ordan manyak anneler önce gider. eee naptın okul nası.
-iyi anne. Dersler ilk günden başladı anasını satiim. Sen napıyosun
-napim olum.çakıldım kaldım genel kurula az kaldı projelerin 2. etabına geçtik bi level daha ilerledik anlıycan .öyle ..neyse hadi yemeğini ye sen.akşam ararım seni..
-tamam, anne kendine istediğin gibi bak. öptüüümm
15:30
-alo
-aloooo
-hocam merhabalar ,penelope ..nasılsınız.müsait miydiniz?
-aaa pene, elbette güzelim napıyosun
-iyim hocam. İşler yoğun yine. ipard programlarının son günleri.
-aaa evet nasıl gidiyor.
-fiyat tekliflerinden öldüm hocam..ama atlatıcaz..hocam şey için aradım .hani bizim şu ek dergi.oraya proje hakkında yazı yazacaktınız,malum onun takibi de bende.mizanpaja girecek dergi sizin yazı eksik..
-aaaa evet canım yaaa. Vallahi o kadar yoğunum ki aklımda ama bi türlü kafamı toplayı yazamıyorum.
-hocam biliyorsunuz bu ay özellikle sizin çalışmanıza yer verildi bi açıdan başyazı. O nedenle o olmadan sayfalar bile oturmuyor yerine bu hafta sonlandıra bilir miyiz?
-aaa..evet canım yaa.senin için son bi gayret göstericem sana çook mahcup oldum ama önümüzdeki günlerde Macaristan’a gidiyorum biliyorsun .peki ...bu akşam yazayım onu ben haberleşiriz.
-tamam, hocam muhakkak bekliyorum
-tamam güzelim..görüşüüürrüüüz öptüm
-tamam hocam bende.
ulaaaaaaaaaaaaaaaann.hocayı neden öpüyorum..
22:40
-aloo
-alo
-napıyosun
-alpeer. Sen misin?
-sesimi unuttun sanırım
-bi an tanıyamadım kusura bakma ..yeni mi numara
-evet yeni..nasılsın sesin soluğun çıkmıyor
-işler sıkı biraz.biraz da sorunlu..bi yandan yarım kalan işi yapıyorum bi yandan kurum olarak soruşturma geçiriyoruz.
-hmmm bitmedi mi o mesele..
-bitecek gibi değil.
-yerleşemedin yıne yani
-gidemedim hayır. Eve de depozit ödemiştim. Onu almaya çalışıyorum geri
-ev sahibinin numarasını adını filan ver alırım ben.
-yok, gerek yok hallederim ben
-halledemezsin. Bilirim ben öyle adamları. Avukatın olarak arıycam ver sen.
-iyi peki..napıyosun
-iyi sayılır. Sen napıyorsun. En son biriyle görüşüyorum demiştin. noldu
-görüşüyorum devam işte
-çok yalan..o kadar belli ki..
-bişi sorucam..neden erkekler..
-hiiiç bana neden erkekler şöyle böyle adı genelleşmiş bişey sorma. Özetle şunu söyliim sana
Erkeler iki çeşittir
İlkinin önüne hiç yokuş çıkmaz..yanı karşısındakini kadın olarak görür.uzun,kısa,zayıf,şişman gibi kategorilere ayırsa bile kadın kadındır iki bacak arasıyla düşünür. her şey fizikseldir, yaratılma gayesi bile o gibidir. Onların söyleyeceği kelimeler vaaddler ya da davranışlar tek tiptir.güvenilmez ,senın romantizmin onun eğlencesidir.
2. cenah ise
o 'nu sever. o vardır, ondan başka yoktur. Pek vaadde bulunmazlar daha sıradan daha normaldirler. Birilerini amiyane tabirle 'tavlamak ' için atraksiyonlar yapmazlar. Kafalarında bi o vardır.
misal,”o” bi kurşun kalemdir değil mi..önünde mürekkep denizi olsa dönüp bakmaz.bi damlasından faydalanmaz.ille de o kurşun kalemdir.onlar da azdır sayıca.ve de sevilmezler lanet olsun.
şimdi ne soracaksan bu kategorilere göre sor.
-yook bişi sormiycam
-uykun mu var
-evet..çok
-uyu o halde sen
-tamam .sonra konuşuruz olur mu?
-olur.
-peki öptüm
-öptün mü..sen mi..sen telefonu asla öptüm diye kapamazsın iyi misin?
-amaaaaaann yaaaaaa..bu gün sabah ilk telefon görüşmemi bi ekip arkadaşıyla yaptım o da kazara teli kapatırken öptüm dedi.bu gün nedense bütün telefonları ya ben öptüm diye kapıyorum ya karşımdaki.anlamadım ki lanet midir nedir
yaşlanıyorum
anlatmış gene: penelope - 26 Eylül 2011 Pazartesi
allah herkesin evladını bağışlasın..zarar vermesin..okuluna yolladım bugün..kolu yaralandığından beri kesmek istemediği sakallrını kestik.daha çocuk yaptık onu.gönderdim..peşinden canımı da yolladım sanki.bilgisayarımı açtım ,sigaramı yaktım.daha sağlamdım ağlamadım.ekran açıldı..resmini masaüstüne koymuş.bilgisayarımı açar açmaz onunla karşılaştım.masasüstünde anneme demiş bir word sayfasına..
anneme..
gözlerim dolarak açtım.şimdiden özledim.
"anneme
sırtına sağlam bişeyler giy..çok içme.sigarayı da çok içme.karaciğerini kurtarsak köfte dudaklarını kurtaramayız dudak kanseri diye bişey var.bana lazımsın.şimdi sen ağlarsın.ağlama be.hiç yakışmıyor.burnun kocaman oluyor kıpkırmızı da.atletimi tişörtümü koklama sakın komik oluyor.kek yapmayı beceremıyorsun derhal öğren.çok para kazanmaya gayret etme herşeyimiz var çok şükür.okul bitsin çalışma da artık ben çalışırım.mesai yapma eve geç gelme.gelir gelmez beni ara.evlenme.:))bi de yapabiliyorsan düşük bel pantolon giyme anne giymee.
herşeye rağmen seni çok sevıyorum.söylemiş miydim.
not: anne o müzik kutusunu ben kırmadım.kız arkadaşım gelmişti eve sana söylemedim o çarptı yanlışlıkla kırıldı.söylemeyecektım ama yalan söylemek kötü bir his.onun için söyledim.aynısından bulursam alırım."
çocuklarının her biri memleketin bi köşesine dağılmış ,özlemlerinden her gün yanan yaşlı bi teyze dinlemiştim çok eskiden .derdi ki: "ana olacağıma bi duvarın dibinde taş olaydım."şimdi anlıyorum.....
.......
SONRADAN EKLEME
.......
aklıma anılar gelıyor onunla alakalı.
kedimiz alex e çıngırak almıştım.nedense alex ses çıkaran oyuncaklara bayılırdı.Efe daha küçük ,ne kadar desem 4 yaşında belki.en fazla....ondan çıngırağı istedim alexe getirmesini.çıngırağın ses çıkarmasını sağlayan taşları içinden düşmöüş ses çıkarmıyordu .hiç unutamadığım dialogumuz şu:
-efe..çıngırağı getirirmisin.
(kulağına yaklaştırdı ve salladı.sonra kocaman gözlerini açrak)
-çıngırmıyo ki annee...
:))))
......
bademcik problemimiz vardı sık sık ateşi çıkardı bu nedenle.ben de ilaç kullanmadan ateşinmi düşürmeye çalışırdım.nerden öğrendimse sirkeli su yapıp alnına sürerdim sabaha kadar bi kaç kez değiştirirdim.
bi gün işten geldim çook başım ağrıyor.yorgunum da .kanepeye uzandım.her zamanki gibi değildim ,yani gelirgelmez at olmadım sırtıma binmedi.ne bileyım uçak oynamadık,evde koşturmadım.ya da en sevdiği oyun "yengeç kıskacı" yapmadık.(ellerimi derince açar dört parmağımı birleşirir başparmağıma doğru yengeç kıskacı gibi açıp kapatır,
-bu yengeeeeeeçç çoooook fazlaaaa acıkmıııışşş.yemek yemesi gereeeeeeeekkkkk
diyerek çocuğun üstüne ütüne koşup ,o kaçarken bi köşede yakalıyıp kıstırıp,kıskaçlarımla pipisini sıkıştıtrır ve
-ööggghhh çok şükür doyydduummm deyip yatağa uzanmadım:)))(farkındayım sapıkça ama oyun işte)
gelir gelmez yattım.anaokuluna gidiyordu o zamanlar sapsarı bişeydi.
yanıma gelip sordu:
-annecim..hastamısın
-evet bebeğim.azcık galiba.
-ilaç içt6inmi.
-yok bebeğim .çok hasta değilim azcık.biraz dinleneyım geçer.
eliyle ateşime baktı.sonra buzdolabından sıvıyağı alıp bi kutunun içine suyla beraber koymuş,içine şampuan eklemiş..kendi fanilasını içine sokmuş yarım yamalak sıkmış tam uyurken alnıma koydu.sıçrayarak uyandım.yüzüden yağlı ve köpüklü sular akıyordu.
-napıyorsun oğlum
-ateşin var da anne.sana sirkeli su yaptım.bi de şampuan koydum içine sirkeli su kötü kokmasın diye...
........
benim mezar taşlarım varr..irili ufaklııı:)
anlatmış gene: penelope - 16 Eylül 2011 Cuma
sessizce bi köşeye çekilir oğlunun mezarı başında dua okur ve kısık bi sesle böyle derdi.gelinini oğlunun ölümünden sorumlu tuttuğu için aynı kabristanda tutmamıştı,ailesinin yanına göndermişlerdi kadıncağızı taaaa kilometrelerce uzağa..beraber ölüme gitmişlerdi ama beraber kalamamışlardı.oğlunu ne kadar uzağa taşısada ruhlarının beraberliğini engelleyemezdi ya,ama o bile bi tatmindi sanırım..
arada gidip görebileceğim ,dua okuyup çiçek koyabileceğim bi yeri bile yok..tu...ben bu formülü bulana kadar.ilk ankarada yaptım.kabristana gidip iki mezar taşına ağladım oğlumun babası gittiğinde ..şimdi benımle beraber gittiğim her şehirde bi annem ve bi babam var..küçük bi krallığımız oldu onlarla ..hepsi nur içinde yatsın..
günebakan
anlatmış gene: penelope - 12 Eylül 2011 Pazartesi
sağ elini eskisi gibi kullanamayacağını açıkladı dr.levent bey..kıyamete üç gün kaldığını açıklar gibi..göktaşının dünyaya yaklaştığını açıklar gibi..güneşin hiç doğmayacağını açıklar gibi..
"belki.." dedi "belki ilerde bi operasyona daha ihtiyaç olabilir.şimdilik baş parmağı ve işaret parmağını birbirine bitişikmiş hissiyle kullanacak...ama belkı zamanla..."belki..."
tıp kadar keskin bir bilimin belki demesi bana yıne yaprakmışım hissini veriyor..yaprakmışım aslında,rüzgar sürükluyormuş ben gidiyormuşum..iradem yokmuş,gitmek istediğim yere gidemiyormuşum...
hastaneden çıktık.rol yaptım.yüzümde umutla dolu gülümsemeyle oğluma baktım.
-bu iyileşir.
dedim sadece
-bu iyileşir .çünkü bu senin kolun..
hadi sinemaya gidelim ,dedim.doğru düzgün bişey bulamadık.bi cafeye gittik.akşama doğru canlı müzik var bekleyın dedi işletmenin sahibi.yapacak daha iyi bi işimiz yoktu.bekledik.bişeyler yedik.terası güzel hem,sigara da içebiliyorum.bekleme sürecinde sürekli konuştu ve ne garip ben sürekli sustum.bu ara herşey kötü..o konuşurken ben sürekli düşündüm.
işimle ilgili ciddi sorunlarım var.dosyaları incelerken yönetime ait karanlık işler gördüm,gördüğümü farkettiler.istanbulda bana ayarladıkları işi bu nedenle ayarlamışlar,uzaklaştırmak için.şimdi gitmelı mıyım ,kalmalı mıyım.faturaların ve kesilen makbuzların hesabını sordum,şeytanın ayrıntıda gizli olduğunu bi kez daha ispatladım..bilmem don kişot olmanın alemi var mı..gidersem kendime ters düşerim,inandığım şeylere ..bi korkak gibi ,çarkın dişlilerinden biri gibi sıradan ..al paranı kapa çeneni,yum gözünü..bilmem...kalırsam da belkı soktuğum çomak dolayısıyla sıkıverirler topuğuma..:)
oğlumun eli...şerefsiz ibnelerin ,karaktersiz ,çocukken tecavüze uğramış oldukları için psikoljıleri bozulmuş diye düşündüğüm aşşağılık sosyopatların küçücük bi çocuğun hayatına mal olan saldırıları....ahhh allahım neden insanların idam cezası istediklerini anlayamazdım..ne biçim insan bunlar derdim...demek böyle bi duyguyla onlar da acı çeksin istiyorlarölsün yokolsunlar istiyorlar..
ve hayatımda en önemli şey oğlumken..onun sağlıyken..ben nelere kafa patlatıyorum..allahım..biri bana dur desin.yok zimmete geçen paralar mış,yok asılsız faturalarmış..yokk kadınları fucbuddy denen o aptal isimle etiketleyenlermiş,o etiketi kendine layık gören salak kadınlar mış...ne kadar küçücüksünüz..bütün sorunlarım..
sonunda geldi..iki genç çocukmuş canlı müzik yapıcak olanlar.ellerinde gitarlatıyla,gündemdeki şarkıları söylediler,talepleri yerine getirdiler.sonra ortam müziği dediğim o müzikleri peçetelerle isteyen tipler gitti,daha elit olduğunu düşündüğüm arka taraftakilerin isteklerine göre diğerlerine göre daha kaliteli olan parçalar çalındı.insanlar azaldı..üç beş masa kalınca efe müsade istedi benden,lavaboya gidecek sandım.kalktı,gitar çalan çocukların yanına gitti,eğilip bişeyler söyledi.evet dedim oğlum benım için şarkı istiyor.
sonra çocuk gülümseyerek kalktı,gitarını Efe'ye verdi.Efe oturdu.
hem şaşkın hem endişeliydim.demoralize olmasından korktum,çalamayacak çünkü parmakları yengeç kıskacı gibi duruyor.ama ona cesaret veren bi bakışla baktım.
sanki sanatçıymış gibi mikrofonu ayarladı,önce bi sesi patladı mikrofonda sonra düzeldi.
-anneme sürpriz yapmak istiyorum.
dedi.birden gitarı her zaman tutuuğu şekilden farklı yöne çevirdi.ve sol eliyle çalmaya başladı.!! sol elini kullanabiliyor mu..ve....
en sevdiğim şarkıyı çalmaya başladı..tempo eşliğinde...:)))
hem eşlik ettim hem ağladım..herkesi de coşturdu...o kadar muhteşemdi....
varyaaa...işte bu hayat....bi çiçek solar başkası açar..bi umut biter yenısı başalar..
oğlum iyi olucak..ve ..elbette umrumda devleti soyanlar..elbette umurumda faturalar..
ve elbette umurumda kadınlara fuckbuddy deıye bi müessesyı dayatmaya çalışan ve hatta onu hoş gösteren insanlar..yat ve git,mantığını doğrulayan savunan ve onun şakşakçılığını yapan kadınalr.kültür erezyonu elbette umurumda.penisini doyuran ruhu açlar.ve bunu özgürlük,aşkı ,romantizmi kezbanlık sayan kadınlar ve erkekler..elbette umurumda....sizin bozduğunuz dünyaya ben evlat gönderiyorum .elbette umurumda....
keyfime diyecek yoookk..eşlik ediyorum bendeeeeeeee:)))
mercury reveransı
anlatmış gene: penelope - 5 Eylül 2011 Pazartesi
Mama, just killed a man
Put a gun against his head
Pulled my trigger, now he's dead
Mama, life had just begun
But now I've gone and thrown it all away
.............
herkes gitmiş....bakıyorumda sevdiğim herkes yukarda............
başka pencereden bi bayram
anlatmış gene: penelope - 31 Ağustos 2011 Çarşamba
bayramlarınız iyi geçiyordur umarım..soran arayan herkese sevgiler ve teşekkürler tabii..
efe yi merak eden ona dua eden herkese de sonsuz teşekkürler.efe iyi..alçısı çıkmak üzere.moral olarak da ara sıra kabuslarla uyansa da düzeliyor.güçlüdür benim oğlum.babasının telefonlarına bakmıyor nedense ona kendini kötü hissettirmek istemediğinden eminim ama nedense bi bahane bulup konuşmuyor .
-duşta olduğumu söyler misin anne.
-dışarı çıktı der misin anne.
-telefon evde kalmış der misin anne
bunu neden yaptığını sordum bi kaç kez ,anlatmak istemedi .hazır olunca bağlasalar durmaz anlatır ,üstüne gitmıyorum.
öte yandan babası da üzgün onu merak edıyor suçlu hissediyor kendini filan ama......tatilini yarıda kesip dönmedi..bakmak için bile olsa bi günlüğüne gelmedi.durumunun nasıl olduğunu üç günde bi telefonla benden öğrenıyor.
sanırım doğduğundan beri onunla birlikte olmadığından biyoljık baba olmanın dışına çıkamıyor .yıllar sonra oğluyla karşılaşmış bi baba olarak da yeterli yakınlık oluşmuyor mu..bilmem .tamamen varsayım tabi..
herşey düzelecek diyorum ben.düzelecek..
bayramlarrrr..."çocukken bayramlar ne muhteşemdi" demek isterdim .ama benim için çok da muhteşem değildi.çok küçük yaşlarımda nasıldı bilmiyorum hatırlayamıyorum ,yani annemin bana aldığı kırmızı fiyonklu bi elbise dışında bişey hatırlayamıyorum.çok beğendiği için almıştı sanırım ama bazı yerlerini değiştirmişti elinde iğne iplik onu dikerken hatırlıyorum .arada yüzüme gülümser uzun simsiyah saçlarını bi arkaya bi öne atardı.babam da hemen arkasından gelip açılan boynunu öperdi .çok gülerdim.yüzlerini net hatırlayamıyor olmak acıklı ..büyükannemin evinde bayramları hatırlarım.bayram telaşesi bi gün önceden başlar ,dilber sultan maharetini konuşturur yemekler tatlılar yapardı.lokum çikulata alınır limon kolonyası eyup sabri tuncer ..büyük baba hazretleri özenle traş olur pantolonunu ve askılarını özene bezene giyer ve kravat takardı.dilber sultan gri saçlarını muhakkak topuz yapar ensesinde gümüş bi iğneyle tuttururdu.ve bana alınan ustruplu kıyafeti sevinçle giymemi beklerlerdi ki ben hiç sevinçle karşılamazdım.sonuçta bi elbiseydi aldıkları kız gibi giyinmem icab eder saçlarımı taramak toka takmak isteği de o elbiseyle beraber zuhur eder ve ben bundan nefret ederdim.bi köşede hanımefendi gibi oturmam icab eder ve yaşlı insanların beyaz sabun kokularıyla başbaşa kalırdım.annemi özlerdim bunu kimsenin farketmemesi gerekirdi."ne o ağlak bi halin var..ayyy bakma öyle annen gibi o kadını görüyorum karşımda sanki..."hitabına muhattap olmak istemıyordum.hem hatırlamadığım bi anne özlenmez ki ne saçma....
şimdi uzaktan bakınca hiç duygularım sorulmamış ,hiç bi anne kuzusu olduğum düşünülmemiş gibi gelıyor.yani nasıl desem ,bana yetiştirme yurdundan alınmış bir yetim gibi bakmışlar torunları gibi değil.hatta yetiştirme yurdundan alınan yetimlerin onlara sevmedikleri bi kadını ya da adamı hatırlatma olasılığı olmadığı için onlara yapılacak muameleden daha kötüsü yapılmış..diyeceksiniz ki şimdi aç ,açıkta bırakmadılar seni .çiçek gibi giydirip beslediler sana yuva yaptılar ....evet ...ama annemi özlememe fırsat vermediler.anneme benziyor olmanın suç olduğnu düşünürdüm ve ortada bi resmi bile olmadığından sahiden ona benziyor muyum mukayesesini de yapamazdım.bazan uyumadan hemen önce gidip aynaya bakardım ,aramızda kalsın hala yapıyorum..ona benzemek...puffff..ağlamaya meyilliyim de mi:)
kasabayı terkettiğimde bayramlar bana normal günlerden farklı gelmedi.okul tatil olur herkes memleketine dönerdi ben evde kalırdım .kasabaya gitmedim bayramlarda .onlar da çok gelmemi beklemedi dört gözle.kitapçı dükkanındaki işi bulduğumda zaten patronun gönül rahatlığıyla bayram tatiline çıkmasına fırsat verirdim.çalışmaya geldiğimi gördüğünde şaşırmıtı ilk seferinde
-yahu kızz,gitmıyor musun ana babanın yanına..
-onlar tatile gitmişler ben sıkılırım ne o öyle aile saadeti.gitmedim ben..
-aman zamaneler sisi ailelerle beraber olmak sisi neden bu kadar gere anlamıyorum.bayram ruhu kızıııııımm.
-o noel ruhu..o da bizde yok.şeker bayramı ruhu diye bişey yok ya da kurban ruhu..ben ..ben böyle iyiyim.
-iyi bakalım sen üç gün çalışacaksın demek ..işime gelir..bayram mesaisi istemeyeceksin değil mi.
-yok abi..istemiycem..
beni tanıyan insanlara annem babam yok büyükannem ve büyükbabam da benden pek hazzetmezler büyüdükçe annem oldum karşılarına o nedenle sevmıyorlar benı kötü anıları canlanıyor ,o nedenle gitmiyorum .. diyemem ki..
ilk bayramımı oğlumun babasıyla yaşadım.geceden yemekler yaptım sanki kim gelicekse:) ona hediye aldım.sabah kalkıp birbirimizi kutladık,birbirimize sarılarak nice bayramlar diledik.o zaman yeni evlenmiştik.hani hamileyim diye evlendi benle ailesi de onu reddetti annesi görüşmek istemedi filan..daha 20 günlük evliydik bayram olmuştu annesiyle barışmak istemişti birlikte onun elini öpmeye gittik.annesi kapıyı açmadı.sen gel o gelmesin dedi.o da bensiz gitmek istemedi ,ama çok mutsuzdu.ben de git sen dedim o senin annen ben köşedeki parkta beklerim zaten sevmem bu seremonileri..hadi git sen.
onun annesinin evine sevinçle gitmesini izledim.alışıktı çünkü bayram sabahları bayramlıklarıyla öpücüklerle uyandırılmış bi çocuktu, babasıyla bayram namazına giden misafir ağırlayan misafirliğe giden..normal biriydi çünkü..ben alışıktım ama o değildi.gitsindi.üzülmedim ,hayır içim acımadı..hiç arkasından hevesle bakmadım.duygulandımsa azcık ağladım sa ,hamile olduğum içindir belki de duygusal oluyor ya insan.. köşedeki bankta oturdum karnımı sevdim.bebeğime dedim ki
-senınel bayramlarımız olucak,babanla bayram namazına gideceksin ve muhakkak alıcam sana bayramlık kıyafetler ve onunla uyuyacaksın .sabah elimi öpüceksin ben de sana harçlık vericem.sakın korkma sen .sen normal olucaksın...normal...
sonrası..sonrası hiç..gitti..yani normal olamadık :)bebeğimin ilk bayramı kurban bayramı olmuştu.ona öğrenci bütçesiyle alınacak herşeyi aldım güzel bi bayram sabahıydı.onu kucağıma alıp aynaya baktım,anneme benziyorsam ben o da bana benziyordur .bebeğim yani.muhakakka annem de beni böyle kucağına almıştır ,böyle görünüyoruzdur.
sonraki yıllar efeyle muhteşem geçti.hiç unutmuyorum altından ışıklar saçılan spor ayakkabı için deli oluyordu bayramda aldım ona.ben yapamadım yaşamadım ama onu o ayakkabıyla uyurken izledim.4 yaşındaydı:)ışın ayakkabım ,ışın ayakkabımm diye tutturmuştu..:)
şimdi kıyafet bilmem ne derdinde değil,ama benim hassasiyetimin farkında olduğu için sanırım bayramlarda rol yapıyor.çok önemsiyor gibi davranıyor.
-anne sabah beni kaldır bayram namazına gidim ben evin erkeği benim biliyorsun:)
hoşuma gidiyor..kolu alçılı olduğu için gitmedi bu bayram.sabah kalktı,ona aldığım pantolonu giymiş teşekkür etti.elini uzattı
-bu evin babası hala benim .sakat ta olsam .öp elimi kızım.
-hadi leeen ..patron hala benim sen öp.
-anne ya...annenın babanın dedenin ninenin yerine benim elimi öpmelisin kimin elini öpücen sen.
-olm ben el öpme alışkanlığım yok koymaz bana yani..sen öp..dağ gibi annen var burda..
kucaklaştık..onun varlığına milyonlarca şükrettim.sonra beraber gezdik ,film izledik..arkadaşları geldi biz gittik bi kaç yaşlı komşumuzu ziyarete..
onunla herşey güzel.
günü sonunda yere yatmıştım sırtımı dinlendirmek için.tam tepeme dikilip
-anne...bi kaç sene sonra üniveriste okumak için filan gideceğim buralardan napıcaksın sen o zaman.
-nereye
-başka şehirlere..ne bileyım kendi evime filan.
-ona daha çok var.o zamana kadar ben ölürüm sorun olmaz.
-yok daha neler anne ya.4 senem var en fazla.4 seneye ölmessin sen maaşaalah.
-ben de gelirim
-nereye ..yok daha ne anne yaaa.tek başına yaşamayı öğreneceğim zamanlar gelecek.
-......
-neee.gelmiycek mi
-gelecek.
-eee..baksana sana tek başına olduğun için bu kadar güçlüsün
-ben seçmedim ki bunu..
-sen seçtin.otursaydın büyükannenle..
-istemıyorlardı ki onlarda ..sevmezlerdi beni..aynı olduğumuzu mu düşünuyorsun.senın annen var..bak gitmek istediğinde gidersin..bu değil..ama ben ..benimle aynı değilsin sen.sen annen ya da babana benzediğin için göz önünden kaybolması gereken bişey değilsin..anlıyor musun.seni sevıyorum ben.
-enne özür dilerim bunu demek istemedim.tamam bi yere gitmiycem.
sarılırsa ağlardım..sarılmasına müsade etmedim.ama haklıydı benimle yaşlanacak hali yok.bi gün gitmesi gerekecek gidecek.
-tamam ..ama bana bi söz ver..bayramlarda yanımda ol.
-olmaz mıyım annem benim.
-ol..bayramım sensin benim.
duygusal modlara girip onu üzmek istemedim .rutine döndüm ..ama o zaman söyleyebilseydim tek söyleyeceğim şu olurdu ona sarılarak
-ol..yanımda ol..aynaların önünde bırakma beni........
herkese iyi bayramlar..yalnız kalmayınnn muhterem..
iki ters bi düzz..
anlatmış gene: penelope - 14 Ağustos 2011 Pazar
ama tutamadığım tövbelerden biri daha..böyle diyerek kendime haksızlık etmeyım iyi tövbe tutarım aslında..sadece yazmak konusunda ...başka türlü deşarj olamam sanırım.kime anlatayım ki beni.beni tanımayan nsanlara yargılamayacaklarını ve ertesi sabah konu üzerinde konuşmayacağımı bildiğim insanların duyabileceği bi platformda "sevgili günlük" kıvamında yazıyorum..başka türlü bi masturbasyon bu sanırım..
merak eden soran herkese sonsuz teşekkürler.dua edenlere de .oğlum daha iyi..moral itibariyle de düzelecek elbette.gümüş mor alewv enerjısı gönderdiler ,kendimizi daha iyi hissediyoruz.master ime teşekkür bu arada:)özgünden öğrenecel çok şey var arkadaşlar dikkatinizi celb ediyorum..
alçılı kolunu kaşınmasından dolayı hergünümüzün odak noktası yapmanın haricinde ,onu kaşımak için bulduğu yöntemleri bilseniz.insan askıyla kol kaşırmı be..
-napıyosun leeenn
-anne çok kaşınıyo buu.
-elindeki nee..
-askı..dı eskiden ucu kırıldı içinde kaldı galiba..
anasını satiim öyle hamarat bi kadın da değilim ki evden şiş filan alayım -hani şu örgü şilerinden -onun vasıtasıyla içerde kalan parçayı çıkarayım.komşuya gidip örgü şişi istemek de şüphe uyandırı.benim onlardan örgü şişi istemem komşuda tahminler oluşturur
-anam vallahi bu kadın çocuğa sokacak şişi..yoksa pene ve örgü şişi napıcak ayol o..ne işe yaradığını bilmez.
....
-yahu ibrahiimm..alt kattaki komşu var ya,pene.örgü şişi istedi benden hayırmı dersin?
-hangisi o
-yahu şu alt kattaki dul .çocuğunun kolu kırılan
-ha şu g.tünde kelebek olan kadın.
-neee .nerden gördün ibrahiiiiiiiiiiiiiiiimm kadının g.tünü.
-lan ben ne göreceğim hanım..bizim kapıcı görmüş çöpü verirken murtaza efendinin önünde bi eğilmiş,herifin abdesti kaçmış nal kadarmış
-bravo ibrahim bunu mu konuşuyorsunuz murtaza efendiyle...bravooooooo
-yok lan hanım ne konuşacam .4 numaradaki hasan var ya o anlattı bana sen hiç gördünmü dedi bana ben yok dedim işim olmaz.
allah topunuzun bin türlü var yaaaaaaaaaaaaaaaa
(anlatmıştım,çöpü verirken suları akmasın diye poşete düğüm atıyordum o arada eşofmandan görmüş bizim murtaza efendi ,küçük b yer burası konuşacak bişey de yok demekki apartmana reklam olmuştum)
işte çıkıp en yaşlı teyzeden bi örgü şişi rica ettim
-teyzecim bana bi örgü şişi lazım ucu çengelli olanlardan var mı acaba.
-haaa var tabi evladım hemen vereyim .şiş değil ama o tığ.ben vereyım .bi kaç tane de model var bende vereyım de oğlana kazak yapıcan herhal.yazık sabi don gömlek dolanıyo zati kış boyu.sen yapmasan ben yapacaktım hayrıma zaten.sevaptır yetim çocuk.
-yok teyze kolunun alçısına bişey kaçmışta onu bunun ucu vasıtasıyla çıkarırım diyorum.
-neresine ne kaçmış..hasbinallah.manyakmısınız evladım siz.alçıya ne kaçar.yok yokk bak sana diyorum evladım ben oğlanı sen babasına ver sen bakamıyosun bu oğlana.aklını bozuyor sabi senın yanında.
eee kaşındım..ben istedim zorla bu laflara muhattap oldum demi.
velhasıl kelam çıkardık kırılan askı parçasını alçının içinden .ertesi gün envai .çeşit örgü şişi aldım eve tabi kaşınırsa bunla kaşı diye.
sanırım ben de iyiym.bi de alçı çıktıktan sonra doktor müjdeli bi haber verse..dese ki yoo yanılmışım elinde araz kalmayacak..o zaman değmeyın keyfime benim..
mavi kırmızı mor her türlü enerjıye açığız..hepsine yerimiz var..iyi olucaz..............
hoşçakalın
anlatmış gene: penelope - 2 Ağustos 2011 Salı
onunla en son konuşmamızda neşesi bardaktan taşıyordu.yeni edindiği köpeği pier le beraber ayvalık kumlarında denizinde at koşturuyordu .yüzüyordu..gitar çalıyordu..muhteşem gitar çalar benım oğlum..muhteşem çalar..çalıcakk..
...........iki hafta önce.......
-anne...anneee çok özledim seni
-hadi ya..ben özlemedim ..süper rahatım..ev tertemiz hiç bi taraf dağılmıyor. heavy metal yooookkk..kaslarımı geliştircem diye barfiks yapan ve sonra ter kokan kimsecikler yooook evdee..ne mutluyum..
-yalancısın anne yaa..çok özlemişsin anlaşılan..eeee nası gidiyo.
-iyi..
-anlat anlat..
-süper eğlenceli..ab den kontrolörler gelecek .yaptığım projenın hayat geçirilişini görecekler onaylarlarsa proje bütçesini ödeyecekler.ve daha inşaatın elektrik tesisatı bile yok..süper yani..
-anladım .işle uğraşıyosun yani..hep çalışıyosun dimi.yine atelye gibi ev .yanii.ohhhh
-ne demek sıpa o..ne olucak diye beklıyordun
-yooo bişey beklemıyordum herşey yolunda diye sevındım .
-konuşşş ne beklıyordun
-yawww anne öyle değil yani dedim belkı annem bişeyler yapr eder ..ne bileyım ben gittim diye party verir filan falan öyle işte
-ya evet düşünmedim değil.party yaparım ..ee hatta şeyleri de çağırırım dedimdi üst kat komşularımızı filan kısır yaparlar yeriz..ne partisinden bahsedıyorsun ..hadi yaptım diyelim kimi çağırmamı beklıyorsun.aaa pardon unutmuşum uzuuuuuuuun bi listem vardı değilmi arkadaşlarımla dolu.
-anne muayyen günüdesin sanırım..gerilmişsin biraz ahahahaha
-laaannn nerden biliyosun sen muayyen filan ..sıpaaa
-geçen ay apartman yöneticisi kazım abi sinirli sinirli konuşuyordu hani sana sen de dedin ya "kazım bey sanırım muayyen gününüzdesiniz " diyee ahahahah..
-hemen öğren sen de.aferin.aritmetik ortalamayı öğretmem hiç bu kadar kolay olmamıştı
-evet anne ne öğrendimse senden öğrendim..bi kere senin arabanın önüne parkeden adama pencereden sarkıp sövmüştün ahhaa onu da ordan öğrndim bak..
-şşş baksana harbi sövdüm mü en efe yaa..sakın babanın orda kimseye söyleme ..babanın karısının yanında filan hele asla .unutma ben kibar ,modern anormal derece de muhteşem eğitim veren filan bi anneyım anladın değil mi..haa bi de sakın elini daldırma yemeklere filan çatal kullan
-ahha anneee maalesef ne kadar hayvanca şey var yaptım .kadın seni accaip ayıpladı .ne biçim çocuk yetiştirmiş filan..demek bi zamanlar evli olduğun kadın böyle biri haaa dedi babama..çok şanslısın ki beni buldun filan diye de ekkledi.
-neeeee..sahi mi..o kim oluyomuş ki..kendine baksın o kürdan bacakklı kadına bak ben sana öğretmedimmi çatalı uyuz neden ellerini daldırdın.hiiihhhhhh sakın çoraplarını da çıkarıp fırlattığını duvara filan yapıştırdığını söyleme bana.
-hahah evet anne bu kez bi atmışım tavana yapıştı görsen ne kötü de kokuyor..sanırım babam benden çok utandı.
-iğğğğğğğğ rezil oldum anasını satiiimm..
-yok be anne..seni utandırır mıyım.her gece gitar çalayım istiyorlar .çalmıyorum tabi..arada kız kardeşler isterse ancak..bi de köpek aldık..çok güzel bi köpek anne.golden rot.bilirsin çok severim.adını pier koydum ..seni de çok özledim anne..
-bende seni eşşek sıpası..ağlatma beni..dayanamıyorum sana hiç..ayyhh..ağlak oldum ben ya..haa sana bi haberim var..ben bu hafta sonu istanbula gidiyorum.bazı arkadaşlarım var onlarla buluşucam..haberin olsun yani..iki gün yokum ben..:)))
-dağıtma fazla anne.nerde kalıcaksın
-merak etme .iş için gittiğimizde kaldığımız otellerde yer bulmam çok kolay biliyorsun..
-tamam anne..annee seni sevıyorum..
.........
telefon görüşmemizden kısa süre sonra oğlum babasının yazlığa davet ettiği misafirlerin hadi bişeyler çal baskısından sıkılıp köpeği gezdirmek istemiş.babası da gecenın geç saatleri olmasına rağmen yanında pier in de olmasından dolayı galiba ya da misafirleriyle o kadar meşguldü ki sağlıklı düşünemedi çık gez demiş.çok uzaklaşma da demiştir sanırım .öyle varsayıyorum.
oğlum deniz yolunun yanında söylediklerine göre iskeleye yakın yerde köpeğiyle oynarken bi gurup sarhoş tarafından ablukaya alınıyor.yaş ortalamaları 25 olan bu pislikler oğlumdan köpeğini istiyorlar.o da olmaz diyor sonra 14 buçuk yaşındaki bi çocuğa sen bize nasıl hayır dersin diyen 4 kişi, nasıl elleri kalkıyorsa yumruklarla sopalarla vurmaya başlıyorlar.gecenın çok geç saatleri olmasından mı ,korkudan mı bilmıyorum kimsenın sesi çıkmamış gören olmamış kimse yardıma gelmemiş.adi şerefsiz sarhoşların artık canları ne zaman istediyse o zaman bitirdikleri bu vahşetten sonra oracıkta kalan yavrumu polis göruyor hastaneye kaldrıryor.üzerinde kimlik olabilecek hiç bişey yok..annesi evde proje malıyetını hesaplarken babası arkadaşları ve kendi ailesiyle fingirderken yavrum bi hastanenın acil köşesinde ne diyordu ..nasıl kıvranıyordu..anneee diye bağırıyordur muhtemelen..polis telefonuna pin şifresi koyduğu için açmakta zorlanmış..açtıktan sonra da içinde anne baba büyükanne büyükbaba gibi bi numara bulamadığından en son aradığı numaraya bakıp aradılar beni
-aloo.kuşuuumm
-iyi geceler hanımefendi .bu telefon sahibinin yakını mısınız.
-kimsiniz siz..neler oluyor..noldu..oğlum nerdeee..
-hanımefendi sakin olurmusunuz.yardımınıza ihtiyacımız var.telefon sahibinin yakını mısınız.
-annesiyim.
-anladım.hanımefendi çocuğunuz sebebini henüz bilemediğimiz bi yaralanma yaşıyor.şu an x hastanesinin acil servisinde .
-allahııımm.nesi var oğlumun..noldu nasıl durumu..ne varra deli olucam yanında kimse yok mu.nerde bu hastane ..oğlumu duymak istiyorum telefonu ona verin..sesini duymam gerek..
-hanımefendi aracınız yoksa sizi aldıralım hastaneyı biliyor musunuz.
-hayır..hayır.ben ben A şehrindeyım..çook uzakayım ben ..napıcam ben..orda olmama gerek..
-hanımefendi çocuk burda kimin yanında kalıyor.babası yok mu..burda kimin yanında kalıyor.
-be..ben ..kimin ...babasının ..babasının yanında kalıyor.babasna haber vericem hemen.
....
-aloo.
-heyy penee..nasılsın
-nerde...efe nerde..
-buralarda..dı..köpeğiyle dışarı çıktı.
-öyle mi..bu saattee.
-pen..annemın bana yaptığını sen de oğluna yapıyorsun .kız gibi yetiştirime çocuğu bırak çıksın delikanlı oldu artık.gelir..sakin yerler buralar.
-bana bak pislik...hayatımı mahvettiğin yetmıyormuş gibi şimdi de oğlumu ..oğlumu....oğlum şu anda X hastanesinin acil servisinde yatıyor..durumunun nasıl olduğunu bile bilmıyorum.başına ne geldiğini bile bilmıyorum.sen küçük ailenle eğlenırken oğlumun uğrunda öleceğim kanı akıyor..canı yanıyorrr..yavrumun yanına gittttttttttttt..derhhaaaaaalllll.
o an yaşadığımı anlatamam.bi yerde canımın içi yaralı..kanı akıyor..yarası var..canı yanıyor..anneee diyordur,korkmuştur o daha bebek..benı istiyordur..allahımmm..bütün sevdiklerim gitti ya o da...yok allahım nolur bişey olmasın ona..nolur daha iyi biri olurum.asla içmem bi daha ..eğer istersen evimdeki herşeyı üzerimdeki gömleğime kadar fakir insanlara veririm hiç bişeyım olmasın..ahh allahım neden sabahları ona kahvaltı hazırlamadım.son yıllarda kendine bıraktım herşeyı..allahım..keşke o çok istediği elektro-gitarı alsaydım..köpek alsaydım..nasıl bi anneyım ben..nereye gitmelıyım..otobüslerde yer yok..en acil otobüsle durumumu söyleyıp ağladığımda yer buluyorum 14 saatte orda olucam..14 saattttt..uçak yok burda sadece istanbul uçağı var o da yarın akşam uçağı..yarın akşam saat 9.00 da ...lanet olası yer..napıcam..aç telefonu açç..
-nerdesin..geldinmi hastaneye..
-gidiyorum pene..sakin ol.
-bul oğlumuuuuuu..neden bakmadıınn..
-pene..sakin olll.arıycam seni.
delirdim sanki...yere uzandım ...ağlamaktan sesim kısıldı artık..nefes alamıyorum ..kolumun üzerine yere yattım sadece..sadece oğluumm diyorum ..oğlumm..yavrumm..canımmm..duyuyor musun beni..geldimm..burdayımm.duyuyor musun.
allahım telepatik konuşma diye bişey varsa o an konuşabilseydim.o an onun sesini duysam o beni duysaydı..yokk böyle olmayacak..giyindim ve çıktım oto gara..otobüs sabah 5 de kalkacakmış..sabah 5 e kadar garda oturdum..elimde telefon.
-aloo..söyle nesdi var..nolmuş
-pene..saldırıya uğramış..henüz kendine gelemedi..kolunda muhtelif çatlaklar var .sağ eli baş parmağından itibaren kırılmış.mikrocerrahi gerektirecek..amelıyata alıyorlar.bacağında kırık var ama eli önemli.
-hangi elii.
-sağ..sağ pene ..
-durumu nasıl konuşuyor mu ağlıyor mu.çok kanıyor mu..üşüyor mu....ölüyorum ben nolur kanatlarım olsa hemen uçsam oraya..
-pene nolur yapma sakin ol...nolur..
-neden onu hıraktın
-pene sakin ol..kendimi hiç affetmiycem pene ..o benim herşeyım.
-değiiiillll os senın herşeyın değil..senın kızların karın aristokrat annen var..senı bize yakıştırmayan annen..senın herşeyın var..o benım..benım herşeyım..annem babam kardeşim o..o benım canım ...
....
otobüsten nasıl indim nası taksiye bindim nasıl hastaneye koştum anlatamam.altımda eşofmanlarımla sırtımda bi atletle..nerde oğlum....koştum..babasını gördüm .benı yakaladı durdurmaya çalıştı.sakinleştirmeye çalıştı.
pene dur.şu haline bak..dur perişan olmuşsun dur aşkım dur..bitanem durr.
-bırak oğlumu görücem..nerde o..
-dur..yoğun bakımda..dur bi sakin ol..herşey yolunda amelıyatı iyi geçti..anlıyormusun..nolur affet beni aşkım...sevgilim nolur
ağlayarak bana sarıldı taş gibiydim donmuş sadece oğlumu görücem diyordum.yan tarafta oturan karısı kalkıp arkaya geçti..umrumda değildi..onun bana sarfettiği aşk sözleri de şimdi sakin kafayla düşününce garip ve acıklı gelıyor o zaman ortak çocuğumuz için gözyaşı döken ebeveynlerdik.polis geldi tabii,süper polis iş başında..nerdeydiniz oğlum bu hale gelirken...sorular sordular..sanki çocuk kendi kendini dövmüş gibi boşanmış olmamızın çocukta psikoljık çöküntü yaratıp yaratmadığını sordular.
-hayır dedim yaratmadı .daha karnımdaydı babasıyla ayrıldığımızda yani geçen yıla kadar babasını tanımıyordu bile.çöküntü yaşamaz benım oğlum..
doktoruyla konuşabildim nihayet..doktor yıltı beni..sağ elindeki mikro kırıklar nedenıyle artık sağ elini eskisi gibi kullanamayacak.2 ay alçıda kalıcak.eline dapılan kemikleri toparlamak için bi tel taktık.telin uçları dışarda .kolundaki çatlaklar nedenıyle de omzuna kadar alçılı kolu.iki ay boyunca alçıda kalıcak.iki ay sonra gerekirse ikinci bir mikrocerrahi el cerrahisi işlemi geçirecek.sonrasında düzelmesi 6-7 ayı bulur..ama eli asla eskisi gibi olmaz..amelıyata eski eşimin arkadaşı el cerrahi levent bey girmiş.istanbuldan bunun için gelmiş.sağolsun..elinden geleni yaptı..oğlum parmaklarını kavramakta zoorlanacak..uzun sğre bunun için çalışması gerekecek..
-ahh yavrum gitar çalamayacak mı ....ama o çok güzel çalar..o harikadırr..artık onu görmessem ölüğrdüm yani..bi dakika daha görmeseydm ölürdüm kalbim iyice sıkışmıştı..odasına götürdüler beni.sadece pencereden bakabildim.dışardan .ağında burnunda bişeyler takılı yavrumun gözleri kapalı..yemyeşil bi örtüyle örtülmüş saçlarında bone var kolu alçılı ..yavrum benim..ahh hiç bir anne yavrusunu böyle görmemeli...
kapıda bekledim ..hiç biyere kıprdatamadılar benı.yapıştım kapıya..örümcek adam gibi.iki görevli ve bir de eski eşim alamadılar benı ordan sökemediler.doktor bırakın dedi kalsın..tam 4.5 saat sadece suvara yapışıp yüzümü aramızdakı kapıya gömüp bekledim.konuştum..kalp sesini duymaya çalıştım..ona şarkı söyledim içimden..
akşama doğru yoğun bakımdan çıktı..doktorların bizi karşılaştırma anını nasıl tarif edeyım..ben ziraatçiyim..size ancak başak buğday koyun kuzuyla tarif edebilirim.koyunları otlatmak için götüren köylüler memeleri sütle dolan hayvanı sağmak için evlerine getirirler bi taraftan da kuzular evde beklıyordur..öyle bi bağrışma olur öyle bi koşuşma olurki o an..kulaklarınız sağırdır artık gözleriniz ağlamaktan kör.o kuzular annelerini o kalabalıktan öyle seçerler ve koşarak dizlerini kırıp annelerinin memesine yumuluverirler.o an koyunun ve kuzusunnun sarılışını ben başka hiçbişeyde görmedim.yani onun gibi oğlumun ordan bana halsiz halsiz "anneeeemm "deyişini ve benim "kuzuuuuuumm " dıye koşuşumu görmenizi istemezdim.güzel gözlerine kan oturmuş yavrumun.benım koklamaya kıyamadığım öpmekten yorulmadığım ellerini kırmışlar..
nasıl bi şerefsizliktir bu..nasıl vahşiliktir..nasıl bulamıyorlar bu adamları..tatilcilermiş.gitmişler..tatilciler ha......babasının peşilerini bırakmayacağını ,aristokrat ailesinin yüksek yerlkerden yüksek kişilerle nasıl olsa bunun hesabını sorduracaklarını biliyorum..ama inanırmısınız umrumda değil..şu an umrumda olan tek şey yavrum...ve parmakları..lütfen dua edin..hepiniz...şu an daha iyi elbette iki hafta olucak neredeyse..daha iyi..ama lütfen dua edin..hepinizden..uzun süre çekiliyorum..belkı temelli..ama lütfn kimse beni unutmasın.hepinizi seveyrummm..oğluma bakıcam..anne olucam şimdi..dua edin olur mu..bi gün karşınıza çıkar ve o çok güzel şarkılarını çalar belki..dua edin....
şerefee
anlatmış gene: penelope - 26 Haziran 2011 Pazar
Çalış çalış nereye kadar. Türkiye yi ben mi kurtarıcam olm, diyorum bazen kendime. Ama çalışmayı sevdiğim de bi gerçek.
Hayat gözümdeki değerini iyice yitirdi. Atıf abiyi kaybettik. Geçen hafta gittim Ankara ya yeniden. Hüzünlü bir vedaydı. üç beş kişiydik onu seven. Başucunda oturduk. Ağladık sızladık. Sarıldık birbirimize. alper de gelmişti. ingiliz kızla beraber. Bodrum a gideceklermiş tatile. İkisini yakıştırdım açıkçası.
Güzel görünüyorlar.
Öğrenciler, benim bekar evini boşaltmış. Rahatlıkla gittim gece yattım eski odamda. Gece yarısını henüz geçiyordu ki arkadaşlar aradılar, toplanmışlar bi yerde. gelip alalım seni, dediler. “Elbette “dedim.
beni almaya gelecek arkadaşı bekliyordum dışarıda.hazırlandım.evet Alper geldi .son görüşmemizden sonra iyi olmama sevinmiştir.Efe yi sordu ,”babasında” dedim.çok kızdı.”sonradan bi de baba çıktı “dedi.bebekliğinden beri ne çektiğimi bildiği için biraz histerik davrandı sanırım.yol boyu yüksek sadakat dinledik.kız arkadaşının güzelliğinden bahsettim.sessiz kaldı.onu özlediğimi söylemedim şimdi bi sürü bişey çıkar içinden.onunla konuşmayı ,esprileşmeyi,eleştirmeyi ,dertleşmeyi özledim.gece yarısı böyle çıkardık dışarı kafamız eser basar giderdik.sadece kilometre yapardık sevdiğimiz şarkılardan yapılmış mp3 leri yol boyu dinlemek ,sigara içmek ,arabanın camını açıp aşağı sarkmak gibi garip bi rahatlama yöntemim var.en çok creep i dinlerken rahatlıyorum.benim için hem çok eski hem yeni sayılabilecek anıları var..en çok run kısmını severim.run run ruuuuuuunnnnnnnnn....o an avazım çıktığı kadar bağırırım içimden ,koşarııımm bi yerlere yine içimden..eski günlerden bişeyler yakalamak ister gibi açtı yine creep i..radiohead kadar güzel söyleyeni bilmiyorum creepi..bu cehennemde benim ne işim var dediği yerde ,hep ona bakar ve "sahii ne işim var benim bu cehennemde " derim..adet bozulmadı ,dedim gene.ama bu kez gözlerimle ,mimiklerimle..
-ben de bilmiyorum ,ne için varsın sen ,dedi..
kolumu arabanın camından sarkıttım,kafamı yasladım kolumun üzerine.okuldan sevgilisiyle kaçmış liseli kızlar gibi bıraktım kendimi.aslında sağdan gitsek on dakikada ordaydık o sola döndü .yarım saat uzattı yolu.konuşmadık sonrasında .müzik dinledim.gökyüzüne selam çaktım atıf abiye ,bizimkilere..oradaki tanıdığım herkese..ne çok kişi tanıyorum yukarda.beni izliyorlarsa bekliyorlardır dört gözle gelmemi..elimle bişey fırlatır gibi yaptım gökyüzüne..
—napıyosun, dedi.
—alex e yumak fırlattım dedim.
—iyi değilsin sen dedi.
—neden
—alex e yumak fırlatmak ne?
—herkes orda.yukarda ..sevdiğim herkes.alex de orda.miskin kedinin tekidir bilirsin.zahmet edip koşmaz bile yumak için .o nedenle hızlı fırlattım.burnunun dibine düşsün diye.oradan bi iki pati atar..
—arabaya binmişken tımarhaneye bırakim seni, yakınlarda var mı acaba.
—tımarhanedeyim zaten. Şu araba iki kaçıkla dolu değil mi?
—iki kaçık değil. bi kaçak bi kaçık.
—kaçak kim kaçık kim
—kaçık sen.
—kaçak da sen misin o halde.
-...
—neden kaçıyorsun.
—buralardan.
—naptı buralar sana.
—sinirime dokunuyor buralar.
—iyi... kaç bakalaım .
-...
-...
— ne kadar fütursuzsun sen ya. Hiç kıymeti yok hiç bişeyın. Ne kadar boşsun. Bomboşsun. saçmasapansın.
—açsana sesini beatles -girl .çok severim bu şarkıyı.sen de seversin.onlarla beraber iç çekersin hep söylerken.sssssss yaparsın ahahaaa..
aniden durdurdu arabayı.kafamı çarptım ön panele ..
—salak mısın napıyosun sen.
—seninle ciddi bişey konuşamayacak mıyız? Ne zaman konuşmaya kalkışsam saçma sapan hareketler yapıyorsun.
—Alper salak oldun sen iyice...ne konuşmak istiyorsan konuş.imalar,alttan girip üstten çıkmalar.nedir derdin senin..anlat, ne ..fıstık gibi kızla gelmişsin orda sarıl sarıl bi hal oldunuz, sonra hala ne konuşmak istiyorsun.
—aaaa demek fark ettin orda olduğumu.neden bişeyler yapmıyorsun.neden senin için en uygun adamın ben olduğunu bilerek ,artık seninle arkadaş kalamayacağımızın da farkına vararak beni itiyorsun.neden böyle rahibe olmaya karar verdin .salak ben mi oluyorum yani.umutsuz zavallı ev hanımları gibi yaşlanmayı,orlon örmeyi bekliyorsun .efe büyüsün de seni huzur evine yerleştirsin “madam butterfly “ ,bu nu bekliyorsun ..hangimiz salak şimdi.
—hiç de öyle yaşamıyorum. Daha bi kaç ay önce biriyle çıktım. bi gazetecei. Sevgili olduk. herşey yolunda.
—öylemi..nerde bay gazeteci..noldu bay gazeteciye..neden senı yalnız gönderiyor kaç kezdir Anakara ya.neden bu suratın hala aynı sevişmemiş kadın suratı.
—o nası bişey be..sevişmemiş kadın sıratı nası bişey.
—aynaya bak görürsün.
—seviştim ben
—aaha..demek seviştin bravoo..ne zaman tanıdın da seviştin..yeteri kadar tatmin olmadın anlaşılan surata bak.
—Alper.hani arabada bi kaçık var dedin ya..evet var ve o sensin.
—evet ..benim ..son 8 aydır kafam allak bullak.seni özledim.konuşmadan geçirdiğimiz 8 ay var.görüşmeden.efeyle msn de görüşüyoruz.hemen her gün.arda telefonlaşıyoruz.benden tavsiyeler alıyor.ergenlik bunalımlarını paylaşıyorum onunla.ama amacım senden haber almak.biliyorum neler yaptığını..yine yangın merdivenlerinde kırmızı şarap geceleri yaşıyorsun.çalışıyorsun.iş ev iş ev..saçmalamışsın bi ara demek.her kimle ne yaşadınsa bişeye benzememiş .neyi zorluyorsun.neden olmayacağını bilerek kendini saçma sapan insanlara yöneltiyorsun.neden bu değeri onlara veriyorsun.pene..yazık ediyorsun bize.
—biz diye bişey yok. Ne istiyorsun benden
—mutlu olduğunu görmek istiyorum. Hayatında biri olsun. Sev, aşık ol. Eğlen, gül. senin o deli manyak hallerine bişeyler oldu..
—hadi bekliyorlar bizi..çok geç kaldık.bu konuşmayı yapmak istemiyorum..hele cobaın my girl ü söylerken hiç..
-....
-....
-....
-....
—sen iyi bi adamsın..her zaman yaslanacak bi omuzsun kadınlar için..seni herkes sever..
—Külkedisinin ayakkabısı gibi, sadece senin başına uygun omzumdaki çukur...
—wooowww..cikletten mi çıktı bu söz..duvar yazısı mı ..iyimiş bu.
—bi kere de ciddi olsan.
-:S
..
bara geldik.bi kaç eş dost ve İngiliz leydimiz ..Alper’e atladı hemen kız..
—ahh aşkiim, nerde kaldi sen, ozledi ben çok fazla.
—geldim tatlım. pene nin hazırlanması uzun sürdü.
—aa a.pene bi jean giymek için mi hazırlandın bu kadar ahahaha.
—yaa evet .içine sığamıyorum da zorlandım ..uzun sürdü..
-hahahaha.pene formunda milleeettt çekiliin.
nail abi ,atıf abinin kadim dostlarından biridir.formumda buldu beni..çok da sever.”dil otu yemiş ebem karı”, der ban yöresel bi iltifat galiba:)
pasaj dostlarımızdan üçü beşi..bi de onkoljde, atıf abiyle 6 ayını geçirmiş doktoru..o yeni biri.kendisini bi cenazede gördüm ,bu ikinci karşılaşmamız.doktorlar kızmasın ama doktorları pek sevmem.her zaman bi ukalalık ..ya da bana öyle gelir.
—levent bey.bu da yaramaz kızımız pene.kısaca afacan denis de diyebilirsin.uzun olsun diyorsan pene de:)
—haylaz bi tipi yok ama. Memnun oldum.
—pene sevmez doktorları bilmiş ol.
—neden. Kötü doktorlarla mı karşılaşmış.
—yooo ondan değil ben cevap vereyım... Bulunduğum ortamda üçüncü tekil şahıs olmayı sevmem öncelikle.
doktorları sevmem evet.hep yüzlerinde "heey salaklar ..üniversite sınavında düzinelerce fizik sorusunu cevapladım lan ben ..siz benim klasmanımda adamlar mısınız heyy yavrumm beee.." der gibi bakıyorlar .ya da bana öyle gelir.
—ahahaha..nerden çıkardın bunu yaa.hiç de böyle bi eleştiri duymamıştım
—yoo eleştri değil..benim fizik iyi değildi ,o nedenle kıskanıyorum sanırım.
—bana fizik gayet iyi göründü.
—bi de iğrenç espri yaparlar..bunu unutmuşum..
Sayın "komik" doktorumuzla biraz eğlendik. Yani eleştirip durmama bir de sivri sivri konuşmama oldukça güldü.
Nail abi hemen atladı:
—levent bey bekâr pene.
—napiim abi.allah yardımcısı olsun yani..
—yoo, hani sen de bekârsın tanışın diye dedim.
—sen de bekârsın naıl abi. Senle tanışsın.
—ahahaha ..naıl abi pek ilgimi çekmiyor açıkçası.
—hııııı yani pene ilgini çekti.
—yani..çekmeyecek gibi mi..o değil tabi de insan sizle sıkılmaz pene hanım.
—yoo alpere sor..biraz önce sıkıntıdan patlıyodu demi alper.
—evet. Gerçek yüzünü görsen ne kadar sıkıcı olduğunu anlarsın.
—hadi yaa..demek öyle alper..
—evet öyle.
Sonraki muhabbetler bi incir çekirdeğini doldurmaz. Ama işte arada iktisadi üç beş kelam edilmiştir. ben hayvancılık sektöründeyim ya, devletin yetiştiriciye yaptığı uygulamayla hayvancışlık sektörünü bitirişiyle, özel hastanelerin açılarak ticaretin sirküle edildiğine kadar saçma sapan bi bağdaşlık kurduk o ara biraz verimli bi konuşmaydı. Tabi bar ortamında bu kadar siyaset, politika, iktisat baydı milleti. Konu hakkında görüşmek istedi doktorumuz daha sonra. Olur dedim. bi ara lavaboya kalktım. Bir de baktım alper de peşimden gelmiş.
—napıyosun sen.
—napıyomuşum.
—hemen tanıdığın adamla bu ne muhabbet.
—ne muhabbeti. İçinde muhabbet diyebileceğin tarzda bi konuşma olmadı.
—kapa şu düğmelerini adam içine düştü.
—sana ne sen yanındaki kızın eteğine karış.benimle uğraşma.sen demedin mi rahibe gibi yaşıyormuşum..yaşamıyorum işt.yeni arkadaşlıklar edınıyorum.
—saçmalama. benı delirtme.
—Alper. Çok içmişsin sen. İşine bak.
—adam olmayacaksın sen.
—öyle bi niyetim yok zaten. öfff sıkıldım bu muhabbetten.
heeyyyy hayat..neler daha göstereceksin bana..içimde kimseye karşı bi ışık yok.kıskanılmak hoşuma gitse de.lavabodan çıktım..çantam elimde arka kapıdan terk ettim barı.kimseye çaktırmadan.yolda bi extra bira aldım elime.gökyüzü açıktı ,yıldızlar vardı.kulağımda şimdi dinlediğiniz müzik salına sallana yürüdüm eve kadar.yüzümde suratımı dolduran bi gülümsemeyle..kimsenin nazını cazını çekemem şu saatten sonra.işime bakarım..oğlumu özlerim..bi gün beni bulmasını dilediğim aşkın şerefine kadeh kaldırırım..kulağımdaki bu müziğe eşlik eder öyleeeee avareler gibi de yürürüm anasını satiim..gökyüzüne kadeh kaldırdım yinee..heyyy oradakiler..şerefee..anne,baba,Hatice ablam...ve diğerlerii...alexxx şerefeee...hadi müzikk..
anlatmış gene: penelope - 23 Haziran 2011 Perşembe
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde
"yetim-öksüz" kalan çok
olur:
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski
düğmeler, özenle
saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki
kurdeleler...
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar,
yetim kalmıştır
tabaklar.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
Sık sık boynunu büker "sarıkız".
O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz,
değerini kimse anlayamaz
krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.
Bir kadın gittiğinde...
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir
ağır işçi, bir
temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
Bir anne gider...
Bir dost...
Bir arkadaş...
Bir sevgili...
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.
Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz, annesi
gitmiştir "geç kalma"nın.
Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak
giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve
bir kadın
gittiğinde pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında.....
BEKİR ÇOŞKUN
bir öykü
anlatmış gene: penelope - 4 Haziran 2011 Cumartesi
Aynı kaldırımda şimdi yüksek topuklu, kısa etekli resmi ceketli yürüyen bu kadın, ispanyol paça pantolonu lastik ayakkabılarıyla eli cebinde sigarası ağzında gezerdi...
yürüdüm.ne zaman gelsem böyle oluyor..
ceketimi çıkardım.geri döndüm arabaya attım ceketimi..saçlarımı çözdüm.gömleğimden bi kaç düğme açtım.sigaramı aldım.yaktım yolda..sağıma soluma baktım.yoldan geçen bi kaç delikanlının ,iki de yaşlı teyzenin göz hapsinde ilerledim Çankaya yollarında..çok eski bi bardır bu..şimdilerde gençlerin uğrak yeri değil elbette.köhne kaldı.bizim zamanımızda alternatifti..yok beee ne alternatifi.her zaman dipte köşede kalmış bi yerdi.o nedenle seçmiştik zaten..Atıf Abinin 70 inci yaş günü ve eski pasaj komşularım ,bi kaç eski üniversite arkadaşım..ve Alper..
herkesle kucaklaştım ,içeri girişim her zaman sevgiyle karşılanır.özellikle yapmıyorum ama hep en son gelirim her yere..Banu alkan gibi planlı değil valla.hep geç kalma özelliğimden kaynaklıdır.bi de uzun yoldan geliyorum ..
atıf abim bu doğum gününü kutlamak istemiş.herkesi istemiş yanına.neden bu kadar çok zayıflamış..ayağa kalkacak hali de yok gibi.ama beni görünce kalktı..sarıldık..çok sıkı sarıldı,kontrolsüz bi şekilde ,anlayamadığım bi usulle..ben de gayri ihtiyari sarıldım çok.kadim dostu bahri abi ayırmasa bizi sabaha kadar sarılırdık belki..
herkesle kucaklaştım..Alper İngiltere den gelmiş..görmeyeli çok oldu..tokalaştık.iki yabancı gibi.yeni tanıştırılmış iki kişi ..
……….
onunla yaklaşık bi on yıllık geçmişimiz var.on yıl önce Ankara da tanıştık.atıf abinin dükkanına gelmiştim.Alperin anne babası atıf abinin kadim dostlarıymış.oğlu gibi sever onu.rahatsızlanmıştı atıf abi ,ülseri vardı.o gün de iyi hissetmemiş Alper i yardıma çağırmış.benim kafa o kadar dolu ve o kadar yorgundu ki kalbim, konuşma boyu beni süzen alperi hiç dikkate almamıştım.oysa bu bal gözlü çocuk bütün dikkatini bana vermiş ,beni dinliyordu.uzun bi sohbet etmiştik ,konusu neydi hatırlamıyorum bile.alpere sorsan kot bi ceket giymiştin ,saçların at kuyruktu.beyaz bi elbisen vardı boydan ,kuğu olmuştun diye anlatır.yakana dondurma dökülmüştü koca kadın ne yapmış böyle dedim ,der anlatırken :) efe tabii ..dondurma yerken üzerime dökmüştü.eski iş yerim olan kitapçı dükkanına bırakmıştım oğlumu ,abiler sevıyordu onu.ben de atıf abiye ziyaret yapmıştım .sohbetin sonunda efe koşarak içeri girip anneee anneeee dediğinde alperin suratını görmeniz gerekirdi.
—sizin mi?
—kimse sahip çıkmazsa benim.
—sahiden sizin mi?
-sahiden benim.ama sahiplenmek isterseniz verebilirim.bakımlı ,aşılı..tuvalet eğitimi var.
-şa.şaşırdım ben..evlisiniz öyle mi ben sandım ki..
-ne sandın..:)) evliyim evet.görüşürüz.memnun oldum.
yüzündeki düş kırıklığını unutmam hiç.üzgün smıley ler gibi ağzı aşağı dönmüştü.sonrasında atıf abiye sormuş galiba,o da ne biliyosa anlatmış.işte küçükten elimize düştü,burda hem çalışıp hem okuyordu.bi çocukla sevgili oldular.evlendiler bebekleri olucakken çocuk bıraktı gitti.o da bak okulu bitirdi ,işe başladı.oğlunu büyütüyor.gibilerinden bişeyler özetlemiş.dramatik anlattığına hiç şüphem yok .çünkü benım için hayatta üzüldüğünü gördüğüm tek insandı.o zamanlar Hatice abla vardı,komşum anlatmıştım onu hatırlarsınız belki ,o bakardı oğluma mekanı cennet olsun.atıf abiyle onu evlendireyım diye az muzurluk yapmadım..ama hatice abla evlenmek istemıyordu.:))
işte öyle..alpperle sonra sık sık atıf abinin organize ettiği sebeplerde karşılaşıp ,konuştuk.bana karşı ilgisi olduğunu farkettim ama o zamanlar ben başka bi dünyadaydım.nedense normalde pek çok kadının yakışıklı ve efendi bulacağı bu çocuğa ilgim olmadı.sohbeti keyifliydi,espriliydi.kültürlüydü hepsi bu..
zamanla çok konuşur dertleşir olduk..arkadaşlık boyutunda gayet güzel anlaşmaya başladık.efeye gitar öğretiyordu.hayatımda çok uzun süre yer aldı.onun aşklarına şahit oldum,benimkileri duydu beraber ağlardık.içerdik.balık tutmaya giderdik.küfürlü konuşurduk.kızları görünce dürtüklerdim
-alpii baksana kızın neticeye..j.lo 'ya benziyoo olm .davran..bak bak..annaaa..sana bakıyo lan .yürü kıza yaz..rahip yazdıracam seni manastıra böyle giderse..
,yaptığım projeyı bakanlıktan gelen müfettişlere sunum yapacağım zaman,ilk kez hem de, power poınt yapmışım,süslemişim püslemişim...lastik ayakkabılarımı çıkarmışım ,ilk kez topuklular giymişim..ilk kez beyaz gömlek, siyah diz üstü etek..ceket giymek beni aşmıştı ,giymemiştim..saçlarımı topladım,makyaj yaptım ilk kez…sonra buna gel beni izle ,bana alkış tut filan diye para vermiştim.:))gelip her ağzımı açışta bravooooo diye bağırıp alkışlayıp beni rezil etmişti..bi keresinde aşık olmuştu ,içmiş içmiş kapıma gelmişti.
-peneeee.aşığım ben..
-olum nesliyle tanışalı kaç gün oldu da böyle oldun lann.zıkkım iç .ne içtin böyle..
otoparktan sesine gitmiştim ,sürükleye sürükleye eve getirmiştim.her yere kusmuştu itolusu..
yıllarca..
ben, şimdi yaşadığım şehre geldiğimde “ben de orda çalışıcam “ diye tutturmuştu.bi dönem sahiden geldi de..ama onun yaşayabileceği yerler değildi..efe den ayrılamayacağını iddia etmişti:)
sonra biliyorsunuz malum meseleleri anlattım daha önce.öylece koptuk.bi kızla gitti İngiltere ye.bana öfkesini kusarak.çok da mutlu sanırım .çünkü iyi görünüyor..
….
Tokalaştık dedim ya. Yıllarca en yakın arkadaşım olmamış, tartışarak gitmemiş, giderken öpmemişim gibi...
Gece eğlenceliydi çok.çok içtik,çok söyledik..herkes atıf ağabeyle olan anılarından bahsetti.ben meyhane gecelerini anlattım.Alper beyimiz sahne aldılar, zaten kimse yok, biz bizeyiz.Gökhan Türkmen i bilen var mı..ikizi gibi benzer sesi Alper’le.onun için dinliyorumdur belki o adamı.arkadaşlar da benzetiyor sanırım hatta kendi de benzetiyor ki bi kaç yabancı şarkıdan sonra ondan şarkılar söyledi.
içim…tuhaf…sonra meyhane şarkılarıydı şuydu buydu coştuk elbette..
gece boyunca içtik..viski beni çarpar ama içtim.her zamanki gardiyanımı unutmuşum:
-pene..yeter doldun sen.
—karışma sen.
-pene yeter dedim. İçme viski seni çarpıyor. Sabah kafan gözün şişecek.
-sana ne .sen işine bak.
—yeter dedim. abartıyosun.
—ne konuştuğumu fark edebiliyorum. Yarın sor yarın sana tek tek anlatırım ne konuştuğumuzu..sarhoş değilim .
—o senin o lanet olasıca hafızadan kaynaklanıyor yoksa sarhoşsun bırak artık.
—manyak mısın noluyo beee.
-eeeeeeeeehhhh yeter dedim bırak şunu..
-baksana bana sen.. sen kimsin ha..söyle kimsin sen..bu neee yaaa nedersen onu mu yapıcaz..hoppala paşam Malkara Keşan ..işine bak dedim sana.
-kim miyim..sana göstercem şimdi kim olduğumu..allahım deliricem .bi insan bi arpa boyu da mı yol almaz beee.nasıl bıraktıysam ordasın…senin damarına tüküreyim ben varya..
-adam gibi konuş..
Bahri abi:
-çocuklar ayıp oluyo bak..yapmayın.atıf abinin tansiyonu çıkıcak ne güzel bi günde
Atıf abi:
-bahri …cıcam çarkına şimdi haa.bırak yahu..ahahaa.aynı eskisi gibi.ben bunu görmek istiyorum beee.bırak okusun şu kızın canına bee.yetti artık.hep altta kalıyo oğlan.
—bahri abi:
-ama atıfcım..
-bahriiii.s..cıcam çarkına haaa..
İtişti kakıştı derken asla orta yolu bulamayarak sırf atıf abinin hatrına sakinleştik. Ama ikimizde birbirimizi eminim bi kaşık suda boğarız.
Atıf abinin halsiz hali ,öksürüşü..ağlayışı..
-çocuklar ..hepinize teşekkür ederim.bahri hadi gidelim biz..
Artık yorgun düşmüştü ve onu kucakladık bahri ağabeyle beraber arabaya bindirdik. Hediyelerimizi verdik. Benim gramofon, alperin taş plak koleksiyonu alışı planlı değildi ama muhteşem oldu. Aracın içinden ettiği veda konuşması çok güzeldi:
-çocuklar ..hepinizi çok seviyorum beee.canına yandığımın dünyasında ailem oldunuz.kızlarım ,oğullarım..torunum bile var.:)) kızım oldunuz,oğlum oldunuz,torunum oldunuz..lan bahri seninde …s.cıcam çarkına markına amaa karım gibi oldun bee lanet herif) hakkınızı helal edin beyler bayanlar..ve çıkarken meyhanenin duvarına çatısına yazın “bu dünyadan bi atıf kaleli geçti…”ben yazacaktım aslında ama halsizim uşaklar..seviyorum sizi.
Onu son kez gördüğümüzü anladık o an..gidişi vedaydı..
Herkes sustu masada..kimse konuşmadı..yarın görüşmek üzere ayrıldık.kalktık ,yürüdük..
Ben bırakayım seni, sarhoşsun, dedi Alper.
Sustum.yürüdük.arabam yakındaydı.anahtarları uzattım.çantamı,aldı..o önde ben arkada yürüdüm.konuşmadık..ağlamamak için sıktım kendimi..dudaklarımı ısırdım..oturdum arabaya..o da..bi süre direksiyonda kaldı.sonra çalıştırdı arabayı..nereye gittiğimizin önemi yoktu..gecenin son karanlığıydı..her zaman kaldığım bekar evimde öğrenciler oturuyor,ama muhakkak bi anahtarım vardır.odanın biri benim zaten .ne zaman gidersem kalırım odamda.ama çok geç ve kızların haberi yok..otele giderim diye düşündüm ama hiç konuşmadım.o an sadece ordan uzaklaşmak istedim, hız yapsın pencereyi açayım rüzgar çarpsın…
-dur…nefes alamıyorum dur..
-iyimisin..hastaneye götüreyım mı?.
-hayır dur..kenara bi yere çek..nefes almam gerek.
Kıyı köşe bi yerde durdu..kendimi dışarı attım..kaldırıma oturdum..ayakkabılarımı arabada çıkarmıştım zaten..yattım kaldırıma resmen..ağlamaya başladım.yanıma geldi..sakin ol dedi..omuzlarımdan tutup beni kaldırdı,oturur hale getirdi yeniden..ona bakarak ağlamaya devam ettim.
-kaç gün daha..
—bilmiyorum Allah bilir.
—ne dedi doktor kaç gün daha.
—canın ne istiyorsa ye, ne yapmak istiyorsan yap demiş. Evine götürün dedi. Hastaneden çıkardı.
-ne ..olay ne..
-kolon kanseri..midesine,karaciğerine,akciğerine,her yerine sirayet etmiş..
-nasıl anlamadı..daha iki ay önce sapasağlamdı.
—on yıl önce barsaklarında oluşan polipler tedavi edilmediği için kansere sebep olmuş. Sonra işte karaciğer iflas edene kadar anlamamış. Mide rahatsızlığıyla hastaneye kaldırmış bahri abi. Kanser demişler. kemoterapi yapmaya bile gerek görmedi. bir ayda tam 30 kilo kaybetti. bu onu son görüşümüz biliyorsun değil mi?
—öyle söyleme…
Ağladım..sarıldı bana.rimellerim aktı.beyaz t-shırt ünü kirlettim.bi süre sımsıkı sarıldık.huzur doluydum.dosttu.saçlarımdan öptü.
—sana içme dedim bu kadar. Çarpıyor seni viski. Şaşı oluyorsun. Burnun kızarıyor. Sarhoşluğun çekilmez ki senin ağlak bişey olursun. O tek kaşın havada hallerine bişey olur sen içince. Adama dönersin az. Korunmaya dinlenmeye ihtiyacın olduğunu bi tek o zaman kabullenirsin. Ama sen gene de içme.
—sevgilin nasıl. Mutlu musun?
—her şey yolunda.
—sevindim.
—senin?
—biriyle tanıştım. bi süredir beraberiz. İyi gidiyor.
—sevindim
Arabaya götürdü beni.koltukta kapadım gözlerimi.direksiyona geçti.yavaş yavaş sürdü..bi ra benzin istasyonuna girdik hayal meyal hatırlıyorum.sonra devam ettik.sürekli gittik ama nereye gidiyorsak..gözlerim kapalı ..ne konuştuk hatırlamıyorum.sürekli bişeyler anlattı hayal meyal aklımda .sadece meyhanede söylediği şarkıyı radyoda yakalamıştı onu dinleyerek gittik arabada.onu hatırlıyorum.kendi sesi gibi.o yüzden koydum yazıya.
Sabah uyandığımda Alperlerin eski evlerinin garajında arabanın içinde ,sürücü koltuğunda o yan koltukta ben vardım.koltukta uyumuşuz.benim üzerimde kendi ceketim örtülmüştü o kafasını griye koymuş kollarını bağlayarak uyuyordu.mahvolmuştum her tarafım tutulmuş..ona hiç bu kadar yakından bakmamışım.ne kadar masum..
Öyle onu seyrettim.uyandı birden..kafasını sağa çevirdi..şeklini bozmadı hiç.bana bakmaya başladı.hiç konuşmadık.birbirimize baktık..önümde uzun bi yol var dedim..kahvaltı yapalım ve ben yola çıkayım.
—böyle gitme dedi. Uçakla gidersin akşam. Arabanı getiririm ben sonra.
—kafam dağılır giderken, önemli değil. İyiyim ben. Kahvaltı yapalım. Çıkayım ben.
—sen bilirsin.
Arabayı garajdan çıkardı.bi yere gidip kahvaltı ettik.onu evine bıraktım şehir merkezindeki.sonra ..vedalaştık.ve yola çıktım.giderken arkamdan bakışını izledim.ağladım ..
Hayatımda karşıma çıkabilecek en mükemmel insanı neden itekliyorum ben. Neden hayatımda biri var dedim yalan söyledim. bilmıyorum.
Sevgili özgün dedi ki:
Dikkat et, hayatına giren herkesi bi gün gidecek tiplerden seçiyorsun. Bunu isteyerek yapmıyorsun. Annen baban çok erken gittikleri için, sana göre seni terk ettikleri için, bi gün sevdiğin herkesin seni terk edeceğini düşünüyorsun. o nedenle çok seveceğini anladığın insanlara bu nu yaşatmasınlar diye mesafeyi koyuyorsun ve hayatına her an gidebilecek insanları katıyorsun. Çünkü sen de onlara bağlanmıyorsun zaten…
Ya da buna benzer bişey..özgün …haklısın galiba…
yol
anlatmış gene: penelope - 2 Haziran 2011 Perşembe
arbayla gitmeyi sevıyorum uzun yolu.anılarım canlanarak gittim; yol boyu atıf abinin bana kaznadırdıklarını düşündüm.öğrencilik günlerimde çalıştığım kitapçıyı bahsetmişimdir.aynı pasajda müzik aletleri satardı atıf abi..güzel içer,güzel söyler, güzel çalardı.keyifli bir rakı dostuydu,beni dinlerdi.anlatmazdım hiç bişey aynı masada otururduk,sadece ikimiz..cahit berkay'a ikizi gibi benzerdi.pasajın arka tarafında taaaa dedemden kalmış eski bi meyhanede otururduk ,kasabadan yeni çıkmış hafiften aşık bi kıza hayatı anlatırdı.sustuklarımı bilir gibiydi.o konuşurken ben masaya kollarımın üzerinde uzanırdım."bakma öyle kedi eniği gibi " derdi.anlatırdı.oğlunun kaçışını ,karısının gidişini.annesinin osmanlı kadını oluşunu filan falan..hayata sarıl derdi bana..o konuşurken gözyaşım akardı tek bişey anlatmazdım hayatımla alakalı,ama göz yaşımın yanağımdan ,ordan da kollarıma dökülüşünü izler:
"anlatmıycak mısın ? " derdi.
-anlatmıycak mısın?
-ıı ıı.
-peki anlatma..ama hayata asıl.
-...
-seni arayan soran yok bu saate kadar bi meyhanede, yarıkaçık bi adamlasın.lan kız kimin kimsen yok belli.ama güzel yetişmişsin .iyi de terbiye almışsın.yetiştirme yurdunda vermezler bu terbiyeyi.muhtemelen ailede başka bireyler vardı onlar büyüttü seni.sanırım benim annem gibi biri büyüttü.nasıl belli çizgileri üzerinde .kola gravat adamların hali bi başka...eeeeee içelim o halde...
küfelik olurdu içince .omuzlayıp evine bırakırdım.sonra ellerim cebimde hafif çakırkeyf düşerdim bekar evimin yoluna.içim rahatlamış olurdu .hiç bişey anlatmadan rahatlamış olmak ..bunu atıf abiyle yapmışımdır.oğluma hamileyken ,bana meyve filan getirirdi.bebeği de kendi hayatına zorluyorsun gurururndan mikrop ,derdi.git babasının kapısına yapış ,bakıcaksın ulan çocuğuna tek başıma mı yaptım bunu lan ipne..diyeceksin derdi..lan seni bizden alana kadar amma takla attı beee.şimdi kaçtı mı itolusu..anasını satiimm lan kız baban yaşında olmasam gel evlenim senle diyecem ama yazık sana be yaaaaww.
..
yol boyu sertabın şarkısını dinledim hani önceki kayıta link atmışım onu..
ben nice depremler gördüm kolay kolay yıkılmam...
direksiyonda akşam olurken güzel oluyor dinlemek..eşlik ettim ..
şimdi
70 yaşını kutlamaya gidiyorum..bu yol hikayesii..benimle beraber dinleyin.sonra anlatırım
mesaj trafiği..öğleden sonra
anlatmış gene: penelope - 1 Haziran 2011 Çarşamba
msj:
-anne gelirken ekmek al
cevap msj:
-aldım ya sabah .2 tane
msj:
-bitti
cevap msj:
-boşalda semerini ye efe..
msj:
-anne açtım
cevap mesaj:
etiyopyadan mı geldin
msj:
-sayende farkım kalmadı.halime bak.
cevap msj:
-aç telefonu konuşcaz senle .
msj:
-açmam .söyle burdan sen.
cvp msj:
-lan sıpa .iki ekmek yemişin hala farkım yok mu diyosun delirtme beni .dolpta yemek var
msj:
-yemeğimsi.
cevap msj:
neeeeeee..neeeeee.yok sana artık yemek
...
yarım saat sonra:
msj:
-anne gelıyonmu?
cvp mesaj:
-yok.
msj:
-anne .gelirken ekmek al.
cevap mesaj:
-tanımıyorum sizi ben.
-msj:
anne hayriye teyzede yerim.süper yemek yapıyor.bir de anlatırım sayenizde karnım doydu annem bunları yapamıyor diye.
cevap mesaj:
-GELIYORUM EŞŞEK SIPASI.KAÇ EKMEK..
msj:
-sen 2 tane al .açııımm
doyuramdım veledi...bu çocuğu bağışlamak istiyorum türk eğitim kurumuna ,hayat ağacına filan..ya da zararlılarla mücadele cemıyeti,akut olabilir.....neresine yıyoor bu anlamadım ben.oğlu delikanlı olan varsa : heeellppp..bunların bu yeme manyaklığının bi süresi varmı..ne zaman bitiyor..
pençeeeeee
anlatmış gene: penelope - 29 Mayıs 2011 Pazar
-evet
-yaşlanacak mısın?
-evet
-hasta olucakmısın
-evet
-peki şey
-ney
-ölücek misin?
-evet.
-umarım çok geç olur .şöyle 45 lerde filan
-45 geçmi sence
-kıııırrkk beeeşş anne düşünsene .
-ne kaldı oğlum kırkbeşe .12 sene
-haid yaa..sen bu kadar yaşlısın yani
-hayır uyuz.kırkbeş yaşlı değil yani..onu demek istiyorum.ben 30 yaşını düşünemezdim senın yaşındayken.kocaman bişey gelirdi bana..ama bak şu an 33 ve ben hala bi baltaya sp olamadım .yani kocaman değilmiş.
-sen yine de ölme .
-oldu...150 sene yaşayan kaplumbağalar gibi dolanayım ortada hayvanat bah.esine koysunlar beni gelen geçen fıstık atsın..
-ahhaahha anne gözümün önüne geldi o sahne şimdi..müthiş bişey..
-gözünün önüne ben bi sahne getircem şimdi unutamayacaksın .hadi yatağa.
-şşşş yavaşşşş koca herif oldum artık öyle yatağa matağaaaa yok artık.
-allllahh allahhh sen şunu görüyo musun..hala çalışıyor (ayağımdaki terliği elime alıp)ve inan bana iyi isabetçiyim asla hedefi şaşırmaz...
-valla mı..paslanmışsındır sen .yaşlandın ne de olsa..
-eşşek sıpasına bak.oolm vbarya bi fırlatırım bu sefer hassas yerlerin var artık yalvarırsın anne atma diye..
-anne onu bırak da sen şimdi şimdi daha ileriki dönemlerde daha yaşlanıcaksın ya o dövvmeler var yaa iğrenç görünecek
-hiç de bile
-evet anne .sarkmış bi babanne poposunda buruşmuş bi kelebek..ahahahahahaa o zaman düşük bel pantolon giymessin allaha şükür.
-bana bak ..eğer bende yarın okuluna gelip en düşük bel pantolonumu giyip ,bütün dövmelerimi salmassam hemde matematikçinizin yanında(mutaassıp bi örtmendir kendisi) varyaaaaaaaa rezil eicem seni..sırtımı açıcam böyleee kanatlarımı görecek dinciniz..
-tamam tamam anne sensin ..sen büyüksün.en haklı sensin tamam .sana güven olmaz yapğarsın sen kesin.hadi senı kaşımayalım daha fazla ..yatayım ben...
-aferiiinn akıllı insanın hali başka tabi..
-annee
-neeeeeeeeee
-bugün bişey oldu
-konuş noldu
-D nin babası okula geldi.(kız arkadaşı)
-eee
-beni yakaladı..kenara çekti..
-yakaladı derken?
-sarstı biraz.
-neeeeeeeeeeeeeee ..nasıl sarstı naptı kimmiş o ..bişey oldu mu.
-anne bi sakin ol..öyle sarsmak derken gömleğimin kenarından tuttu..bi daha benım kızıma mesaj atmayacaksın dedi.
-ne..sen ne dedin .çok korktun mu.yavrum benim ..
-yok.çok değil.az..ben mesaj atmıyorum dedim.atmayacaksın dedi.atmıyorum dedim.heceleye heceleye at-ma-ya-cak-sın dedi.ben de heceleyerek ben me-saj-at-mı-yo-rum dedim.ne yapsıyosun be yalan konuşma barii .atmıyosunda napıyosun göruyorum ben dedi.
-eee
-ben dedim mesaj atmıyorum gelen mesajlara karşılık verıyorum dedim.
-aaaaaaaaaaahhahhaaaaaaaa:)))
-adam yakamı bıraktı.bi daha görmiycem dedi öğretmen gelıyordu bıraktı benı sınıfa gittim.ama bozuldu biraz.
-akıllı oğlum benim.
-yalnız içim rahat değil anne.
-neden..korkma yavrum bişey yapamaz o hödük sana..ben..
-yooo ondan değil anne.öyle demeseydim keşke kızı satmış olmadım mı dersin.
....
tık tık
-giiirr
-ahmet bey..
-oooooo buyrun pene hanım hangi rüzgar attı sizi buraya..ne şeref efendim.biz de bankadaydık dün kredilerde sorun çıkmış bi müşterimin sizin alanla alakalı bi kredi kullanıyor size uğrarım diyordum belge gereklıydı
-ahmet bey kısa görüşüp gidicem mesai aralığında geldim.
-buyrun sizi dinlıyorum sorun mu var
-ahmet bey ..dun bi ilköğretim okulunda yaşı 14 olan bi çocuğu sıkıştırmışşsınız gücünüz yetmiş eveliallah.ben o sıkıştırdığınız çocuğun annesiyim.
-hööönnkkk
-bakın bunlar daha çocuk denecek yaşta ,masum temiz aklıbaşında çocuklar.olabilir rahatsızlık hişssedersiniz bu konuda bununla alakalı konuşacak değilim anlıyorum sizi kız babası olmak zor.ama sizi birdaha oğlumun yakasından tutup duvara yapıştırmaktan men ederim.bu ne cürret .karnını mı doyuruyosun o çocuğun sen ki bu kadar sahip sahip yakalsını tutabiliyorsun.eğer bir daha oğlumun yanaına yakınına yaklaşırsan ..değil yakalsından tutup duvara yapıştırmak şu an elimden kazayla yere düşen ve parçalanan şu küğl talasının akibeti sana uzak değil ..ki benim bu yönümü hiç görmemiştirsin.o çocuk benim!!! benden başka kimseee onun karşısında hesap sorar şekilde duramaz korkutamaz ...duydun mu beni.çocuğu kenra çekip uygun bir davranış olamdığını ,bunu istemediğini söyleseydin amenna syg duyardım mahcubiyet hissederdim veya..ama ....amaa bu yaptığın hanzoluk, bir daha tekrar ederse sonuçlarına katlanırsın..
sessizlik,şaşkınlık ve tak tak tak yürüyüşüm....kapıyı açışım...gerii dönüp)
-şu müşterine gelince ..o kredide ortaklığın olduğunu biliyorum faissiz krediden yaralanmak için sahte satılşınız onaylamıyorum.belgeyi de vermıyorum..hoşçakalın..
zafer kazanmış komutan....alllllaahhh...da ben neden böyle bi canavar kediye dönüştüm bilmıyorum..demek insanın evladına zarar veren biri olunca pençeleri çıkıyor...dokundurur muyum len oğluma ben ...hiiieeeyyt...
adsız dedi ki:
anlatmış gene: penelope - 26 Mayıs 2011 Perşembe
slm lar,bende nerde buna ne oldu deyip blogunu defalarca ac kapa yapiyordum ki....uzuldum hakkaten uzuldum yasadiklarina,simdi birsey diyecegim cok sacma gelecek cogu insana ama yinede demeden edemeyecegim;hani biz bazi sanatcilari cok severiz,gozumuzde buyuturuz,onlari;iseyemez,gegiremez,gaz cikartamaz saniriz ya hani ha iste bende oyleydim sen konusunda,seni oyle bir yere koymusdumki;guzel,basarili,tek basina erkek cocuk yetistiriyor,kurtlarla nasil mucadele veriyor,ayakta kalabilmek adina diye ama pene bu iki oldu hayal kirikligina ugradim sen konusunda,ilki kopegim icin sana sordugumda biz veterinle sey ederken onun kopegi icerde bilmem ne ediyordu demisdin ikinciside bu top sakalli keci...haddimi asacagim simdiden ozur diliyorum;ya pene uc dort aksam ustuste bilmem neyin sogugunda iki laf ettigin adamla,tanimadan,tartmadan,sadece o an yasamak istedin ve yasadinlara siginmadan niye pene?senki neleri,kimleri gordun ,elinin tersiyle ittin,kizdim ve inan uzulerek okudum....icim daraldi....yuhhh ladim....hatalar elbetteki bizler icin ama belli bir yasa ne zorluklarla gelenler olarak bukadar kolay acik kapi birakilmamali hayal kirikliklarina;neymis efem....ceple mesajlasilmis,neymis efem guzel konusuyormus,durusu sertmis,entellektuelmis vs vs...ay birde pis dedigin evde sadece icinden opmek geldi diye opmen yokmu..sinir oldum evet..karisiyla uzatmalari oynuyormus,birde onunla sevisemiyormus;pislik herif kimbilir nasil davrandinki karin seni istemiyor,uc dort aksamda karisini alsa goturse ya o cay bahcesine,seni dinledigi kadar karisini dinlese ya,sana yazdiklarini karisina yollasa ya bakalim ozaman nasil olacak,bukadar kolay harcama kendini olurmu...ulasilmaz yere koy kendini;elbetteki insansin,kadinsin,isteyeceksin,ihtiyaclarin olacak,simartilmak,dinlenmek,deger gormek seninde hakkin ama pene karsindakini artik iki degil uc dort defa dene...denemeden kasdim;iyi tani once,tanimaya calis,eksikligini hissettigin duygularini dinleme...mantigin oncelik olsun artik,birini opmek mi istedin zaman bic kendine,karsindakini tani,tart oyle op,yasadigin sehrin kucuk ya da buyuklugu neyi degistirecekki hem;nereye gidersen git,seninle gelmiyormu vicanin,hatalarin,offf neyse ya saglik olsun...uzgunum...umarim ucuncusu olmaz...uzaklardan sevgiler
24 Mayıs 2011 21:29
........
sevgili adsız..
33 yaşıındayım..
18 yaşında evlendim.neden evlendin deme ..evim olsun istemiştim sanırım,anne baba kardeş bişeyim yok.büyükanne büyükbaba..beni görmeye bile dayanamayan bi büyükanne ..sebepse kaşlarım saçlarım anneme benzıyor ya :)önceleri anneme benziyorum diye çok üzülürdüm ,çünkü anneme benzemesem dilber sultan beni çok svecekti muhtemelen.sonra kadın olmaya başalyınca o saçlarımı ,kaşımı gözümü güzel bulmaya başladım belki annem bana verebileceği en güzel şeylerini vermiştir.sexapelitem var bunun farkındayım bunu ondan almış olma ihtimalim de kuvvetli.bilmıyorum onu nasıldı ne yapardı hatırlamıyorum çünkü..bu iyimi kötü mü onu da bilemıyorum açıkçası..
uzaklarda öğrenciydim.aşık oldum,evlendim.flörtüm bile olmamıştı o zamana kadar..
çok küçüktük bebeğim karnımdayken gitti..kaldıramadı evliliği .o da aynı yaşlardaydı yapamadı..neyse, ben on sekiz ondokuz yirmi yirmi bir ,yirmiiki .......yirmiyedilere kadar sadece çalıştım çocuk büyüttüm bişeyler yaptım hırslandım filan falan..kariyer yaptım kendimce..ama kadınınm ben ..bi gün bi adama aşık oldum o adama aşık olma ve onunla sevgili olmaya karar verme anım 5 yıllık sürede olmuştur yani hadi cummbaa yatak demedim altını çizerim.ha desem ne olurdu ,bişey olmazdı ama demedim işte.senin şu veterıner dediğin adam evet.ve sana kızdım ..yorumun için değil şu cümlen için :"
biz veterinle sey ederken onun kopegi icerde bilmem ne ediyordu demisdin"
veterinerle şey etmek dediğin olayda sanki köpeğimi aşıya götürmüşüm orda veterınere sulanmışım herifi köşeye çekmişim de şeyetmişim...
beni üzdü bu cümle .o veterınerle ben evlenme aşamasına geldim ,ailesi sıkıntı çıkardığı için zaten ilk evliliğimde de aynısını yaşadığımdan aile ile oğulları arasında kalmamak adına ayrıldım bitirdim herşeyı.5 yıl sonra yenıden başlayacak oldu herşeye rest çekip evlenelim dedi plan kurmaya başladık düğün kartlarına kadar ...ama yazdım bunları çok şeyler oldu kaldığımız yerde kalmışız..çocuğum sorun oldu ailesine.ben de oğlumu tercih ettim..sonrasında rahibe gibi yaşamaktan sürekli şikayet ettim size..
ama millett ..kadınım ben..yalnızım ..komşularımın ,iş arkadaşlarımın ,esnafın bile sürekli göz hapsindeyken bekaret kemeriyle dolaşıyor gibiyken bi yerde hoşlandım beğendim istedim ya..ama sadece şeyımın keyfine o gün yatayım canım istedikçe yatayım kalkayım istesem evli olduğunu öğrendikten sonra bile devam etmez miyim .neden ağlayım şansıma küfredeyım..
senın gözünden düşmek ya da düşmemek değil üzüldüğüm.senin beni gözünde büyütmene de çok teşekküğr ederim .ama büyük değilim.güçlü değilim .kutsal değilim yalnızzzzz buna karşılık basit de değilim,bi tarafının derdi herşeyın üstüğnde olan biri de değilim..ama feminizst kadınlar gibi hönkkleyemeyeceğim arkadaşlar..ben tek başaıma da yaşarım ,ütek başıma da ölürüm erkeğe ihtiyacım yoook diyen bir de değilim hayır..
istediğim şey normal olan bişey biliyor musun..
birini seveyım..o da benı sevsin.benı arasın ,sorsun merak etsin kıskansın.akşam çok geç çıktığımda "bu saatte gidemezsin bekle gelip alayım seni " desin." nerdeydin " desin."bu gün ne yedin " desin..evli olmasın ,ailesi dul ve çocuklu bi kadınla görüşmesini yasaklamasın:) ..işi gücü olsun,akıllı olsun ,dürüst olsun,gülmeyı bilsin ,gezmeyı bilsin,müzik sevsin ,yemek sevsin ..evi sevsin..evde oturup bi iki kadeh bişey içip ,iki film izlemek ona dünyaları versin mesela.oğlumu sevsin.beni ondan ayırmasın..şimdi söyle var mı öyle biri..gördün mü..olmadığını sen de biliyorsun..senın gözünde ve sevdiklerimin gözünde bravo şu kadına denilmek için ne yapmalıyım.insanüstü değilim ki ben..beni takdir ederken sen ben öyle yalnız sevgisiz...
hadi çıkayım hemen bu bunalım ve üzgün halden..üzüldüm ...neden üzüldüm bilmıyorum ama üzüldüm gerçekten..sonra bi ara bu yazıya ek yaparım...
kırık
anlatmış gene: penelope - 8 Mayıs 2011 Pazar
……….
Bilmem ne kadın girişimcileri bi toplantı düzenlemişler, toplantıya basını davet etmişler. aynı gün dernek başkanı beni de çağırmış, Avrupa projelerinden birinden yararlanmak istiyorlarmış, proje yazdırmak için de ismi geçen bi kaç isimden “ bayan” olarak beni tercih etmiş.
İçeri girdim ,hoş beş,muhabbet..Projenin kapsamı hakkında konuştuk,notlar aldım.
İçerde bi hazırlık bi hazırlık. Birden kapı açıldı, içeri basın muhabiri olan bi kaç kişi girdi. Girişimcilere destek vermek ve kadınların adını duyurmak içinmiş. Önce biraz röportaj yaptılar, fotograflar çektiler, (ben yokum bu olaylarda. Ben kenarda oturuyorum.)
sonra kayıt dışı konuşmaya başladılar.Kahve yapıldı,konuşmalar ,konuşmalar…kenarda oldukça hanımefendi gibi oturdum.Muhabirlerden biri (sonradan genel yayın koordinatörü olduğunu öğrendiğim) H.,dikkatimi çekti tabi: Ağır başlı ,hiç gülmeyen yüzüyle mantıklı sorular sorması ve kayıt dışı verdiği bir nevi” Basın Danışmanlığı”yla aklı başında ve dolu biri olduğunu belli etti.Sonra bi gazetenin ihalesi içinde olduklarını ve daha da büyüyeceklerini söyledi.bende sazan işte atladım
-hangi gazete bu?
Sağa doğru tek kaşını kaldırarak bir baktı:
-napıcaksınız. Siz de mi ihaleye gireceksiniz?
ayyyyyyy ne ukala.
Bozuldum tabi, sustum oturdum. Sonra kadınların saçma sapan sorularının onları bunalttığını farkettim, kadın derneklerine yaklaşımlarının aslında hiç de samimi olmadığını gördüm ve bizi, yani kadınları, aptal sanmaları canımı sıktığından konuya atladım. üç beş güzel kelam ettim. Tek kaş kalkmış H. bey, dikkatle dinlemeye başladı. Hak verdi, eleştirdi filan derken bi muhabbet oldu ama gayet resmi. İçinde tek bi gülücük yok.
bu uzun boylu, keçi sakallı (böyle demeyi seviyorum),güzel şekilli kaşlar ve kocaman siyah gözlerin sahibi adam- ayrıca es geçmişim maskara sürmüş kadar kirpikli adam- üç gün sonra ofisime bi çocuk yolladı.
Çocuk içeri girdi,
- hanımefendi beni H. abi gönderdi. Falan feşmekân gazetesinden geliyorum. Sizin telefon numaranızı rica ediyor, bi konu hakkında görüşecekmiş.
Aklıma geldi o an, konuşma sırasında bana demişti ki:
- pene hanım, bu anlattıklarınız yazmak ister misiniz? Belli ki kelimeleriniz kuvvetli. konuya da uygun. Kadınlarla alakalı bi yazı yazar mısınız?
Dernektekilerin ısrarıyla olur dedim g.tüm kalkmadı değil. Ertesi gün işler yoğunmuş unuttum yazmayı
Sonraki gün se mesai bitimine 1 saat kala ofise bi delikanlı geldi
-pene hanımla görüşeceemmm
çocuğun benden başka kimseye söyleyemeyeceği neyse artık devlet sırrı saklıyormuş havasına oda arkadaşım katlanamadı,
-ahanda pene hanım karşıda perdenin arkasına gizlenmiş sigara içiyor .git ..dedi çocuğa
Çocuk geldi velhasıl kelam. Beni H.abim yolladı, telefon numaranızı istiyor. Sizinle acilen görüşmesi gerekiyormuş
verdik tabii. on dakıka sonra bi mesaj
-pene hanım ben H.K .bu benım telefon numaram bu da maıl adresim yazınız gönderirseniz sevinirim iyi akşamlar.
hemen oracıkta yalapşap bi yazı yazdım.maıl göndermekle kalmadım ekledim de msn e arkadaşı.yazıyı yollayacam diye masaüstündekı çok gizli projemı de yollamışım.hem de bi gazeteciye.msn den devam ettik
-pene hanım maıl için teşekkürler yalnız içinde garip çizimler ve formüller var.sanırım yorgunsunuz..
anaaammmmmm.bir baktım ki ben meğer çizdiğim projeyı yollamışım.lütfen dedim onu yok edermisiniz.dün geceden beri 24 saat uykusuz olarak bunu çizdim ben.müşterim bunun bi gazetecinin eline geçtiğini duyarsa öliyim daha iyi.
-evet dedi yorgun olduğunuz anlaşılıyor :) biz o halde bunu silelim .
sonrasında yazımı okudu beğendi .bir kaç eleştirisi oldu bunları msn de konuştuk..esprileştik.ben sürekli yoğun olduğum için ara ara ona yazdıklarıma sürekli gülüyordu.
-sen yaşlanmazsın yaa..
Demeye başladı. Şekil itibariyle siz artık ortadan kalkmıştı.
Mesai biterken çıkışta napıyosun dedi. Her zamanki gibi bi mekânım var dedim oraya gidip balkonda bi çay içerim bi sigara içerim özgür özgür. Manzaraya karşı.
-ben de davet edersin sandım, dedi.
-gelsene, gelirsen ederim. Dedim
Tamam dedi tabi hemen. Randevulaştık.
olay şu benim takıldığım mekanın adı X cafe. Yeni bi yer aslında.
gittim, balkona çıktım bi sigara içtim çay söyledim. Ekildim galıba diye düşünürken bi mesaj
-nerdesin, ektinmi beni.
-burdayım sen nerdesin diye karşılık verdim..(bi de neden mesajlaşıyoruz anlamıyorum .telefonlaşsak ya..ama o başlattı ben de uydum)
-neresinde ben bi saattir burdayım.
-ben de bi saattir burdayım..usta zaten kıç kadar yer neresindesin.
-?
-allah aşkına nerdesin sen .adı ne gittiğin yerin.
-neresi olucak X konak
-ben X cafe deyım ama söyledim ya sana
-aynı yer değilmiydi bu yaa
-hayır bu ona göre daha yenı.
-allah kahretsin benı..ne saanım demi.orası sakinse ben geleyim yoksa alayım seni burada hemen hemen kımse yok.sakın bi yer.
-burası kalabalık
-bekle senı almaya geliyorum
böyle bi randevulaşamama olayından sonra onun gittiği yerde buluştuk.sohbet muhabbet derken birde hava bi soğuk .sigara içecez derdine bahçe olan alanda oturuyoruz.artık konuşurken çenemiz titriyor soğuktan.
-ben çok üşüdüm. kalkalımmı
-kalkalım evet üşüdün sen.
Kalktık ve yürüyemiyoruz ikimiz de. Anasını satayım tam 4 saat oturmuşuz hava kararmış. Kıçımız donmuş. toklaşıcaz yapamıyoruz. Neyse benı eve bıraktı.
Gece bi mesaj
-sohbetin tadı damağımda kaldı. Uzun zamandır böyle eğlenmemiştim. ben seni yarın da görebilecek miyim?
Karşılık:
-kıçımın buzu çözülürse evet..keyifliydi sağ ol sende.
Ertesi gün bütün günü mesajlaşarak geçirdik. Oğluma döndüm resmen. o sürekli mesajlaşır. Kontörlü kullanıyor ya mesaj hakkı var. ben neden mesajlaştığımızı anlayamadım. Aradım bunu
-hacı ne mesaj atıyosun arasana..kontör yoksa çaldır benı ben arayım senı.
yuh pene bu da denmez demi.ama dedim.ben böyle bi törpüsüzüm.mesaj atmak keyif vermiş bir de her dakıka benden haber almaya çalışmış o nedenle mesaj atıyormuş biraz bozuldu tabi..:))
Akşam çıkışta yıne aynı yerde randevulaştık. yıne keyifli bi sohbet di. bu kez o kadar üşümedik. Tedarikliydik:)
sonraki gün hafta sonu tatili oldu. Canım sıkkındı biraz. Aramıştı.
-dışarıda mısın .?
-evet
-aynı yerde buluşalım mı?
-olur, ama bu kez hesap benim
-tamam
geliyorum geldim derken baya beklettim onu.hadi nerde kaldın dedi..hadi gözüm kapıda dedi..liseli gibi hissettim kendimi.:)koştur koştur gittim.baktım orda kalmış öyle benı bekliyor..hoşuma gitti açıkçası.
o gün akşama kadar oturduk yıne. Sonra üşümeye başladık elbet. Haberlerde bile okumuşsunuzdur. Kar bile yağmıştı o gün.
-bak ,dedi.,Burada manyak gibi oturuyoruz ve sağ tarafını artık hissetmediğini göruyorum. Burnumuz aktı akacak. İçerde sesten birbirimizi duyamıyoruz diye dışarı çıkıyoruz burda da donuyoruz. benım evim şu karşı binanın arkası. Çay da yapabiliyorum. Neden sıcak bi ev varken burada oturuyoruz.
-iyi burası
-sana saldırıcam diye mı korkuyorsun
-hehe.yoo ama uygun değil
-iyi peki donalım.
-yok üşüüüü meeee ddiiim ben.
-eevet dişlerin gayet süper ..ses çıkarıyo rritim olsun diye demi..
-yok, be bi an soğuk esti. Ama iyiyim.
-hadi kalkıyoruz. inisiyatif kullanıcam. Liseli çcuklar gibi park köşesinde oturmayalım.
Neden bilmiyorum kalktım. üç gündür saatlerdir konuştuğum ve kendimle aynı dili konuştuğunu farkettiğim bu adamla yürüdüm. Top sakalını, kenarındaki grileşmiş kısmı, siyah kocaman gözlerini sevmiştim. bana tehlike arzetmedi açıkçası
evine gittim.çok şık zevkle döşenmiş ama iğrenç dağınık bi ev.oturma odasına girdiğimde yerden sürekli bişeyler topluyordu.
-evi bi temizlet, dedim, bu ne..
- -geç geliyorum, hemen yatıyorum. Sabah erken çıkıyorum. Evle alakam yok dedi.
Karşılıklı kanepelerde oturduk. Temiz bardak bulamadığı için içecek ikram edemedi, yıkamasına da ben müsaade etmedim.
-kalkacağım zaten şimdi, dedim, otur.
Karşılıklı kanepelerde oturduk. Isındık biraz. Konuşmaya gülmeye devam ettik. kanepelerın arasına küçük bi sehpa ancak sığar yakın mesafeli yani.
İkimiz de öne doğru eğilmişiz, ellerimiz dizlerimizin üzerinde. Birbirine değmesine çok az kalmış. Ama özenle koruyoruz. Daha doğrusu o koruyor.
Sonra sessizleştik. Yere bakıyordu. Ellerini oğuşturuyordu dizlerinin üzerinde... Geriye yaslandım, kollarımı bağladım ve ona baktım. Çok güzel bi adam. Saygılı da. Akıllı da. Gazeteci, eski yeni her şeyle alakalı konuşacak bişeyı var. Komik. Espriler havada uçuşuyor. ve şimdi öyle masum çocuk gibi oturmuş. belkı bana hiçbişeyın olmayacağının garantisini verir gibi konuşmamış olsa, yakınlık gösterirdi. Ama sözünü tutmaya çalışan biri gibi kıvranıyordu orda. Birden kafasını kaldırdı ve göz göze gelik.
-o kadar güzelsin ki. Dedi. senı izin versen saatlerce seyrederim
ben iltifat çok duymuşumdur. Çoğuna inanmam. Ama bunu duymaya ihtiyacım varmış gibi kendimi Cleopatra gibi hissetim. Kızardım biraz. Sustuk
sonra ..
-bişey yapmak istiyorum
Dedim ve kalkıp onun önüne oturdum dizlerimin üzerinde. beklemıyordu heyecanlandı. Ve onu öptüm. Yaprak gibi titremeye başladı. Sonra gözlerini kapadı. bi süre durdu. Geçip yerime oturdum
-bunu yapmasaydım aklımda kalırdı dedim.
sonrasında ona verdiğim cesaretten sanırım,yanıma geldi ve öpüştük.evet..işte sonunda pene biriyle oldu.nasıl odlu ne oldu anlamadım.birden bireydı.güzeldi.hiç bişeyı unutmamışım:)) beni ayıplayacak ,hayalleri yıkılacak çok kişi var farkındayım.ama namuslu ev kadını profili çizersem yalancılığın daniskası olurdu.budur arkadaşlar.sadece şu çok hoşuma gitti.sarıldı bana,boynumdaydı nefesi..
Tahmin ettiğim gibisin.
-nasıl?
-her konuda yeterli..üst düzey hatta..
Bu beni neden bu kadar mutlu etti bilmiyorum. belkı hayatıma giren ve kırık dökük biten bi kaç ilişkinin ardından acaba sorun bende mi, diye düşünmüşlüğümdendir.
sonraki iki günü sevişerek geçirdik. Yeni bişey benim içn.
kullandığım kokudan ,taktığım takıya kadar herşeyıme dikkat ediyordu .bu da benim çok hoşuma gitti açıkçası.iki hafta önce giymiştin bunu hatırlıyorum,altında topulu bi ayakkabı vardı ,siyah altı kırmızı..
bunu demesi gözlerimi kocaman açmama sebep oluyor. Âşık olduğum eski kocam bile benı bu kadar dikkatle takip etmıyordu.
........
bu yazıyı yazalı bi hafta olmuş..
silmek istedim aslında ..ama zaten her haltımı bilmıyor musunuz.bunu da bilin.
Gazeteye gittim. Onunla ilişkimizden dolayı yazı yazmayı ve onun gazetesinde yayınlamayı etik bulmadığımdan yazmıyordum zaten kaç gündür. Odasında bi kaç kişi vardı. Rahatsız oldu benim girişimden, tedirgin oldu. Yüzünden anladım. Zaten içerdeki yavşağın bakışı da bakış değildi.
-Neyse ben rahatsız etmıyeyım, yazıyı yazmayacağımı söylemek için gelmiştim dedim
Başkalarına henüz açılmamıştık çünkü… ilişkimizi en yakın olan arkadaşına bile söylememişti.
-Ben sizi geçireyim, dedi ,benimle gelirken,
Arkadaki yavşak kalktı,
- H. canım ya böyle tatlı bi bayan buraya gelıyor da bizi tanıştırmıyorsun aşkolsun sana. Dedi.
Adam tanıştırdı kendini bana iğrenç bi şekilde asılarak.
- H benim aile dostumdur
-. Memnun oldum, dedim.
-evet, hanımefendi kimdir, dedi yavşak
-hanımefendi filan falan kurumda yönetici. Mühendistir kendisi aynı zamanda. Gazetemize de katkı koymuştu sağolsun.
Evet “aslında sevgilimdir” demesini beklemiyordum tabii. ama en azından adam bana asılırken akşam akşam ,bişeyler yapsaydı suratını asmaktan başka.
-asansöre kadar eşlik edeyim dedi.
Birlikte asansöre bindik. Sarıldı bana. Öptü. Asansörü bi aşağı bi yukarı çıkardı durdu. Deli gibi öpüyor, her an sanki tecavüz edecekmiş gibi saldırıyordu. zor sakinleştirdim
-napıyosun .noluyor..
-çok kıskandım senı ben. Deli oldum o şerefsizin bakışına. Nerden çıktı bu herif...
-tatlım. Sakin ol. Hadi ben gidiyorum artık.
-bekle ben bırakayım seni..olmaz bu saatte .arabanın anahtarlarını alıp geleyim.merdiven boşluğunda bekle ve sesini çıkarma.gitti sansınlar seni.şimdi çıkar onlar da zaten.
bu gizemi anlamadım tabi ama. Dinledim sözünü.4.katın merdiven boşluğunda bekledim. o asansörle iki kat yukarı çıktı. İçerden elemanına seslendi ceketini ve masasının üzerindeki araba anahtarlarını versin diye. Adama yakalanmamak için içeri girmiyordu sanırım. Boşlukta sesi geliyordu.
Duvara yaslandım içimi çektim. Kendimi huzurlu hissediyordum. Gözlerimi kapadım. az önce benı ihtirasla saran kolları düşündüm. Bu ne sahiplenmek böyle. Gülümsüyordum
Boşluktan sesler yükseldi. Açtım gözümü
-H..ne iş olum az önceki afet neydi öyle.
-acelem var suat. Çıkmalıyım
-çık da. O parçayla tanıştır beni yemezler kardeşime seni ispiyonlarım valla.
-saçmalama Suat. Öyle bi kadın değil. Kariyer sahibi bi kadın o.
-kariyerine zararımız olmaz. dudakları gördün mü olum köfte gibi.bi öpersek kariyeri mi zedelenir.H.göreyim seni.yarın iş diye çağır şuraya tamam mı bi iki muhabbet edelim tanıtalım kendimizi.
-Suat saçma saçma konuşma hadi çıkıyorum.
-tamam. Kardeşime selam söyle. yarın akşam bize yemeğe gelin özledim kardeşimi yaa.ne biçim eniştesin be ...ama her şeyden önce kankamsın unutma sakın.
-tamam bakarız.
-bakma .söyle o karına abin seni özlemiş de .paşa paşa gelir.yarın bizdesiniz o kadar .hem içeriz de iki tek.
-tamam hadi kaçtım ben.
-şşş H.unutma tanıştır beni. Bu gece o kalçalar benim rüyama girer şerefsizim.
....
sanki boşlukta yankılandı sesler..karın..enişte..tanıştır beni..rengim kaçtı hissettim.başımdan aşağı kaynar su döküldü sanki.merdivenleri inerken o ,ben hemen asansöre bindim.sanırım sesini duyduğumu anladı.basamaklardan koşarak inmeye başladı ben asansörden çıktım sokağa zor attım kendimi.nefes alamıyorum.koşmaya başladım.birden çıktı o da peşimden… Peşimden koşuyor.”dur” diyor. ben deli gibi koşuyorum.topuklularla olmuyor tabi..yakaladı beni belimden…..
gecenin karanlığına da güvenerek elbette yakındaki bi binanın içine soktu beni.ağlamaya başladım,geri zekalı durumuna düşmüştüm.bana sarılıp öpmeye başladı .yüzümü çeviriyordum sağa sola.
-bırak beni ,dedim,evlisin demek.ne zaman söyleyecektin.sıkılınca mı..ahh ne kadar aptalım ben.ne istedin benden .ben sana anlattım herşeyı..niye yaptın bunu bana.
-dur anlatıcım sana herşeyı bekle. Sakin ol lütfen
-anlatma yalvarıyorum benı bırak.
-bak..dernekte senı görünce çok etkilendim senden .orda makul mantıklı konuşan tek kadın sendin.tıpkı üniversiteli yıllarımızdaki gibi bi an kendimi öyle hissettim.heyecan verdi bana.konuşmak tanışmak istedim senle.evet itiraf ediyorum yatağa atmaktı derdim.ama iki gün saatlerce senle sohbet ettikten sonra böle bi derdim kalmadı seni özlüyorum görmek istyorum bakmak istiyorum .konuşmak istiyorum sürekli.eğer sen beni öpmeseydin yemin ederim ilk hareketi yapmam benim aylar alabilirdi.senden çekiniyorum.başka bişeysın gözümde.söyleyemedim evli olduğumu çünkü sana dokunmak isteim öpmek istedim.bilseydin bunları asla yaşayamazdık.lütfen zaten kötü giden bi evliliğim var.evime geldin sen.evin halini gördün değil mi.böyle bi evde yaşıyorum ben.geceyarsısına kadar kendi annesinde oturup yatmadan yatmaya evine gelen bi karım var.çok mutlu değilim.uzatmaları oynuyoruz biz.cinsel problemlerimiz var.sevişemiyoruz bile.seninle saatlerce sevişen ben onunla on dakika kalamıyorum.gördün mü benim bi sorunum yokmuş.kendimi sorunlu görüyordum,depresyondaydım neredeyse .ama seninle her şey mükemmel oluyor.lütfen seviyorum seni ben.
-sana son kez diyorum. Bırak benı.
Bıraktı. Üzerimi toparlayıp çıktım. Son gözyaşımı akıttım.
Sokayım ben şansıma.
buradan uzaklaşmalıyım ben
BU BLOG ASLINDA;
sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.