GİZLİ KAYITLAR

"Bekâr anneleri koruma ve yardımlaşma ve onları tatile gönderme derneği talebi için iş bu dilekçe tarafımdan yazılmış olup, gördüğüm lüzum üzerine yayınlanmıştır. İmmm---daaaaattt."

Şarkıdaki gibi ki kendisi benim bi kaç yazımda da bahsettiğim ortalıktan el ayak çekildiğinde ve evdeki sükün gecenin hüznüyle birleştiğinde, mutfak balkonundan kilidi özenle açılmış yangın merdiveni basamağında kırmızı kısa marlboro ve kırmızı
quarto ventos 2005 eşliğinde sar başa sar başaa dinlediğim üç beş şarkıdan biridir, neyse işte bula bula bu klibi bulduğum şarkı gibi kavruk bi çocukluk, savruk bi gençlik... Yetişkinliğimden hiç hayır yok :))
çalıştığım kurum daha da daha da reklam yapmak için ,"bakııııınnnn bunlarıdaaa yapıyoruuuz bbböööööyllleece biz yaaptııııkk" demek için ve açıkçası ortakları oldukları basımevine peşkeş çekilmiş bir niyetle , müşterileri için 4 ayda bir yayınlanacak bi dergi çıkardı.Aslında koordinasyon merkezinde yönetici asistanı olan bana, ne ..oktan anlıyorsam editörlük verdiler..Maaş arttı eyvallah,"editör" başlığı altında ismimizin yazması da hoş tabii.ama ...ilk sayısı 4 ay önce çıkan dergi için kepaze olmamak adına gece ve gündüz ve gece ve gündüz çalıştım.Kendi çektiğim resimleri bile kullandım.. Grafik tasarım için adeta Cemil İpekçi’yle çalışıyormuşum hissine kapıldığım Bay M. nedeniyle de saatlerimi, dakikalarımı sert kahve ve sigarayla matbaa köşelerinde geçirdim. Sonunda iyi kötü bi dergi çıktı. Kurum için muhteşem bir reklâmdı tabii. Benzer kurumların değil dergi, broşürleri bile yokken bu iyi reklamdı tabii. Patronum içinse ileride atılmak istediği ve şimdiden benzersiz (!) girişimlerde bulunduğu siyasi arena için bulunmaz bir reklâmdı. Dergiyi tüm protokole ve diğer şehirlerdeki meslektaşlarımıza, ilgili kurum ve kuruluşlara yolladık. Tebrik telefonları, siparişler...
Ve evet bitti derken öyle bişey başladı kii: İ-KİN-Cİ SAAAA-YIII
ve aklımda konu yok..tamam bir iki var ama o kadar işte bir ve ikiii..aynı kabus yeniden başladı.ve yıllar önce yaşar söylemişti :/"bu ilk albümün ve albümün iyi değil " dendiğinde gayet ukalaca dönüp şafak Karaman'a : ne iyi..insan bi kez muhteşem bi albüm yapar.onun da ilk albüm olması korkunç olurdu" demişti..şimdi ukalalık saymazsan işte bu derginin ilk sayısı mükemmel oldu.ikinci sayıya bişey kalmadı .ne halt edicem şimdi ben.kafam patlayacak....

Ve yoğun günün ardından zırrrrrr telefon:
"penelope hanım..bu akşam fanfinifinfonumla buluşacağız da yıldönümümüz malumm..erken çıkabilir miyim ..eve erken gelebilir misiniiizz."
" külkedisii(bu onun adı bu blogda) şekerim bir saat daha verebilir misin bana ..inan telafi edeceğim.çok sıkıntılı bi dönem biliyorsun.."
"ama..ama ..ama..bik bik bik .bla bla bla..çan çan çan "
"tamam bak canım.şimdi mesela telefonda harcadığımız zamanda ben bi iki iş daha halledebilirdim .yani hemen işe döneyim ben..bak..."
"penelope hanıım..bakın hem efe kocaman adam..kendi bşına kalabilir bi iki saat .valla çıkmalıyım ben.yerimizi bile ayırdık.."
"külkedisi.ama ..bana bi kaç saat..."
"ama... Ama... uuuggghhhhhhaaaahhhh"
"tamam peki çık..ama kapıyı kilitlesin efe'ye söyle..ve hatta telefona verir misin oğlumu."

..

"anne."
“heeey ..delikanlı..külkedisi ablan çıkmalıymış..benim de işim biraz uzun sürecek..nasıl yapsak..şey kalabilir misin .”?
"anneeee.lütfen artıık.alt katta ki böcük bile tek kalabiliyor.senin yüzünden pısırık olucam.hayatımla oynuyosun bak.."

"yok ,olur mu ..kalabileceğini biliyorum ama .."

aallahım neler oluyor bana .büyükbabam "biz sana güveniyoruz çevreye güvenmiyoruz " dediğinde bütün çevreyle yatasım gelirdi.şimdi ben de mii...hayıırr..toparlan penelope..

"tamam ..ama kapıyı kilitle olur mu..yemeğini ye..kombiyi kapat..gelirim birazdan .yat istersen ve film izle ..hemen ordayım .."

"annee..bi git yaaa"
"ne beee"
"aloo..alooo..sesin gelmiyo anne..aloo..anne..anneee..hay allah annemin sesi kesildi külkedisi ablaa..kapatayım barii".şaaakkk

eşşşek sıpası..kime çekti bilmem ki..nerden bulur.ona güvendiğimi göstereyim istiyorum ama korkuyorum ..o kadar kıymetli o kadar değerli ki..

.....

bay M .bence bu resim ürünü fazla yansıtmıyor..yani sanatsal değerine bişey diyemem tabii.ama müşteri portföyünü göze alırsanız bence ürün üzerinde şeyyetsek.."

"AAAA ama ben bu şartlarda çalışammam .."
"Bay m...Bay m..bakın.."
"ama her şeye müdahele ediyorsunuz olmzki canıım."
"bakın bay m..ürünü ön plana çıkarmalıyız ve olayı abartmayalım.anlıyor musunuz .sonuçta yılın dergisi ödülü almayacağız..yani picasso tabloları gibi işlemenin ne anlamı var .iş makinası resmi koyucan şuraya ve teknik özellik..şeeysii"
"ama estetik olmalı ..şu olmalı..bu olmalı..biraz suyundan ..yanına pilav..hebe hebe hebe bik bik bik ..."

(saat kaç...efe...kapıyı açık unutmuş olabilir mi..bu adamla çalışamam herhalde..yemek yedi mi..ee şimdi bu adamı nası ikna etmeli...kombiyi kapattı mı..banyo yyapası tuttuysa..nasıl bir anneyim ben..ne işim var burda...yarın raporları vermeliyim..on günde nasıl hazır olur ki bu dergi..eve arkadaşını çağırmış olabilir mi..giderek büyükanneme mi benziyorum..burda kalamam .bu adam yarın patronu arar şimdi bi iki laf sokuversem..gitmem gerek.kapıyı çalan olsa hemen açar da sıpa..sus be adam .gitmeliyim....sus..suss..puuufffff)

"bay M.tamam bırakıyoruz..nerde çantam benim"
"bakın benim yarın başka bi iş için randevum var ..ya bu gün bitiricez ya da bi hafta sonra."
"gitmem gerek ."
"bakın penelope ..ben bu şekilde...."
"çalışma lütfen beee.offf beeee..natıonal geographıc mi hazırlıyosun bana mübarek..lütfen çalışma..dünyanın parasını verdik iki kıçı kırık dergi için be..bırak ..istemıyorum senle çalışmak ben ...."


....

zıırrrrrr.
zırrrrr.zırrrr
"anneee..hayırdır alacaklı gibi çalıyosun kapıyı.."
"neden kim olduğumu sormadın..hemen kapı açıyosun ..ya ben bi hırsız olsaydım ..ya katil filan olsaydım.."
"anneeee.abartma ya..başka kimse böyle kapı çalmaz. bu saatte."
"nasıl emin olabiliyorsun efe..kaç kez tembih etmeliyim..bak endişelenmekte haklıymışım.."
"anneee..offff"
"anne of nedir küçük bey..anne offf nee."
"anne ..bu işten ayrıl lütfen .psikoljın bozuldu.çok iyi bi kadındın sen"
"aaa demek öyle iyi bi kadındın..şimdi...peki ya şimdiii.."
"blair cadısı gibisin.."
"..."
"..."
"seyrettin mi onu sen.."
":))) heralde yani.."
"allah bilir halka yı da seyrettin."
"halka 1, iki, üç"
"tırsmadın mı"
"ne tırsıcam..o benden tırssın.."
"demek ona benziyorum"
"bazan ."
"ne zaman "
"demin mesela."
"...
"..."
gel buraya.....


......
ona endişelendiğim için nedenlerimden bahsettim..o daha dikkatli olacağına ben de uyuzlaşmayacağıma söz verdim..anlaştık.ve film izledik beraber..izlerken uyumuş..
o artık bi delikanlı..ben 20 yaşında anne oldum.aptalcaydı.öğrenciydim bi de..okul bittiğinde ayrıldık babasından zaten o var diye evlenmiştik.şimdi 13 yaşında..
ve ..kokusu..gülüşü...yakışıklılığı..benim gibi değil o..ben hayta nın tekiydim.o tam bir beyefendi..ben laf sokmaz iş bitirirdim .(örn: şuna bak şuna ..kız mı oğlan mı..hödö hödö de hödö hödö diyen apartman yöneticisi kemal amcanın kapı önündeki ayakkabıların arkadaşın köpeklerinin pisliklerini doldurmuştum ..gibi..:/)ama o bi cümle kuruyor kurduğu cümle dünya çevresinde bi dönüyor önce bi kaç yıldızı selamladıktan sonra gelip muhattabını tam 360 derece kendi ekseni etrafında çeviriyorr. yediği yemeklere bu yediğim en güzel ikinci filan yemek ,der .ben de "ilkini nerde yedin sıpa" derim.o da bakar "onu daha yemedim " der..tabi ister istemez saldırırım ben de ona..

mucize gibi bişey o benim hayatımda..
ben hayatta hiç bişeyi güzel yapmadım ..ama yaptığım en güzel şey kollarımda uyuyor..

6 yorum:

şafak dedi ki...

deli bi yağmur yağiyo
gerçi az önce daha bi şiddetliydi
ama şimdi de fena değil
bu arada konuya gelicem : )
bi de bu yeşil çay iğrenç bişi
iç bi kaç gün sona alişirsın diyenler için ibrahim yk dan geliyor : ) "allah belani versin"
neymiş bazen bişeye ilk dakikadan alişılır sevilir bağlanilır
bazende
bi ay bile geçse alişılmazmış
ayrica tabi ki konuya gelicem : )
aciktım bu arada
ama hani yemek türü bişi değilde
ne bileyim daha yeni pişmiş sicak sicak ispanaklı börek
veyada onun benzeri bişi çekiyo canım : /
ee yokk : /
ee aciktım /
ama yemek istemiyo canim : /
lakin börek yok : ) eeeee ? ne olcak şimdi
ha unutmadan tabiki konuya gelcem kızim ya : ))
saat yarım ilkokul çocukları dağılmış
öğle yemeğine
ne tasasız geziniyo bazıları
yağmurmuş,islanmakmış, hastalanmakmiş
hiç valla umurları değil, ne güzel eğleniyolar
hı hı konuya gelicem unutmadım : )
bu arada dinledim şarkıyı
bu arada eğer başima bişey gelmiycekse
sezenin her şarkisina bayilmam
bazi şarkılarını severim
ama her şarkısı ıı ıhh...
bunu deyince
yuhh artık sezende sevilmezmi tepkisi alma olasilığı
çok yüksek bunu deneyimledim : )
konuyu unutmadım aklimda konu gelicem : )
açlığım sürüyo
tostmu yesem ..neyse biraz daha sürsün
ya sahi
hani şimdi
bu yağmur
ısinıp buharlaşan su ya
başlangiçta
ee o buharlaşma esnasında
göğe yükselirken
haliyle
yerden ayrilıyo ya
ee o zaman yer küre hafifliyomu cep ağıirlık olarak : ))
ne gereksiz sorlar geliyo aklima ya
neyse
konuya gelicem : )
aslında ben bilmem
ama hani bi dolu zaman zor
bi dolu zaman sorumluluk
bi sürü an fedakarlık
ve ara ara dibe vuran yorgunluk
ve bi sürü şey daha omza binen
ama her daim
her zaman
hep
büyük bi bağlılık ve sevgi
sanirsam
annelik duygusu denen şey
ama dedim ya ancak bu kadar tahmin edebiliyorum
ötesini anlamiyorum
özünde çocuk görünce bayilırcasina seven insan evladı diilim
belki hala çocukla inatlaşan
kiskanç bi çocuk var diyadir içimde
ama genel olarak
susss deyince susani severim : )
bilmiş laf edenleri
hiç beklemediğim bi cümleyle
apiştırıp
birakanları sevmem : ))
taam sucam ama saçinla oynayabilirmiyim diyene de
hayirrr
der
hepten uyuz olurum : ))
yinede küçük insanlar güzeldir
küçükken belkide en çok insanızdır hepimiz
sonra başka bişey oluyoruz sanki
hayat,,uğraş,,ve didşmeler arasında
başka bişey galiba ...
neyse, güzel olsun gün : )
sanirsam konu civarlarındaydım : )

penelope dedi ki...

konuya yaklaşabilmene sevindim doğrusu:)
dün sana öyle yorumlar yazmıştım ki bi sürüydü ve bence çok güzeldi.en komik ben olmuştum.ama zınkkkk ...yanlış tuşa basınca ,bu durumlarda sağ elimin gereğini tartışabileceğim işaret parmağı,gitti hepsi..küstüm sonra bıraktım..
neyse konuya döneyim ..:))
yağmuru severim ben ..çok severim hemde.çocukken her çocuk gibi buharlanan camlara resimler çizerdim.sanırım sürrealist bi yaklaşımla ya da belki kübik diyebiliriz !! evet kübik kübik ..enteresan resimler çıkardı.bundan önceki hayatllarında freud ve çırağı olan yaşlı ebeveynlerim tarafından anlaşılmaya çalışılır ,katagorize edilir ve bu durumdan hiç de hoşnut olmazdım.yağmurun yağış ve tekrar aslına dönüş döngüsünde de buharlaşabilen bir madde olmayı çok istemişliğim vardır ,sınırsız hayallerin küçük bekçisi olarak buharlaşıp bulutları görecek ordaaaan hooop aşağı düşecek ve kim bilir hangi ülkeye düşeceksem orda mutlu yaşayacak....peeehh...az kafadan kırık mıymışım ben ne?
:)itiraf edeyim değişmiş sayılmam..

diğer yandan çocuk zararlısı ki kendisi kımıl zararlısından da kımıl kımıl bişi böyle janjanlı bile olsa çekilmezzz.ama anne olmak güzel bişey..
ha çocuğum için normal bir anne olmadığım için kendisinin yazdığı bir kompozisyonda "onun masal kahramanı "olsamda, çok iyi bi anne değilim 'sede ,geçinip gidiyoruz.çok isterdim mesela karşı komşu kadın gibi böööööyleee börekler açıp oğlanın ağzına ağzına tıkıpp "yeee paşaaam ye kurban olsun annessii,ooooohhh sen yedikçe bana yarıyooo ..ye oğlum..ye aslanımmm.." örneğindeki anne olabilmeyi..akşamdan okul üniformasını ütüleyip ,öğleye dört ,akşam bin ikiyüz elli çeşit yemek hazırlayabilmeyi,arkadaşlarının anneleriyle günler düzenleyip "ay benim oğlum bir satranç oynaaar,kasparov kimmm ,o nası bişiii.ahahahaaa...hem bununla beraber 8 haneli sayıları birbiriyle şakkadanak çarpıyo hem de kafadannn ahahahahaha ..maaşallah deyin ayoool oğlumaa."
diyebilmeyi..ve belkı bunla beraber "babasıyla dün maça gittiler ,dün aiiilecek sinemaya gittik bir eğlendik bir eglendik" de diyebilmeyi gizli gizli...
isterdim yani..bizim ki daha çok şöyle oluyor:
"ne yiyoz"
"ne yesek."
"patates kızartalım mı..ketçaplı.."
"vallaha mı"
"hıı..aslında benim sana şimdi brokoli filan yapmam lazım.enginar..karnıbahar.."
"anne bırak yaaaa."
"patates kızartması köfte kolaaaa"
"sen dünyanın en süper annesisin "
"vallaha mı"
.....

"anneeeeee..uyan geç kalıyorum ben ..on dakkaya servis gelir.."
"hiiihh.(pattt)(anladın evet bu yataktan uçma sesi..)
güyündünmi...çantan hazır mı..saati kurmuştum..çalmadı galiba.."
"anne çorabımın teki nerde.."
"nerde çıkardın"
"anne..eşofmanımı yıkamışsıııınn"
"ee yıkadım evet ..nooldu"
"anne makineden çıkarmamışsıııınnnn.ıslakkk.ne giyicem ben şimdi spor dersimiz var yaaaa"
"çıkarmamış mıyım ..alla allla.oğlum sweet giy altına da şu paraşüt kumşuından bi pantolonun vardı hani.."
"offff anne offf.neden normal değilsin seeeeen".

böyle..
ama güzel şey yinede ..tavsiye ederim bak..yo hayır tAmam biliyorum anne olamazsın..yani baba olmanı dilerim..varya...ne diyim olunca anlarsın ..böyle papyonlu küçük bi şafak kaldırabilir miyim bilmiyorum..cemiyet buna hazır mı..bu da henüz cevaplayamadığımız sorulardan biri..ama ..olsun

ve son kez..
1-sezenin sadece 5 -6 şarkısını severim..onun imparatorluğuna tabi olmayanlardanım.
2- bilmiş çocuğu sevmem ben de ..azını burnunu şaplaklayasım gelir..(şiddete hayır)
ama benimkisi öyleydi ..halen de devam ediyor.yani ne sevmezsen burnunun dibinde bitermiş..benden söylemesi.
2-

şafak dedi ki...

yok artık
hem de papyonlu bi küçük şafak : )
bi şafak çalişması : )
hem papyonlu hem de 7 basamakli rakamlari kafadan çarpiyo
8 haneler için yarım dakika düşünüyo en fazla
ve satranç ne olur satranç oynayalim bi el daha
diyen bi velet : )
inkar ederim valla
bu benim çocuum değil diye . )
birakırım bu işleri de
köşeme çekilir
kimseyle görüşmem
bir nevi kendimi cezalandirma moduna geçerim : )
dur tahtaya vuruuim : )
bu arada aklima geldi okurken senin yazdiklarını,,
hani salak amerikan filmlerinde
vardır ya şöle bi klişe
"heyy kalk evlat,,yarin kampa gidiyoruz, hadi hazirlan" : )
allahim ya nasil bi
evladıyla aktiviteye doyamiyan
ona yaşam dersi ve doğa sevgisi aşilayan
hepsini bi arada yapan şahane
amerikan babası,,pompalamasidir bu ya
kalk evlat kampa gidiyoruz muş : 9 şimdi bu her amerikan aile fliminde
olmazsa olmaz olan repliği duyan
işiten
canım yurdum çocuu
şu diyaloğu yaşamayinca hiç mi
ne biçim baba lan bu
ne kampa gidiyoruz ne de basket maçi elemelerima geliyo
gerçi basket oynamasamda olsun oynuyo olsaydim da gelmezdi,,demez mi
boynunu bükmezmi
emraha bağlamaz mi ha sorarim sana
"aciların çucuğuyummm" diye odadan odaya mahsun mahsun dolanmaz mi : )
neyse bu holüvud uygulamasını kınım kınım kinadığımı da bu vesileyle
not düştükten sona
. )
patates kizartması hayatimda bikmiycağım bikaç şeyden biridir : ) der
köfteyle yanyanalığına bi şahasere bakarcasina saygi duyar : )
yaşasin
"bak bu pirasayı yemezsen
şu enginar bitmezse dengeli beslenmemiş olursun
bitecek o tabaktaki bamye
arkandan ağlar demeyen
köfte patates benzeri şeyler yapan anne : )
diye bir nevi slogan atarak
kaçarım
: )
güzel olsun gün

penelope dedi ki...

:)))
papyonlu şafak hayali kafamda yerleşti bilee..:))
hatta
"efenim tuti i mucize guyem her ne desem laf değil" diyen küçük saçları briyantinle iiice yana taranmış,papyonlu ekose süeterli şafak daha da pekişti..:)))
hani ben seni japon animelere benzetiyorum ya ,o nedenle bu sadece hayal galiba..pokemon da ki çocuk gibi bişi olur takma sen :))))
ve evet zaten benim "iyi anne değilim "kompleksimin sebebi o filmler ve karşı komşu kadın..k küp...çocuğuna şifresi çözülmemiş da vinci ytablosu kadar değer verir ve kutsal kase gibi de korur..yani her anne bi bakıma öyle ama bu daha bi abartı..belkı kötü tarafı benim gibi bi annenin tam da karşısında oturması..helva ,aşure,tatlı yapıp komşusuna "çocuk için endişelendiğinden " getirip duran ve tarafımdan çöpe atılsa bile lezzetine kalıbımı basacağım kadar lezzetli yemekler yapan karşı komşuı..
ve amerikan filmlerindeki aile sahneleri...
napalım..biz de böyle..knut hamsung un göçebe sini okumuş muydun sen ..onun gibi biz..öyle kendi halinde..
ama hala şafak junıor a gülmem gelıyo..aklıma geldi bi..:))))))şafak..iyi ki varsın be..

şafak dedi ki...

şu gıcik ufak çocuk için ki
benim çocum değil o bee : )
neyse
işte onun için bi kaç ilave : )
misal arada askilı pantolonlarda giyermiş meğersem bu
saçlari jöleli yyana taranmiş
papyonlu gıcik çocuğun
: )
gözlüklüdür allah bilir
sona pantolonun paçaları hep biraz yukraıda kalmiştır hep kısadır bunun: )
bide
ve ne sorarsam sor
saniyede
ansiklopedik tanıminı sölermiş sana
tür dil kurumu cümleleriyle : )

süraji ?
sürahi 0 içine su koyulan
cam,metal, ve pişmiş toprak hatta tahtadan bile yapilabilen
ilki m.ö 3000 ler civarı zamanlarda yapildığı tahmin edilen
su kabı
...hımm
şerbet = su ve şeker karışımından yapilan ve genellikle tatliların üzerine dökülen
haricende yapilıp içilen bir içecek
alrenatif olarak...
...len sus be bişeyide bilme be allahin belası veled
veled= genellikle büyüklerin argo hitabinda çocuğa sesleniş cümlelerinden biri
...hala konuşuyo yaa
değil bu çocuk benim değil uleynnn : )
/ bi dahave kesintisiz üç beş defa tahtaya vıran ikon : )/

penelope dedi ki...

şafaak ..inkar etme çocuuunu..nası bi babasın sen..
:))))
çocukla ilgili çok dialoglar geçiyo aklımdan:))
"hoşgeldiniz peder bey"
"laaan ..ne peder bey.."
"akşam şerifleriniz hayrolsun..nasılsınız inşaalah.kutbu-u devran da nasıldı be-gün ahval-i beşer"
"gıveeenn(onla evlenmişin bak) nooldu bu çocuuaaaa"
"sevgilim biliyorsun our boy senin dilinde nası diolaaa ımmm fotografic memeory ımm fotografik hafızaya sahip ..osmanlı tarihi okudu bu gün sonra böyle oldu..honey derdetme birazdan ingiliz edebiyatı kitapları yükleyeceğim."
"valide hanım .hazır mı acep kitaplar."
tamam ..kabuslarına girmeden daha fazla:) sustum ben..eski yazılarını okuyorum ..okurken bazan bana ilham:) geliyo..oturup yazıyorum sonra bakıyorum ki çalıntının dik alası olmuş:))
esinlenmek diyelim..yazıyı bi yerden tanırsan telif hakkı isteyebilirsin :)))ama yazasım var uzun uzun..

BU BLOG ASLINDA;

biraz günlük ..çokça dün'lük ..ama hepten deli saçması..

sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.









penelope saklı sandık

herbişey

bi sonraki bölümde..

.