hAlet -İ RuHiye
anlatmış gene: penelope - 26 Aralık 2009 Cumartesi
açıklaması zor aslında havadan kaynaklanan ruh hali olsa gerek..puslu,yağmurlu..
sorunun nerden kaynaklandığını bilmiyor insan.kendi kendine yaşanası bir mekan da değil ki dünya..ille bir şeyler olacak ,ille birileri dokunacak kanadıyla ya da kuyruğuyla hayatına bir yanından..öfkelenecek ya da seveceksin.yani özetle şöyle diyebiliriz : birilerinin iteklemesine ihtiyaç duyarak yaşıyoruz..inkar edilmeye meyilli bir konu evet
"benim kimseye ihtiyacım yok"
"hade bee..ne alaka..yanımda yöremde biri olmadan da yaşarım ben..robinson gibi..ya da cast away deki tom hanks gibi.."
(birader cast away de bi kere igereksinimi karşılayan üçüncü kişiyi oynayan bi top du..tomun ona ihtiyacı vardı."
"ikinci kişi kimdi peki",
"içindeki sesti.."
...
sorunun nerden kaynaklandığını bilmiyor insan.kendi kendine yaşanası bir mekan da değil ki dünya..ille bir şeyler olacak ,ille birileri dokunacak kanadıyla ya da kuyruğuyla hayatına bir yanından..öfkelenecek ya da seveceksin.yani özetle şöyle diyebiliriz : birilerinin iteklemesine ihtiyaç duyarak yaşıyoruz..inkar edilmeye meyilli bir konu evet
"benim kimseye ihtiyacım yok"
"hade bee..ne alaka..yanımda yöremde biri olmadan da yaşarım ben..robinson gibi..ya da cast away deki tom hanks gibi.."
(birader cast away de bi kere igereksinimi karşılayan üçüncü kişiyi oynayan bi top du..tomun ona ihtiyacı vardı."
"ikinci kişi kimdi peki",
"içindeki sesti.."
...
histerik sayıklamalar antolojısı -II
anlatmış gene: penelope - 18 Aralık 2009 Cuma
hayatımın zayi makamı öylesine rast gitmişki düşündükçe zaiatları zayi olan ömrüme zar-ı zar-ı ağlıyorum bea...
anammmmm.ne dedim ben ...
büyük ihtimalle gençlik geçiyor ya yavaş yavaş:)ondan böyle bir cümle kurasım gelmiş.zaiatlar çoğalıyor ve zihnim çöplük gibi..aklıma geldi şimdi çocukluk kabusum:)
bak anlatayım sana : çocukken kabuslarımdan biri ,izlediğim elm sokağı kabuslarının etkisiydi sanırım,kendi beynimin içine hapsolmaktı.güya benim beynim korkunç bi yermiş.büyükbabamın dediği gibi bu kadar haylaz olursam ve kendi kendime bır bır bır konuşursam kendi beynime hapsolurmuşum ,içime kapanırmışım.içime kapanmak demek büyük ihtimalle freedy amcanın dünyası gibi bi dünya olan beynimde hapsolmak demekti.o nedenle konuşma sesimi heyecanlı ve yüksek hale getirip daha da daha da ve daha da konuştum:)şimdi kendi kendime çok fazla konuştukça yine eski korkularımı hatırladım,kendi zihnime hapsolmak:)
sonra düşündüm biraz içinde neler var diye ..hani klasik "kor-kularımızla- yüz-leş-mellliiii-yyiiiiizzz"aptal uyarısı mantığıyla..evet..tütsü,tarçın kokulusundan,oğlan uyuduktan sonra salonda otur koltuğa bağdaş.....gözleri kapaa..şimdi 3 e kadar sayıcaaam,ve 3 dediğimde zihnimi görüceem..işler ters giderse yapacağım tek şey koltukta olduğumu hatırlamak ve avazım çıktığı kadar 3 demek..tamam mı..tamamm....
o halde...1...2...3.
....
bura ne lan böyleee.içine edilmiş ,aman aman bu ne dağınıklık..dur toplayalım biraz..
a a..bu önümüzdeki ay çıkacak derginin word a çıkarılmış denemeleri..her biri bi yerde..toplayalım evet bak şurda bi föy var .içine yerleştirelim..tamam peki..bu neeee..Bay M .zavallısına ait kıyafetlerin burda ne işi var..yuuuuh artıkk.adamı soyunuk hayal etmiştim geçen.benden daha dişi yürüyordu ,acaba çıplakken nası bu adam dediydim di..umarım biraz daha yürüyünce karşımda soyunuk görmem onu..iğğğğğğğ..
evet bu kıyafetleri şu ilerdeki .)çöp konteynırına atayım..beyin içine bak bee her şey var:)))
bunlar ne..özdemir asaf kitapları..anaaa "yalnızlık paylaşılmaz"..çok severdim .gri kaplı bilmem kaçıncı baskı kitabım..hem de burda il halk kütüphanesinden çaldığım jane eyre in yanında :))
şu spor ayakkabılarım..şu smaçta bana şans getiren bileklik ,şu man to man de burnumu dirsekleyen kızın saçı:)))
bunlar raflara..
bakın burda ne var.efe'nin sünnetten arta kalanııııı:)))
onu hastaneye götürürken sadece o ve ben..işte şu ekranda ..aaa dün gibi..
"-bak sanırım bişi olmayacak tamam mı..yani bunda korkacak bişey yok.anlıyor musun.
-bayıltsınlar beni söyle .
-tabii.yani korkacak bişey yok..sakin ol olur mu.
-sen nereden bileceksin ki..sen sünnet oldun mu sanki..
-ee..ee..evet ama ben de seni doğurdum..biliyor musun sen onun nasıl bişey olduğunu..insanın bööööyyyleeee..ne.neyse ..bırak şimdi ..ynındayım tamam mı..
-anne ..peki ..şeeey..benim..şeyy..bamyamın hepsini mi kesiceklerr.:)
-neyinin:))) bamyanın mı?
-bamyaya benziyor ya.işte anlasana..
-haa.tamam ..aramızda şifre bu..yoooookk.bamyan kalacak./iç ses: şimdi biri oluuum bu ne bamya mı dese cinayet çıkarırsın köfteeehor.ii bari bamya olsun bakalım/
ucundan biraz bişi..gereksiz bişi ..:))lan nerden bileyim ben neresi napılacak..hiç görmedim,hiç olmadım.."ilerde bana kızabilir düğün dernek kurmadım diye..kaç kişi davet edecektik ki..uzaklarda bi teyze..kuzenler..başka..babası mı..babası onun varlığını duyunca masraftan kaçınmamış kürtaj için randevu almıştı..hayatımızda öyle biri yok ki bizim..
vaay bee..ondan sonra yavrucuğum nasıl korktuysa 48 saat tuvalete çıkamamıştı.iki gün de davul gibi şişti parmakları bile..acile kaldırmıştım.onlar da sonda takmaya kıyamamışlardı kocaman bi leğene sıcak su koyup oturtmuşlardı bizimkini içine ..o ağlarken kaç tane hasta bakıcı kaç hemşire kaç doktor gece yarısı :) suyla oynata oynata çocuğu işetmişlerdi:) mutlu son gerçekleşince herkes bi tezahurat bi alkış kıyamet...çocuk bu kez de kopan gürültüye deli gibi ağlamıştı:)))
..
okulll..dersler..hocalarr..fırlamalıklar..ilk işim:))şaraplar..bu ne çok şişe..en yakın zamanda karaciğerimi kontrol ettireyim bi..
evet...rahatlamış hissettim kendimi..
bakalım bakalım bakalıııımmm.ilerisi daha tozlu daha izbe ..bu odaya girmesem daha iyi sanki..bu bizim eski ev..aşağıda ,bahçedeyim..necmiye teyze elimden tutmuş.herkes çok üzgün.büyükannem ve büyükbabam bir taksiden indiler..onların inmesiyle de etraftki herkes ağlamaya başladı.sonra bişeyler oldu...bişeyler konuşuldu..o benmiyim orda oturan..çok küçüğüüm.."geel küçüğüüm buraya.."
büyükbabam saçlarımdan öptü.büyükannem kucağına aldı beni..necmiye teyzenin kocası adem amcanın buz mavisi doğan arabasıyla otobüs terminaline geldik.ardımıza bakarak..
...puuufff..uzaklaşan araba...ağlayayn büyükanne...saçlarımı okşayan komşu...1...uzaklaşan araba..buz mavi..yol..2.....annem..babam...3..........
......
nerde sigaram benim....
anammmmm.ne dedim ben ...
büyük ihtimalle gençlik geçiyor ya yavaş yavaş:)ondan böyle bir cümle kurasım gelmiş.zaiatlar çoğalıyor ve zihnim çöplük gibi..aklıma geldi şimdi çocukluk kabusum:)
bak anlatayım sana : çocukken kabuslarımdan biri ,izlediğim elm sokağı kabuslarının etkisiydi sanırım,kendi beynimin içine hapsolmaktı.güya benim beynim korkunç bi yermiş.büyükbabamın dediği gibi bu kadar haylaz olursam ve kendi kendime bır bır bır konuşursam kendi beynime hapsolurmuşum ,içime kapanırmışım.içime kapanmak demek büyük ihtimalle freedy amcanın dünyası gibi bi dünya olan beynimde hapsolmak demekti.o nedenle konuşma sesimi heyecanlı ve yüksek hale getirip daha da daha da ve daha da konuştum:)şimdi kendi kendime çok fazla konuştukça yine eski korkularımı hatırladım,kendi zihnime hapsolmak:)
sonra düşündüm biraz içinde neler var diye ..hani klasik "kor-kularımızla- yüz-leş-mellliiii-yyiiiiizzz"aptal uyarısı mantığıyla..evet..tütsü,tarçın kokulusundan,oğlan uyuduktan sonra salonda otur koltuğa bağdaş.....gözleri kapaa..şimdi 3 e kadar sayıcaaam,ve 3 dediğimde zihnimi görüceem..işler ters giderse yapacağım tek şey koltukta olduğumu hatırlamak ve avazım çıktığı kadar 3 demek..tamam mı..tamamm....
o halde...1...2...3.
....
bura ne lan böyleee.içine edilmiş ,aman aman bu ne dağınıklık..dur toplayalım biraz..
a a..bu önümüzdeki ay çıkacak derginin word a çıkarılmış denemeleri..her biri bi yerde..toplayalım evet bak şurda bi föy var .içine yerleştirelim..tamam peki..bu neeee..Bay M .zavallısına ait kıyafetlerin burda ne işi var..yuuuuh artıkk.adamı soyunuk hayal etmiştim geçen.benden daha dişi yürüyordu ,acaba çıplakken nası bu adam dediydim di..umarım biraz daha yürüyünce karşımda soyunuk görmem onu..iğğğğğğğ..
evet bu kıyafetleri şu ilerdeki .)çöp konteynırına atayım..beyin içine bak bee her şey var:)))
bunlar ne..özdemir asaf kitapları..anaaa "yalnızlık paylaşılmaz"..çok severdim .gri kaplı bilmem kaçıncı baskı kitabım..hem de burda il halk kütüphanesinden çaldığım jane eyre in yanında :))
şu spor ayakkabılarım..şu smaçta bana şans getiren bileklik ,şu man to man de burnumu dirsekleyen kızın saçı:)))
bunlar raflara..
bakın burda ne var.efe'nin sünnetten arta kalanııııı:)))
onu hastaneye götürürken sadece o ve ben..işte şu ekranda ..aaa dün gibi..
"-bak sanırım bişi olmayacak tamam mı..yani bunda korkacak bişey yok.anlıyor musun.
-bayıltsınlar beni söyle .
-tabii.yani korkacak bişey yok..sakin ol olur mu.
-sen nereden bileceksin ki..sen sünnet oldun mu sanki..
-ee..ee..evet ama ben de seni doğurdum..biliyor musun sen onun nasıl bişey olduğunu..insanın bööööyyyleeee..ne.neyse ..bırak şimdi ..ynındayım tamam mı..
-anne ..peki ..şeeey..benim..şeyy..bamyamın hepsini mi kesiceklerr.:)
-neyinin:))) bamyanın mı?
-bamyaya benziyor ya.işte anlasana..
-haa.tamam ..aramızda şifre bu..yoooookk.bamyan kalacak./iç ses: şimdi biri oluuum bu ne bamya mı dese cinayet çıkarırsın köfteeehor.ii bari bamya olsun bakalım/
ucundan biraz bişi..gereksiz bişi ..:))lan nerden bileyim ben neresi napılacak..hiç görmedim,hiç olmadım.."ilerde bana kızabilir düğün dernek kurmadım diye..kaç kişi davet edecektik ki..uzaklarda bi teyze..kuzenler..başka..babası mı..babası onun varlığını duyunca masraftan kaçınmamış kürtaj için randevu almıştı..hayatımızda öyle biri yok ki bizim..
vaay bee..ondan sonra yavrucuğum nasıl korktuysa 48 saat tuvalete çıkamamıştı.iki gün de davul gibi şişti parmakları bile..acile kaldırmıştım.onlar da sonda takmaya kıyamamışlardı kocaman bi leğene sıcak su koyup oturtmuşlardı bizimkini içine ..o ağlarken kaç tane hasta bakıcı kaç hemşire kaç doktor gece yarısı :) suyla oynata oynata çocuğu işetmişlerdi:) mutlu son gerçekleşince herkes bi tezahurat bi alkış kıyamet...çocuk bu kez de kopan gürültüye deli gibi ağlamıştı:)))
..
okulll..dersler..hocalarr..fırlamalıklar..ilk işim:))şaraplar..bu ne çok şişe..en yakın zamanda karaciğerimi kontrol ettireyim bi..
evet...rahatlamış hissettim kendimi..
bakalım bakalım bakalıııımmm.ilerisi daha tozlu daha izbe ..bu odaya girmesem daha iyi sanki..bu bizim eski ev..aşağıda ,bahçedeyim..necmiye teyze elimden tutmuş.herkes çok üzgün.büyükannem ve büyükbabam bir taksiden indiler..onların inmesiyle de etraftki herkes ağlamaya başladı.sonra bişeyler oldu...bişeyler konuşuldu..o benmiyim orda oturan..çok küçüğüüm.."geel küçüğüüm buraya.."
büyükbabam saçlarımdan öptü.büyükannem kucağına aldı beni..necmiye teyzenin kocası adem amcanın buz mavisi doğan arabasıyla otobüs terminaline geldik.ardımıza bakarak..
...puuufff..uzaklaşan araba...ağlayayn büyükanne...saçlarımı okşayan komşu...1...uzaklaşan araba..buz mavi..yol..2.....annem..babam...3..........
......
nerde sigaram benim....
GİZLİ KAYITLAR
anlatmış gene: penelope - 14 Aralık 2009 Pazartesi
"Bekâr anneleri koruma ve yardımlaşma ve onları tatile gönderme derneği talebi için iş bu dilekçe tarafımdan yazılmış olup, gördüğüm lüzum üzerine yayınlanmıştır. İmmm---daaaaattt."
Şarkıdaki gibi ki kendisi benim bi kaç yazımda da bahsettiğim ortalıktan el ayak çekildiğinde ve evdeki sükün gecenin hüznüyle birleştiğinde, mutfak balkonundan kilidi özenle açılmış yangın merdiveni basamağında kırmızı kısa marlboro ve kırmızı
quarto ventos 2005 eşliğinde sar başa sar başaa dinlediğim üç beş şarkıdan biridir, neyse işte bula bula bu klibi bulduğum şarkı gibi kavruk bi çocukluk, savruk bi gençlik... Yetişkinliğimden hiç hayır yok :))
çalıştığım kurum daha da daha da reklam yapmak için ,"bakııııınnnn bunlarıdaaa yapıyoruuuz bbböööööyllleece biz yaaptııııkk" demek için ve açıkçası ortakları oldukları basımevine peşkeş çekilmiş bir niyetle , müşterileri için 4 ayda bir yayınlanacak bi dergi çıkardı.Aslında koordinasyon merkezinde yönetici asistanı olan bana, ne ..oktan anlıyorsam editörlük verdiler..Maaş arttı eyvallah,"editör" başlığı altında ismimizin yazması da hoş tabii.ama ...ilk sayısı 4 ay önce çıkan dergi için kepaze olmamak adına gece ve gündüz ve gece ve gündüz çalıştım.Kendi çektiğim resimleri bile kullandım.. Grafik tasarım için adeta Cemil İpekçi’yle çalışıyormuşum hissine kapıldığım Bay M. nedeniyle de saatlerimi, dakikalarımı sert kahve ve sigarayla matbaa köşelerinde geçirdim. Sonunda iyi kötü bi dergi çıktı. Kurum için muhteşem bir reklâmdı tabii. Benzer kurumların değil dergi, broşürleri bile yokken bu iyi reklamdı tabii. Patronum içinse ileride atılmak istediği ve şimdiden benzersiz (!) girişimlerde bulunduğu siyasi arena için bulunmaz bir reklâmdı. Dergiyi tüm protokole ve diğer şehirlerdeki meslektaşlarımıza, ilgili kurum ve kuruluşlara yolladık. Tebrik telefonları, siparişler...
Ve evet bitti derken öyle bişey başladı kii: İ-KİN-Cİ SAAAA-YIII
ve aklımda konu yok..tamam bir iki var ama o kadar işte bir ve ikiii..aynı kabus yeniden başladı.ve yıllar önce yaşar söylemişti :/"bu ilk albümün ve albümün iyi değil " dendiğinde gayet ukalaca dönüp şafak Karaman'a : ne iyi..insan bi kez muhteşem bi albüm yapar.onun da ilk albüm olması korkunç olurdu" demişti..şimdi ukalalık saymazsan işte bu derginin ilk sayısı mükemmel oldu.ikinci sayıya bişey kalmadı .ne halt edicem şimdi ben.kafam patlayacak....
Ve yoğun günün ardından zırrrrrr telefon:
"penelope hanım..bu akşam fanfinifinfonumla buluşacağız da yıldönümümüz malumm..erken çıkabilir miyim ..eve erken gelebilir misiniiizz."
" külkedisii(bu onun adı bu blogda) şekerim bir saat daha verebilir misin bana ..inan telafi edeceğim.çok sıkıntılı bi dönem biliyorsun.."
"ama..ama ..ama..bik bik bik .bla bla bla..çan çan çan "
"tamam bak canım.şimdi mesela telefonda harcadığımız zamanda ben bi iki iş daha halledebilirdim .yani hemen işe döneyim ben..bak..."
"penelope hanıım..bakın hem efe kocaman adam..kendi bşına kalabilir bi iki saat .valla çıkmalıyım ben.yerimizi bile ayırdık.."
"külkedisi.ama ..bana bi kaç saat..."
"ama... Ama... uuuggghhhhhhaaaahhhh"
"tamam peki çık..ama kapıyı kilitlesin efe'ye söyle..ve hatta telefona verir misin oğlumu."
..
"anne."
“heeey ..delikanlı..külkedisi ablan çıkmalıymış..benim de işim biraz uzun sürecek..nasıl yapsak..şey kalabilir misin .”?
"anneeee.lütfen artıık.alt katta ki böcük bile tek kalabiliyor.senin yüzünden pısırık olucam.hayatımla oynuyosun bak.."
"yok ,olur mu ..kalabileceğini biliyorum ama .."
aallahım neler oluyor bana .büyükbabam "biz sana güveniyoruz çevreye güvenmiyoruz " dediğinde bütün çevreyle yatasım gelirdi.şimdi ben de mii...hayıırr..toparlan penelope..
"tamam ..ama kapıyı kilitle olur mu..yemeğini ye..kombiyi kapat..gelirim birazdan .yat istersen ve film izle ..hemen ordayım .."
"annee..bi git yaaa"
"ne beee"
"aloo..alooo..sesin gelmiyo anne..aloo..anne..anneee..hay allah annemin sesi kesildi külkedisi ablaa..kapatayım barii".şaaakkk
eşşşek sıpası..kime çekti bilmem ki..nerden bulur.ona güvendiğimi göstereyim istiyorum ama korkuyorum ..o kadar kıymetli o kadar değerli ki..
.....
bay M .bence bu resim ürünü fazla yansıtmıyor..yani sanatsal değerine bişey diyemem tabii.ama müşteri portföyünü göze alırsanız bence ürün üzerinde şeyyetsek.."
"AAAA ama ben bu şartlarda çalışammam .."
"Bay m...Bay m..bakın.."
"ama her şeye müdahele ediyorsunuz olmzki canıım."
"bakın bay m..ürünü ön plana çıkarmalıyız ve olayı abartmayalım.anlıyor musunuz .sonuçta yılın dergisi ödülü almayacağız..yani picasso tabloları gibi işlemenin ne anlamı var .iş makinası resmi koyucan şuraya ve teknik özellik..şeeysii"
"ama estetik olmalı ..şu olmalı..bu olmalı..biraz suyundan ..yanına pilav..hebe hebe hebe bik bik bik ..."
(saat kaç...efe...kapıyı açık unutmuş olabilir mi..bu adamla çalışamam herhalde..yemek yedi mi..ee şimdi bu adamı nası ikna etmeli...kombiyi kapattı mı..banyo yyapası tuttuysa..nasıl bir anneyim ben..ne işim var burda...yarın raporları vermeliyim..on günde nasıl hazır olur ki bu dergi..eve arkadaşını çağırmış olabilir mi..giderek büyükanneme mi benziyorum..burda kalamam .bu adam yarın patronu arar şimdi bi iki laf sokuversem..gitmem gerek.kapıyı çalan olsa hemen açar da sıpa..sus be adam .gitmeliyim....sus..suss..puuufffff)
"bay M.tamam bırakıyoruz..nerde çantam benim"
"bakın benim yarın başka bi iş için randevum var ..ya bu gün bitiricez ya da bi hafta sonra."
"gitmem gerek ."
"bakın penelope ..ben bu şekilde...."
"çalışma lütfen beee.offf beeee..natıonal geographıc mi hazırlıyosun bana mübarek..lütfen çalışma..dünyanın parasını verdik iki kıçı kırık dergi için be..bırak ..istemıyorum senle çalışmak ben ...."
....
zıırrrrrr.
zırrrrr.zırrrr
"anneee..hayırdır alacaklı gibi çalıyosun kapıyı.."
"neden kim olduğumu sormadın..hemen kapı açıyosun ..ya ben bi hırsız olsaydım ..ya katil filan olsaydım.."
"anneeee.abartma ya..başka kimse böyle kapı çalmaz. bu saatte."
"nasıl emin olabiliyorsun efe..kaç kez tembih etmeliyim..bak endişelenmekte haklıymışım.."
"anneee..offff"
"anne of nedir küçük bey..anne offf nee."
"anne ..bu işten ayrıl lütfen .psikoljın bozuldu.çok iyi bi kadındın sen"
"aaa demek öyle iyi bi kadındın..şimdi...peki ya şimdiii.."
"blair cadısı gibisin.."
"..."
"..."
"seyrettin mi onu sen.."
":))) heralde yani.."
"allah bilir halka yı da seyrettin."
"halka 1, iki, üç"
"tırsmadın mı"
"ne tırsıcam..o benden tırssın.."
"demek ona benziyorum"
"bazan ."
"ne zaman "
"demin mesela."
"...
"..."
gel buraya.....
......
ona endişelendiğim için nedenlerimden bahsettim..o daha dikkatli olacağına ben de uyuzlaşmayacağıma söz verdim..anlaştık.ve film izledik beraber..izlerken uyumuş..
o artık bi delikanlı..ben 20 yaşında anne oldum.aptalcaydı.öğrenciydim bi de..okul bittiğinde ayrıldık babasından zaten o var diye evlenmiştik.şimdi 13 yaşında..
ve ..kokusu..gülüşü...yakışıklılığı..benim gibi değil o..ben hayta nın tekiydim.o tam bir beyefendi..ben laf sokmaz iş bitirirdim .(örn: şuna bak şuna ..kız mı oğlan mı..hödö hödö de hödö hödö diyen apartman yöneticisi kemal amcanın kapı önündeki ayakkabıların arkadaşın köpeklerinin pisliklerini doldurmuştum ..gibi..:/)ama o bi cümle kuruyor kurduğu cümle dünya çevresinde bi dönüyor önce bi kaç yıldızı selamladıktan sonra gelip muhattabını tam 360 derece kendi ekseni etrafında çeviriyorr. yediği yemeklere bu yediğim en güzel ikinci filan yemek ,der .ben de "ilkini nerde yedin sıpa" derim.o da bakar "onu daha yemedim " der..tabi ister istemez saldırırım ben de ona..
mucize gibi bişey o benim hayatımda..
ben hayatta hiç bişeyi güzel yapmadım ..ama yaptığım en güzel şey kollarımda uyuyor..
Şarkıdaki gibi ki kendisi benim bi kaç yazımda da bahsettiğim ortalıktan el ayak çekildiğinde ve evdeki sükün gecenin hüznüyle birleştiğinde, mutfak balkonundan kilidi özenle açılmış yangın merdiveni basamağında kırmızı kısa marlboro ve kırmızı
quarto ventos 2005 eşliğinde sar başa sar başaa dinlediğim üç beş şarkıdan biridir, neyse işte bula bula bu klibi bulduğum şarkı gibi kavruk bi çocukluk, savruk bi gençlik... Yetişkinliğimden hiç hayır yok :))
çalıştığım kurum daha da daha da reklam yapmak için ,"bakııııınnnn bunlarıdaaa yapıyoruuuz bbböööööyllleece biz yaaptııııkk" demek için ve açıkçası ortakları oldukları basımevine peşkeş çekilmiş bir niyetle , müşterileri için 4 ayda bir yayınlanacak bi dergi çıkardı.Aslında koordinasyon merkezinde yönetici asistanı olan bana, ne ..oktan anlıyorsam editörlük verdiler..Maaş arttı eyvallah,"editör" başlığı altında ismimizin yazması da hoş tabii.ama ...ilk sayısı 4 ay önce çıkan dergi için kepaze olmamak adına gece ve gündüz ve gece ve gündüz çalıştım.Kendi çektiğim resimleri bile kullandım.. Grafik tasarım için adeta Cemil İpekçi’yle çalışıyormuşum hissine kapıldığım Bay M. nedeniyle de saatlerimi, dakikalarımı sert kahve ve sigarayla matbaa köşelerinde geçirdim. Sonunda iyi kötü bi dergi çıktı. Kurum için muhteşem bir reklâmdı tabii. Benzer kurumların değil dergi, broşürleri bile yokken bu iyi reklamdı tabii. Patronum içinse ileride atılmak istediği ve şimdiden benzersiz (!) girişimlerde bulunduğu siyasi arena için bulunmaz bir reklâmdı. Dergiyi tüm protokole ve diğer şehirlerdeki meslektaşlarımıza, ilgili kurum ve kuruluşlara yolladık. Tebrik telefonları, siparişler...
Ve evet bitti derken öyle bişey başladı kii: İ-KİN-Cİ SAAAA-YIII
ve aklımda konu yok..tamam bir iki var ama o kadar işte bir ve ikiii..aynı kabus yeniden başladı.ve yıllar önce yaşar söylemişti :/"bu ilk albümün ve albümün iyi değil " dendiğinde gayet ukalaca dönüp şafak Karaman'a : ne iyi..insan bi kez muhteşem bi albüm yapar.onun da ilk albüm olması korkunç olurdu" demişti..şimdi ukalalık saymazsan işte bu derginin ilk sayısı mükemmel oldu.ikinci sayıya bişey kalmadı .ne halt edicem şimdi ben.kafam patlayacak....
Ve yoğun günün ardından zırrrrrr telefon:
"penelope hanım..bu akşam fanfinifinfonumla buluşacağız da yıldönümümüz malumm..erken çıkabilir miyim ..eve erken gelebilir misiniiizz."
" külkedisii(bu onun adı bu blogda) şekerim bir saat daha verebilir misin bana ..inan telafi edeceğim.çok sıkıntılı bi dönem biliyorsun.."
"ama..ama ..ama..bik bik bik .bla bla bla..çan çan çan "
"tamam bak canım.şimdi mesela telefonda harcadığımız zamanda ben bi iki iş daha halledebilirdim .yani hemen işe döneyim ben..bak..."
"penelope hanıım..bakın hem efe kocaman adam..kendi bşına kalabilir bi iki saat .valla çıkmalıyım ben.yerimizi bile ayırdık.."
"külkedisi.ama ..bana bi kaç saat..."
"ama... Ama... uuuggghhhhhhaaaahhhh"
"tamam peki çık..ama kapıyı kilitlesin efe'ye söyle..ve hatta telefona verir misin oğlumu."
..
"anne."
“heeey ..delikanlı..külkedisi ablan çıkmalıymış..benim de işim biraz uzun sürecek..nasıl yapsak..şey kalabilir misin .”?
"anneeee.lütfen artıık.alt katta ki böcük bile tek kalabiliyor.senin yüzünden pısırık olucam.hayatımla oynuyosun bak.."
"yok ,olur mu ..kalabileceğini biliyorum ama .."
aallahım neler oluyor bana .büyükbabam "biz sana güveniyoruz çevreye güvenmiyoruz " dediğinde bütün çevreyle yatasım gelirdi.şimdi ben de mii...hayıırr..toparlan penelope..
"tamam ..ama kapıyı kilitle olur mu..yemeğini ye..kombiyi kapat..gelirim birazdan .yat istersen ve film izle ..hemen ordayım .."
"annee..bi git yaaa"
"ne beee"
"aloo..alooo..sesin gelmiyo anne..aloo..anne..anneee..hay allah annemin sesi kesildi külkedisi ablaa..kapatayım barii".şaaakkk
eşşşek sıpası..kime çekti bilmem ki..nerden bulur.ona güvendiğimi göstereyim istiyorum ama korkuyorum ..o kadar kıymetli o kadar değerli ki..
.....
bay M .bence bu resim ürünü fazla yansıtmıyor..yani sanatsal değerine bişey diyemem tabii.ama müşteri portföyünü göze alırsanız bence ürün üzerinde şeyyetsek.."
"AAAA ama ben bu şartlarda çalışammam .."
"Bay m...Bay m..bakın.."
"ama her şeye müdahele ediyorsunuz olmzki canıım."
"bakın bay m..ürünü ön plana çıkarmalıyız ve olayı abartmayalım.anlıyor musunuz .sonuçta yılın dergisi ödülü almayacağız..yani picasso tabloları gibi işlemenin ne anlamı var .iş makinası resmi koyucan şuraya ve teknik özellik..şeeysii"
"ama estetik olmalı ..şu olmalı..bu olmalı..biraz suyundan ..yanına pilav..hebe hebe hebe bik bik bik ..."
(saat kaç...efe...kapıyı açık unutmuş olabilir mi..bu adamla çalışamam herhalde..yemek yedi mi..ee şimdi bu adamı nası ikna etmeli...kombiyi kapattı mı..banyo yyapası tuttuysa..nasıl bir anneyim ben..ne işim var burda...yarın raporları vermeliyim..on günde nasıl hazır olur ki bu dergi..eve arkadaşını çağırmış olabilir mi..giderek büyükanneme mi benziyorum..burda kalamam .bu adam yarın patronu arar şimdi bi iki laf sokuversem..gitmem gerek.kapıyı çalan olsa hemen açar da sıpa..sus be adam .gitmeliyim....sus..suss..puuufffff)
"bay M.tamam bırakıyoruz..nerde çantam benim"
"bakın benim yarın başka bi iş için randevum var ..ya bu gün bitiricez ya da bi hafta sonra."
"gitmem gerek ."
"bakın penelope ..ben bu şekilde...."
"çalışma lütfen beee.offf beeee..natıonal geographıc mi hazırlıyosun bana mübarek..lütfen çalışma..dünyanın parasını verdik iki kıçı kırık dergi için be..bırak ..istemıyorum senle çalışmak ben ...."
....
zıırrrrrr.
zırrrrr.zırrrr
"anneee..hayırdır alacaklı gibi çalıyosun kapıyı.."
"neden kim olduğumu sormadın..hemen kapı açıyosun ..ya ben bi hırsız olsaydım ..ya katil filan olsaydım.."
"anneeee.abartma ya..başka kimse böyle kapı çalmaz. bu saatte."
"nasıl emin olabiliyorsun efe..kaç kez tembih etmeliyim..bak endişelenmekte haklıymışım.."
"anneee..offff"
"anne of nedir küçük bey..anne offf nee."
"anne ..bu işten ayrıl lütfen .psikoljın bozuldu.çok iyi bi kadındın sen"
"aaa demek öyle iyi bi kadındın..şimdi...peki ya şimdiii.."
"blair cadısı gibisin.."
"..."
"..."
"seyrettin mi onu sen.."
":))) heralde yani.."
"allah bilir halka yı da seyrettin."
"halka 1, iki, üç"
"tırsmadın mı"
"ne tırsıcam..o benden tırssın.."
"demek ona benziyorum"
"bazan ."
"ne zaman "
"demin mesela."
"...
"..."
gel buraya.....
......
ona endişelendiğim için nedenlerimden bahsettim..o daha dikkatli olacağına ben de uyuzlaşmayacağıma söz verdim..anlaştık.ve film izledik beraber..izlerken uyumuş..
o artık bi delikanlı..ben 20 yaşında anne oldum.aptalcaydı.öğrenciydim bi de..okul bittiğinde ayrıldık babasından zaten o var diye evlenmiştik.şimdi 13 yaşında..
ve ..kokusu..gülüşü...yakışıklılığı..benim gibi değil o..ben hayta nın tekiydim.o tam bir beyefendi..ben laf sokmaz iş bitirirdim .(örn: şuna bak şuna ..kız mı oğlan mı..hödö hödö de hödö hödö diyen apartman yöneticisi kemal amcanın kapı önündeki ayakkabıların arkadaşın köpeklerinin pisliklerini doldurmuştum ..gibi..:/)ama o bi cümle kuruyor kurduğu cümle dünya çevresinde bi dönüyor önce bi kaç yıldızı selamladıktan sonra gelip muhattabını tam 360 derece kendi ekseni etrafında çeviriyorr. yediği yemeklere bu yediğim en güzel ikinci filan yemek ,der .ben de "ilkini nerde yedin sıpa" derim.o da bakar "onu daha yemedim " der..tabi ister istemez saldırırım ben de ona..
mucize gibi bişey o benim hayatımda..
ben hayatta hiç bişeyi güzel yapmadım ..ama yaptığım en güzel şey kollarımda uyuyor..
histerik sayıklamalar antolojısı -I
anlatmış gene: penelope - 9 Aralık 2009 Çarşamba
dünyanın hangi yerindeyse ,o birilerinin boşaltmak için kullandığı kapı, onu bilen var mı aranızda..hani "eeeehhh yeter beee " deyip çıkmak istediğimizde kullanılabilecek bi kapı..yani hani yangın merdivenleri olmasa da olur..kapı yahu..atlayıveririz çıkınca..
bazan -ki bu aralar sıklıkla desem uygun düşer- o kapıya ihtiyacım oluyor..yok mu bu dünya gemisinde imdat kolu!
saçma sapan bireylerin ,birey birey ve grup olarak yaptığı saçmalıklardan sıkıldım artık.ölen gençlerden ...öldüren gençlerden...düzen dedikleri düzensiz fiillerden ..yerçekimli ruyalardan da sıkıldım ..uçsun ,uzay boşluğunda asılı kalsın istiyorum eskisi gibi ,ama düşlerim de yerçekimine karşı koyamıyor ve sağlam sağlam yere basıyor ,gerçekleri kabul edip havalanmıyor fazla ..ve beni öldürüyor bu durum.
daimi sıkıntılarımdan kurtulmak istiyorum artık..anlamsızlıktan sıkıdım.ki hayal etmek güzeldi bu yaşları ,her şey daha iyi olacaktı ,kendi kararlarımı verecektim ve mutlu olacaktım ..kendi evim ,kendi hayatım sevimli bir labrador ,kitaplar müziklerim ...filmler...öyle olmalıydı ..hesapların karıştığı bölümü hatırlayamıyorum ama bir yerde hata var..şıkları mı kaydırdım..çoktan seçmeli olmalıydı bu sınav..yorum soruları ve paragraflar bu kadar geniş olmamalıydı ,okuduk süre mi yetmedi...
bazan -ki bu aralar sıklıkla desem uygun düşer- o kapıya ihtiyacım oluyor..yok mu bu dünya gemisinde imdat kolu!
saçma sapan bireylerin ,birey birey ve grup olarak yaptığı saçmalıklardan sıkıldım artık.ölen gençlerden ...öldüren gençlerden...düzen dedikleri düzensiz fiillerden ..yerçekimli ruyalardan da sıkıldım ..uçsun ,uzay boşluğunda asılı kalsın istiyorum eskisi gibi ,ama düşlerim de yerçekimine karşı koyamıyor ve sağlam sağlam yere basıyor ,gerçekleri kabul edip havalanmıyor fazla ..ve beni öldürüyor bu durum.
daimi sıkıntılarımdan kurtulmak istiyorum artık..anlamsızlıktan sıkıdım.ki hayal etmek güzeldi bu yaşları ,her şey daha iyi olacaktı ,kendi kararlarımı verecektim ve mutlu olacaktım ..kendi evim ,kendi hayatım sevimli bir labrador ,kitaplar müziklerim ...filmler...öyle olmalıydı ..hesapların karıştığı bölümü hatırlayamıyorum ama bir yerde hata var..şıkları mı kaydırdım..çoktan seçmeli olmalıydı bu sınav..yorum soruları ve paragraflar bu kadar geniş olmamalıydı ,okuduk süre mi yetmedi...
DÜZ GİDENE ÇENTİK..
anlatmış gene: penelope - 6 Aralık 2009 Pazar
we are the world....
we are the chıldren...
diye nakaratıyla söylerdi hani biz çocukken ünlüler.mıcahel jackson (rahmetli)ve lionel rıcchıe yazmıştı şarkıyı,ünlü amerikalı şarkıcılar da seslendirmişti.hani sonunda fiyasko olmuştu ,millet dava üstüne dava açmıştı şarkıya .zira çok para kazanmıştı plak ,50 milyon dolar gibi bişeydi ama amacı etiopya'daki açlık olan bu organizasyon sonucunda,etiopya da hala açlar vardı.para ne olmuştu bilen yok diyelim biz..
neyse aklıma geldi izledim yeniden .Düz giden gidişata bir çentik attım gibi...klipte şimdilerin klasiklere kaçmış şarkıcılarını gördüm ,zamanın hızla geçişi şaşırttı beni.o zamanlar iğrenç saç modelleri varmış be..ne öyle o tarak görmemiş saçlar..ama yine benimkisiler her zamanki gibi muhteşemlermiş.cyndi luper,BOB DYLON,Bruce Springsteen muhteşemlermiş o zamanlarda da..gördüğüme sevindim onları..ama ne kadar da gençmişler.
bazan zamanın hızla akıp gitmesi acıklı bişey ..ama hiç geçmemesi korkunç!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
BU BLOG ASLINDA;
biraz günlük ..çokça dün'lük ..ama hepten deli saçması..
sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.
sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.
penelope saklı sandık
herbişey
bi sonraki bölümde..
.