ikinci perde

evet..zorlu bi dönem geçiriyoruz.kıyafetlerimi çöpe atsın diye eline tutuşturduğum o günü hatırlıyorum..en son o gün yazmışım ..o günden sonra da gerginlik devam etti..kıyafetlerimi atmadı elbette..ama ben de bi hafta boyunca onun görebileceği her yerde eşofmanlarla gezdim..burnuma kadar kapalı fermuarları ,ayaklarımda kalın terlikler saçlarım bi topuzla tutturulmuş ve sıfır makyaj..elbette depresyonda bi kadın gibi görünüyordum-belki de öyleyimdir.-
konuşmadık...dertleşmedik.özür dilemedi ..eve gelip sadece köpeğine seslendi:
-naber maya..
başka ses soluk yok.
ben de o gelir gelmez elimde sarelle kavanozunyla bağdaş kurmuş şekilde oturduğum tv karşısındaki koltuktan kalkıp,doğruca yatak odama gittim kapıyı kapadım.
mutfakta onun için hazırladığım tek kişilik yemek haricinde pek hizmet ettiğim de söylenemz.
3 gün dayandı..3 .günün sonunda geceyarısı sevgilisinin kapısına dayanan aşıklar gibi kapıma dayandı..
-açsana bi dakka kapıyı
-...
-annee.hadi çocukmusun sen ya
-....
-anneeeeeee

uzatmak istemedim fazla.
-uyuyorum ,diye seslendim sadece kapıyı açmadan.
-anne konuşalım.
-ne konuşacağız..yine hoşuna gitmeyen nedir.yine neyi yapamıyorum.nefes almam da mı yalnış yoksa.
-annee.histerik davranıyorsun ve abartıyorsun.
-öyle mi..
yerimden kalktım.abartıyorum ha....kapıyı sadece yüzüm görünecek kadar araladım:
-sana evlat olmayı beceremıyorsun,deseydim ne hissederdin.
-annee..
-yoo tartışma yaratmaya çalışmıyorum .soruyorum sadece.evlat olamıyorsun,benim istediğim gibi değilsin.giyiminden utanıyorum,konuşma şeklin,alışkanlıkların arkadaşlarımın çocuklarına benzemıyor.onlar gibi değilsin deseydim.
-senin bi arkadaşın yok.çocuğu olan ve benle kıyaslayabilecceğin çocuğu olan hele hiç yok.yalnız ucubenin tekisin sen anne.
-saptırma konuyu..deseydim bunları ne hissederdin.
-çok üzülürdüm heralde.
-başka.
-üzülürdüm dedim ya anne.
-başkaaa?
-utanırdım..senin beni haketmediğini filan düşünürdüm.seni..ne bileyim dövmek filan isterdim heralde.nefret ederidm senden ,evlatlık verirdim seni..
-şebekleşme ciddi bi soru bu..
-anne ..çok üzdüm seni biliyorum.çok özür dilerim.söylediklerimden dolayı.özellikle...
-özellikle ne..
-özellikle hani sen anne değilsin iyi değilsin filan gibi..
-tam olarak şöyle..anne olamadığın için ...böyleydi galiba
-evet onun için de ayrıca ...öyle demek istemedim.çok özlüyorum seni anne.hiç üzmek istemıyorum.ama erkeklerin sana kız gibi bakmasını istemıyorum.kıskanıyorum.sen erkekleri tanımassın.onlar..yani erkekler tuhaf.yani sana seni düdüklemek ister gibi bakmaları zoruma gidiyor.anlasana ya.neyim ben.erkek mi tavuk mu.nasıl bi erkek annesine iç geçirilmesine tahammül eder.
-bunun için beni mi suçluyorsun
hayır değil elbette.sadece senın de farkına varmanı istiyorum.18 ysşında değilsin.ne sanıyorsun sana bakıp aşık olucaklar pembe panjurlu evde senınle evlenmek mutlu bi evlilik sürdürmek mi isteyecekler.senınle beraber olmak isteyecekler sadece keyfi.o bakışları görmeye katlanamam ağız burun dalarım anne ben.sen de daha dikkatli olsan.
-.....

oğlumu anlıyorum aslında.hak da verıyorum.elbette bi erkek gibi düşünemıyorum ama ergenlik çağında bi delikanlının annesini namusu gibi görmeye başlaması ..ee yani türk çocuğu ne de olsa.türk erkeklerinde böyle değil midir.anne kutsaldır,anneye saymak sövmek kavga sebebidir.daha anne gibi olmam gerekir benim de .ama onun da benim yaşlı bi anne gibi davranamayacağımı anlaması gerekır.

-bak...senı utandırmak istediğim son şey benim.senı üzmek hele asla...ama bu benim.ben bu kadaraım.olmadığım gibi davranmamı rol yapmamı bekleme benden.hayatım boyunca hissetmediğim erkek baskısını bana kurmaya çalışma.bazan insanları görmemeli,duymamalısın.bunu öğren...tamam kabul,senin çevrene çok girmemeliyim ,daha ustruplu davranmalıyom.ama naparsam yapayım bu gibi durumlarla karşılaşabilirsin.her seferinde beni mi suçlayacaksın..beni değiştirmeye mi çalışacaksın..benden nefret mi edeceksin.bana öfke mi duyacaksın..ya da beni incitecek misin.anneliğime mi dayandıracaksın konuyu...bunu kaldıramam ben.psikoljısı çok yerinde biri değilim ben efe..senin üzerine kurduğum bi dünyam var evet.ama bununla beraber bi hayatım var.yarım yamalak saçma sapan.gerçekten bir yetişkin olduğunda anlayacaksın beni aslında nelerden feregat ettiğimi ya da nelerden mahrum kaldığımı..sevmek ,aşık olmak sevilmek istiyorum ben de.bi adam olsun yanımda sığındığım konuştuğum.pek çok konuda ihtiyaçlarım var senın bunu anlaman imkansız belkı de.ama var..ve ben sırf senın annen olduğum için kendime emniyet kemeri takıyorum zaten.fren sistemim de muhteşem çalışıyor buna inanamssın..hatta..hatta çok değil kısa süre önce istanbula gidip ,artık istanbulda olan ,çok da merak ettiğim birini köşeye sıkıştırıp karşısına çıkamyı düşünmedim değil,hem de nasıl bilemezsin,ama durdum...sırf senın annen olduğum için hemde ..bundan fazlasını yapamam efe...

-tamam anne..özür dilerim.seni çok sevıyorum.

ee..napsaydım..gururlu bi şekilde hayır ,kırdın ben çek cezanı mı deseydim..en doğrusu bu olurdu.kapıyı yüzüne kapayıp iyice üzülmesini kahretmesini sağlamak.....vay beee..

ama..ama..ammaaaann beee yapamam ben bunu..elbette hemen salya sümük oğluma sarıldım..hayalleriniz yıkılmış olabilir.güçlü kararlı sandığını pene nin aslında tirt olduğunu bilmek bazı bünyelere ağır gelebilir anında sayfayı terkedebilirsiniz bile ..ama napim ,çok sevıyorum eşşek sıpasını.öyle kapı önüne konmuş köpek yavrusu gibi bakmasına dayanamadım sarıldık hemen.yanımda uyudu biraz.arkadaşları duysa alay konusu olur.bu yaşta yanımda yattı yani.konuştuk dertleştik biraz.çocukluğumdan söz ettim ona.hatırladığım kadarıyla annemden..büyükannemden.kendi bebekliğinden..babasından..alperden ..evet alpere konu nasıl geldi bilmem ama,alperin hayranı benim oğlum.
-alper abiyle evlensen belkı mutlu olurdun.
-alper abinin sevgilisi var
-bence o seni sevıyor
-bence sen fesatsın.

..
böyle işte bilog..anormal kutup soğuğu ve dizim boyundaki kar nedenıyle moralsiz ve motivasyonsuz olduğumdan pek yazamadım.işler de sıkı.eve gelince de internette ders çalışıyorum.ders....:)uzaktan eğitim diye bişey var bilirsiniz.bu yıl uzaktan öğrenci oldum ben de .ingiliz dili ve edebiyatı öğrencisiyim artık..çoktan beri istiyordum ama ekonmık koşullardan dolayı pek mümkünatı yoktu..şimdi biraz var ..projeleri o kadar yazdık çizdik bi işe yarasın.ikinci üniversitemi masa başında okumak kötü tabi.ama iğrenç değil.şimdilik biraz daha edepli takılıyorum,dışarı çıkmıyorum-çıkamıyorum-çok soğuk çünkü.bi takım gelişmeler yok değil.anlatırım bi ara.hepinizi sevıyorum..kimseniz artık:)

ÇİVİ




genç yaşta anne olmanın tek faydası pek yaşlanmıyorsunuz..daha doğrusu bekar anne olmanın faydası galiba.....yooo,sakın boşanmaya kalkmasın kimse çünkü zor bi durum...
oğlumla karşılıklı bi tartışma gecesi yazıyorum size..karşılıksız bi tartışma olur mu bu ne saçma bi cümleydi böyle..bi ilk değil saçma cümleler kurmam bunu da biliyorum neyse...
beyefendiye göre kusurluyum..öfkeli bana..işte genç yaşta anne olmanın zorluklarından bir demet...

herkesin bizi sevgili sanmasından yakınmaya başlamıştı paşamız zaten ..ama bu benim suçum değil..hormonal bi irileşmeyle boyum kadar olunca adam,insanların
-annen mi..neeee.üvey mi?
demesi canını sıkmamalı..napim ..
ev tutarken kimlik gösteriyoruz.ama soyisimlerimiz farklı.şüpheli gözlerle bakıyorlar.kimlikteki anne adı nedeniyle ikna oluyor gibiler .fazla benzemıyoruz da ben daha esmerim.okulda öğretmenleri şok yaşıyor.uzaklık nedenıyle okulunu değiştirdik artık hep benim yanımda.diğer okulu elbette daha kaliteliydi.ama daha pahalıydı ve uzak olması nedenıyle sıkıntılar yaşıyorduk.çok güzel bi çocuk olması beni yolculuk yaparken tedirgin edıyordu.en son yanına oturan bi sarhoşun ısrarcı tavrı nedenıyle yola gidip gelmesi korkuttu beni..bakmayın boyum kadar olsa da yaşı daha küçük.o nedenle şehirler arası yol yapması korkutucu geldiğinden artık hergün yanımda ...aynı şehirdeyiz artık..yeni öğretmenleriyle tanışmaya gelmeme pek bozuldu.adamların sahiden annesi misiniz,öz annesi misiniz soruları sinirini bozuyor.
hele toplantıya gittiğimde
-efenin ablası sınız herhalde
-hayır annesiyim.
-olmaz öyle şey ..5 yaşında mı doğurdunuz bu çocuğu
diyen ve topalntıyı etrafımda çeviren öğretmenine ben de sinir oldum açıkçası ve hak verdim oğluma.bi kaç ergen arkadşının da
-anneye bak yaaa..
demesi neticesinde kavgaya girmiş olması da okula gitmeme kararımı büyük ölçüde etkiledi tabii..

tartışma konumuza gelince
-birini seç..ya anne ol,ya bekar bi kadın
-ama ben ikisideyim
-hayır öyle değil işte.anne olmaya karar verdinse anne gibi ol..
-nasıl yani ne gibiyim ben
-anne gibi ol..anneler böyle giyinmez..üniversiteli kızlar gibi giyinme mesela..şu saçların...kes şunalrı ya da topla..
-ama ben böyle seviyorum.
-offf anne ..uzlaşamayacağız senınle..
-anne çizmesi giyin..etek giyme pantolon giyin..hele kısa etek kesinlikle giyme..
-noluyor sana ..içinde bi kıro mu yatıyor senın.
-kıro değil mii..çünkü pardon biz newyork da yaşıyorduk..iç anadoluda değil.
-iç anadolu da dikkat ediyorum zaten..ve pek çok kadın böyle giyiniyor.
-kim mesela anne ..evet göster bana..kim mesela.ahmet in annesi böyle mi giyiniyor..ya da necatinin..
-ahmetin annesi ellisinde.necatinin de öyle...biliyor musun senin arkadaşların genelde ailelerinin en küçük çocukları.yani otuzunda filan doğurmuş anneleri onları.inan bana onlarda benim yaşımda bu şekilde giynıyorlardır.
-hiç sanmıyorum anne.sen abartmayı sevıyorsun.insanların sana bakması hoşuna gidiyor.herkes seni beğenince egon tavan yapıyor.sence senin kaşını gözünü mü beğenıyorlar bunalr.noluyor yani erkekler sana bakınca..ha..ne istiyorsun sen.beni düşünsene..senınle yürümek istemıyorum artık.salak gibi durayım mı sana bakanlar olunca..
-bana haksızlık ediyorsun..lafını bilmıyorsun.kimsenın bana bakması umrumda değil benim.sadece sevıyorum takmayı takıştırmayı.kilo verdim daha dinç oldum.yıllarca spor yaptım .napiim böyleyım .neyı değiştirmemi istiyorsun.
-anne beni anlamıyorsun.erkek olman lazım anlamak için.




nerde yalnış yaptığımı bilmıyorum.empati kuramıyorum.anne nasıl giyinir bilmıyorum annem olmadı hiç.büyükannemle büyüdüm o da kalın kışlık döpiyesler giyerdi.uzun elbiseler..pantolon giydiğini hiç görmedim.abartılı taktığını da ..çünkü o büyükanneydi.yani kır saçlı buruşmuş yüzlü..yani kırkıma gelince bende toplarım saçlarımı filan..ne bileyım daha klasik giyinirim belkı.45 lere kadar yaşarsam ceket filan da giyerim.kaşe giyerim ne bileyım..ben kimsenın bana bakmasını sağlamaya çalışmadım.bana haksızlık edıyorsun.

sankı sevgilimle tartışıyorum..onun asık yüzünü anlamaya çalışıyorum.sanki cinayet işlemişim ya da hafifmeşrepmişim gibi davranması o kadar moralimi bozuyor ki..gurur duyar sanmıştım..
-gurur duyarsın sanıyordum.genç ,bakımlı hayata karşı neşeli bi annem var dersin sanıyordum.
- bi kız çocuğu olsaydım belkı de derdim anne..ama ben erkeğim..sen de bunu anlamıyorsun.
sınıf arkadaşlarım bile senın yanında teyzem gibi kalıyor.
-genç kaldığım için özür dilerim oğlum.
-anlamıyorsun değil mi..dramatize etmelisin zaten.beni suçlu hissettirmelisin.bence özür dilemek istiyorsan genç kaldığın için değil,anne olamadığın için özür dilemelisin.......




söylenebilecek en ağır sözdü.."anne olamadığın için...."

olamadım demek..ve bunun sebebi bi kaç tüylü mont,üç beş bluejean,ya da etek boyum..
hani dünyanın en iyi annesiydim bana hayrandı...

sustuk...yüksek gerilim hattı odamızdaydı..ya da turkcelin baz istasyonu..hem radyasyon yayıyor hem çekim gücü 4 çeker bi şekilde ne kadar negatif enerjı var odamıza çekiyordu o an..
ağlamak istemıyordum .çünkü oğlumun karşısında ağlamam ben.zavallı,aciz ezik anne...olmak istemem.

-keşke...keşke şöyle yaşlı,akça pakça bi anne olsaydın.ben okula giderken arkamdan dua okuyan ne bileyim sırtımı sıvazlayan...allah zihin açıklığı versin evlatçığım diyen..akşam gelip dizine yatacağım..kandırmanın kolay olduğu..ağzımdan çıkan her cümleye kuran sözü gibi inana bi anne..

-.....

-susma..çünkü sustuğun zaman vicdan azabı çekmıycem..çünkü haklıyım..kendine gelmen için bunları söylemem gerek..

-......

-peki sus..canın nasıl isterse..ben leventlere gidiyorum anne.daha fazla kalbini kırmak istemıyorum.ama bil haklıyım.

-bekle burda.
-nereye gidiyorsun..
-sana bekle dedim.

odama gittim.on dakıka sonra döndüm..
-dışarı çıkarken şunları çöpe bırak...
-ne bunlar.
-dışarı çıkarken bunları çöpe bırak tamammı..şimdi git..yalnız kalmak istiyorum.
-anne.
-efe..şimdi git...

...
...
...
montunu giydi.bi köşeye oturdum..hadi çıksın artık..çıksın ki zor tuttuğum gözyaşlarımı bırakayım.çık hadi çık..
kapıya yöneldi.eline tutuşturduğum kocaman renkli çöp poşetini kaldırdı..kapıyı açtı.döndü
-ne var bunun içinde..
-onun içinde senın annen var efe..çık şimdi..

hızla odama yürüdüm..kapımı kilitledim..yatağıma geçtim.laptopumu kucağıma aldım...blogumu açtım..dış kapının kapanma sesini duyar duymaz da ağladım biraz..sonra da yazdım işte..unutmamak için konuşulanları sıcağı sıcağına..

bi tek eşofmanlarımla kaldım şimdi..hiç kıyafetim kalmadı.yarın ne giyicem ben.....
"anne olamadığın için....." beynime çakılmış koca bi çivi gibi......
keşke bi tarafıma bişey splasaydı....bu kadar acımazdı....

penelope günü





size sabahları kulağımdaki şarkıyla yazayım istedim...sabah maratonumda beynimde bu şarkı çalar..nedense:)))maroon 5-moves like jagger



sabah geç kalıyorum işe sürekli..sanırım soğuktan..o kadar soğuk ki yataktan kalkmak istemıyorum..oğlan sabahın 6 sında gidiyor.onun gidiş şekli de şöyle :
5.45 de alarm çalar.beyimiz anında kalkar,giyinir.kahvaltı da süt ve mısır gevreği hazırlar kendine.bi de kocaman adamım diyor .hala mısırgevrekli kahvaltı.sıkı sıkı giyinir,odama gelir:
-anne ben çıkıyorum..
-servis gelsin öyle çık kapıda bekleme.(gözler kapalı,dudaklar yastığa yapışmış ve kelimeler belli belirsiz.)
-yok geldi aşağıda.
-tamam.iyi dersler..paran var mı?
-var tamam..hadi öptüm
-ben dee

kapı kapanır.servisin sesi gelir.uyumaya devam edilir.aniden alarm çalar.saat 7.30 olmuştur.azcık daha yatsam ne kaybederim..8.30 a daha çok var,düşüncesiyle alarm kapatıkır ve uyunur:)
birden gözler korku filmindeki gibi açılır.o kadar panikle açılır ki yataktan sıklıkla düşülür.saat..saat..aman allahım saat 8:25.....eyvah geç kaldım..
hemen kalkılır..panikle..lavaboya koşarken koltuğun üstünde duran pantolon kapılır..tam lavabo kapısında hatırlanır,yüz yıkama jeli odada..koşulur ,ağızda pantolon.sütyenın gece sıkıştırdığı için gevşetilen çengelleri sıkıştırılarak bi yandan..kremler alınır lavaboya koşulur..pantolon askıya asılır yüz yıkanır,durulamak dakikalar alır.hızla giyilir..kazak...kazak nerde...buraya koymuştum akşam..neyse diğeri..diğerini giyerim..saatt.aman allahımm saat kaç oldu..saçımızı şöyle bi tepeden bağladık mı tamam..anneme teşekkür ediyorum bana pırasa gibi saçlar vermiş,ne yaparsam yapayım kırışmayan katlanmayan fönlü gibi duran saçlar.hemen toplayıveriliyor.kabanım nerde..hah...burda..botlarım..allah kahretsin teki nerde bunun:)burdaymış göremıyorum..saat saaatttttt....eyvahh telefonum içerde kaldı..koş koş koşş..üniversiteden beri her zaman telefonumu unuturum..hiç değişmedi..ericsonun koca antenli telefonunu bile unutuyordum ya..bişey demıyorum kendime...
öyle bi kar var ki anasını satayım..taksi mi çağırsam..lanet olası memlekette taksi öyle pahalı ki..açılışı 4.50 Tl den başlıyor.30 lira yazıyor ofise kadar.otobüs 1.60 ..otobüse bineyim ama o da yarım saatte meydanda..meydan her yolun bittiği yer!!küçük şehirlerde böyle..bizans şehirleri gibi şehrin ortasında bi havuz var orası meydan.bütün yollar meydana çıkar.şehir o meydanın etrafında daire şeklinde kurulmuştur.napalım taksi çağırıcaz..her sabah keşke 7.30 da alarm çalınca kalksaydım diyorum ama biliyorum ki yarın yine aynısını yapıcam..
taksi pastanenin önünde durur,artık alıştı.bi sıcak poğaça alınır hatta iki..oda arkadaşım için de..yüzsüz yüzsüz ofise..
asansörden inmek sankı yüzyıl sürer..daha sigara içmedim yaa...
koşa koşa ofise gidilir.ama zile sanki hiç bişey olmamış,normal saatinde gelmişsin gibi basılır.yüzünde kocaman bi gülümsemeyle kapı açılır açılmaz laf kalabalığı yapılır.günaydıııııııııınn,ne güzel bi gün değil mi.aman allahım bu ne soğuktur yaa..biliyor musunuz en son 1978 de böyle kış yaşanmış burda..yani ben doğduğum sene..ne iyi değil mi..Metiiiinnn çayın var mı..senın çayın gibisi yok biliyor muydunn..
naber..arayan soran var mı...hah,aklımdayken hemen bakanlığı aramam gerek..demetciğim bağlar mısın özden beyi bana..acil yalnız..
bu kadar laf kalabalığının içinde kimse bişey diyemez.ve telefon bağlanır..hemen bakanlığın sistemle ilgili bi gelişmesi olup olmadığı uzun uzun konuşulur özden bey le.üç beş espri yapılır.arşiv odası kontrol edilir.ve poğaça ikram edilir arkadaşa..olay kapanır.. bakalım nereye kadar sürecek böyle..erken kalkmam gerekk!!!!

öğle arası sırf sigara içebilmek adına bi tarafım donarak ofisten çıkıyorum..çifte minareli medreseyi izleyen bi cafe var.oraya oturup sigaramı içiyorum.balkonda hem de dona dona.sonra brokolili pissa yapıyo kadın bana.bi de sıcak çay ,bergamutlu..sonra koştur koştur ofise..
5.30 olana kadar da gayet seri çalışıyorum.pratik zekama hayran oluyorlar galiba.aslında benim düşündüğüm şeyler normal ,ayrıcalıklı bi zeka gerektirmıyor.sadece onlar biraz tembel..iş günü sonunda çıkıyorum..oğlanı arıyorum
-naptın müdür.
-iyi anne..gelıyo musun
-gelıyorum bişey lazım mı.
-anne meyve al.
-iyi peki...

biraz alışveriş..yorucu bi otobüs yolculuğu..her akşam aynı şoföre denk gelıyorum.şoför de aynadan kesiyor:))bi keresinde gözlerimi kısarak baktım ona genç bi çocukcağız.bi paniklemişti:)))burdaki kadınlara göre biraz farklıyım sanırım dikkatini çekiyorum.daha kısa boylular.tombikler biraz,kocaman da memeleri var.tam orta asya türk kadınları gibi.zaten halkın aslı türkmen aşiretlerinden oluşuyor.biraz 93 muhacirleri ve biraz da çerkesler.ama geneli türkmen aşiretleri..nerden girdimse bu konuya..
neyse....eve gelıyorum,oğlumla boğuşuyorum biraz.ödevlerini kontrol ediyorum.yemek yapıyoruz yiyoruz..sonra film arşivimizden film seçiyoruz izliyoruz.bi haftadır ona uçurtma avcısını okuyordum.dün bitti.halit hüseyninin kitabı.harika bi kitap..onunla yetinmedik 2007 de çekilen filmini izledik birlikte.ama çok yavandı ve kitabı kadar güzel değildi.kitap bizi çok etkiledi.hele o afganistanlıların oğlancılık merakı nedenıyle oğluma sürekli "arkanı kolla "uyarısı yapmam yok mu..delirtiyor çocuğu..:))
sonra o telefonunu alıp odasına çekiliyor.kız arkadaşıyla mesajlaşacak.uyuyacak..zira çok erken kalkıyor..ben de bakıyorum biraz daha nete..sevdiğim blogları okuyorum.gündemi takip ediyorum.şu suriyenin karışması filan..tanrıyı kıyamete zorlayan şu yahudilerin,kabalistlerin,siyonistlerin,koministlerin ist oğlu istlerin topuna sövüyorum ve devletlerin ideoljıleri ve kuzu oluşumuz canımı sıkıyor.ülkenin siyasi gidişatı canımı sıkıyor ama yapacak bişey yok..saçma sapan bi sol karşısında böyle yükselmeleri şaşırtmıyor beni.
sonra her zamanki kendimle başbaşa kalışlarım başlıyor,içiyorum bazan..öyle işte..sıklıkla eskiyi düşünüyorum..yaşlandıkça daha sık..böyle işte ..penelope zamanı böyle bişey..sıkıldım günümden..sizi de sıkmayım de mi:) daha eğlenceli yazılarda uluşmak üzere efem..

ssssoooğğuukk

bu ne dondurucu soğuktur allaım...eksi otuzbeşi gördü anasını sattığımın memleketi..çam ağaçları var parkta kökleri görünmuyor kardan.etek giymeyi özledim ,giyemıyorum çünkü o zaman karlara bata çıka yürüyemıyorum..inanın bana kara adım atmak için kocaayak adımlarından birini,sonra ordan çıkmak için bir diğerini atıyorsunuz..korkunç bişey..tamam kış çocuğu olabilirim bi kaç gün sonra da doğum günüm olabilir..haa tamam otuzdört olucam olabilir ama bu kadar kış....yooo benim için bile fazla...

koltuk



oğluma hamileydim o vakitler..minnacıkmışım..o koltukta oturup gülümsediğim yüz beni sahiplenen Hatice ablaydı..ham
leliğimdeki en büyük yardımcı..onsekizinde kimsesiz bi kızsan ve hamileysen ve yanında bebeğinin babası bile yoksa,onu nasıl doğururum diye endişelenıyorsan ,ya büyütemessem ya beni anne olarak istemesse diye düşünuyor bi taraftan da mühendisliğin ağır sınavlarına hazırlanıyorsan..o koltukta oturmak huzur un taa kendisiydi..şimdi sık sık o günlere dönüp düşünmemin sebebi belkı kendimi takdir etmek belkı kendime sarılıp "yalnız değilsin canım " demek ihtiyacıdır ..belkı de o koltuğun huzurunu özlüyorumdur..

BU BLOG ASLINDA;

biraz günlük ..çokça dün'lük ..ama hepten deli saçması..

sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.









penelope saklı sandık

herbişey

bi sonraki bölümde..

.