şerefee

Okullar tatil oldu ;sıpa takdir aldı.derken ben Ağustos’ta İstanbul’a taşınacağım için yaz tatili yapamadığımdan ;çocuğun tatil hakkına engel olmamak adına,babasının "oğlumla tatil yapmak istiyorum ayvalık ta,daha sonra mavi yolculuğa çıkacağız" teklifini kabul ettim.Yine yapayalnız pene yaz akşamlarını bööyle zavallı geçirecek ha..:)

Çalış çalış nereye kadar. Türkiye yi ben mi kurtarıcam olm, diyorum bazen kendime. Ama çalışmayı sevdiğim de bi gerçek.

Hayat gözümdeki değerini iyice yitirdi. Atıf abiyi kaybettik. Geçen hafta gittim Ankara ya yeniden. Hüzünlü bir vedaydı. üç beş kişiydik onu seven. Başucunda oturduk. Ağladık sızladık. Sarıldık birbirimize. alper de gelmişti. ingiliz kızla beraber. Bodrum a gideceklermiş tatile. İkisini yakıştırdım açıkçası.
Güzel görünüyorlar.
Öğrenciler, benim bekar evini boşaltmış. Rahatlıkla gittim gece yattım eski odamda. Gece yarısını henüz geçiyordu ki arkadaşlar aradılar, toplanmışlar bi yerde. gelip alalım seni, dediler. “Elbette “dedim.
beni almaya gelecek arkadaşı bekliyordum dışarıda.hazırlandım.evet Alper geldi .son görüşmemizden sonra iyi olmama sevinmiştir.Efe yi sordu ,”babasında” dedim.çok kızdı.”sonradan bi de baba çıktı “dedi.bebekliğinden beri ne çektiğimi bildiği için biraz histerik davrandı sanırım.yol boyu yüksek sadakat dinledik.kız arkadaşının güzelliğinden bahsettim.sessiz kaldı.onu özlediğimi söylemedim şimdi bi sürü bişey çıkar içinden.onunla konuşmayı ,esprileşmeyi,eleştirmeyi ,dertleşmeyi özledim.gece yarısı böyle çıkardık dışarı kafamız eser basar giderdik.sadece kilometre yapardık sevdiğimiz şarkılardan yapılmış mp3 leri yol boyu dinlemek ,sigara içmek ,arabanın camını açıp aşağı sarkmak gibi garip bi rahatlama yöntemim var.en çok creep i dinlerken rahatlıyorum.benim için hem çok eski hem yeni sayılabilecek anıları var..en çok run kısmını severim.run run ruuuuuuunnnnnnnnn....o an avazım çıktığı kadar bağırırım içimden ,koşarııımm bi yerlere yine içimden..eski günlerden bişeyler yakalamak ister gibi açtı yine creep i..radiohead kadar güzel söyleyeni bilmiyorum creepi..bu cehennemde benim ne işim var dediği yerde ,hep ona bakar ve "sahii ne işim var benim bu cehennemde " derim..adet bozulmadı ,dedim gene.ama bu kez gözlerimle ,mimiklerimle..
-ben de bilmiyorum ,ne için varsın sen ,dedi..

kolumu arabanın camından sarkıttım,kafamı yasladım kolumun üzerine.okuldan sevgilisiyle kaçmış liseli kızlar gibi bıraktım kendimi.aslında sağdan gitsek on dakikada ordaydık o sola döndü .yarım saat uzattı yolu.konuşmadık sonrasında .müzik dinledim.gökyüzüne selam çaktım atıf abiye ,bizimkilere..oradaki tanıdığım herkese..ne çok kişi tanıyorum yukarda.beni izliyorlarsa bekliyorlardır dört gözle gelmemi..elimle bişey fırlatır gibi yaptım gökyüzüne..
—napıyosun, dedi.
—alex e yumak fırlattım dedim.
—iyi değilsin sen dedi.
—neden
—alex e yumak fırlatmak ne?
—herkes orda.yukarda ..sevdiğim herkes.alex de orda.miskin kedinin tekidir bilirsin.zahmet edip koşmaz bile yumak için .o nedenle hızlı fırlattım.burnunun dibine düşsün diye.oradan bi iki pati atar..
—arabaya binmişken tımarhaneye bırakim seni, yakınlarda var mı acaba.
—tımarhanedeyim zaten. Şu araba iki kaçıkla dolu değil mi?
—iki kaçık değil. bi kaçak bi kaçık.
—kaçak kim kaçık kim
—kaçık sen.
—kaçak da sen misin o halde.
-...
—neden kaçıyorsun.
—buralardan.
—naptı buralar sana.
—sinirime dokunuyor buralar.
—iyi... kaç bakalaım .
-...
-...
— ne kadar fütursuzsun sen ya. Hiç kıymeti yok hiç bişeyın. Ne kadar boşsun. Bomboşsun. saçmasapansın.
—açsana sesini beatles -girl .çok severim bu şarkıyı.sen de seversin.onlarla beraber iç çekersin hep söylerken.sssssss yaparsın ahahaaa..

aniden durdurdu arabayı.kafamı çarptım ön panele ..
—salak mısın napıyosun sen.
—seninle ciddi bişey konuşamayacak mıyız? Ne zaman konuşmaya kalkışsam saçma sapan hareketler yapıyorsun.
—Alper salak oldun sen iyice...ne konuşmak istiyorsan konuş.imalar,alttan girip üstten çıkmalar.nedir derdin senin..anlat, ne ..fıstık gibi kızla gelmişsin orda sarıl sarıl bi hal oldunuz, sonra hala ne konuşmak istiyorsun.
—aaaa demek fark ettin orda olduğumu.neden bişeyler yapmıyorsun.neden senin için en uygun adamın ben olduğunu bilerek ,artık seninle arkadaş kalamayacağımızın da farkına vararak beni itiyorsun.neden böyle rahibe olmaya karar verdin .salak ben mi oluyorum yani.umutsuz zavallı ev hanımları gibi yaşlanmayı,orlon örmeyi bekliyorsun .efe büyüsün de seni huzur evine yerleştirsin “madam butterfly “ ,bu nu bekliyorsun ..hangimiz salak şimdi.
—hiç de öyle yaşamıyorum. Daha bi kaç ay önce biriyle çıktım. bi gazetecei. Sevgili olduk. herşey yolunda.
—öylemi..nerde bay gazeteci..noldu bay gazeteciye..neden senı yalnız gönderiyor kaç kezdir Anakara ya.neden bu suratın hala aynı sevişmemiş kadın suratı.
—o nası bişey be..sevişmemiş kadın sıratı nası bişey.
—aynaya bak görürsün.
—seviştim ben
—aaha..demek seviştin bravoo..ne zaman tanıdın da seviştin..yeteri kadar tatmin olmadın anlaşılan surata bak.
—Alper.hani arabada bi kaçık var dedin ya..evet var ve o sensin.
—evet ..benim ..son 8 aydır kafam allak bullak.seni özledim.konuşmadan geçirdiğimiz 8 ay var.görüşmeden.efeyle msn de görüşüyoruz.hemen her gün.arda telefonlaşıyoruz.benden tavsiyeler alıyor.ergenlik bunalımlarını paylaşıyorum onunla.ama amacım senden haber almak.biliyorum neler yaptığını..yine yangın merdivenlerinde kırmızı şarap geceleri yaşıyorsun.çalışıyorsun.iş ev iş ev..saçmalamışsın bi ara demek.her kimle ne yaşadınsa bişeye benzememiş .neyi zorluyorsun.neden olmayacağını bilerek kendini saçma sapan insanlara yöneltiyorsun.neden bu değeri onlara veriyorsun.pene..yazık ediyorsun bize.
—biz diye bişey yok. Ne istiyorsun benden
—mutlu olduğunu görmek istiyorum. Hayatında biri olsun. Sev, aşık ol. Eğlen, gül. senin o deli manyak hallerine bişeyler oldu..
—hadi bekliyorlar bizi..çok geç kaldık.bu konuşmayı yapmak istemiyorum..hele cobaın my girl ü söylerken hiç..
-....
-....
-....
-....
—sen iyi bi adamsın..her zaman yaslanacak bi omuzsun kadınlar için..seni herkes sever..
—Külkedisinin ayakkabısı gibi, sadece senin başına uygun omzumdaki çukur...
—wooowww..cikletten mi çıktı bu söz..duvar yazısı mı ..iyimiş bu.
—bi kere de ciddi olsan.
-:S


..
bara geldik.bi kaç eş dost ve İngiliz leydimiz ..Alper’e atladı hemen kız..
—ahh aşkiim, nerde kaldi sen, ozledi ben çok fazla.
—geldim tatlım. pene nin hazırlanması uzun sürdü.
—aa a.pene bi jean giymek için mi hazırlandın bu kadar ahahaha.
—yaa evet .içine sığamıyorum da zorlandım ..uzun sürdü..

-hahahaha.pene formunda milleeettt çekiliin.

nail abi ,atıf abinin kadim dostlarından biridir.formumda buldu beni..çok da sever.”dil otu yemiş ebem karı”, der ban yöresel bi iltifat galiba:)

pasaj dostlarımızdan üçü beşi..bi de onkoljde, atıf abiyle 6 ayını geçirmiş doktoru..o yeni biri.kendisini bi cenazede gördüm ,bu ikinci karşılaşmamız.doktorlar kızmasın ama doktorları pek sevmem.her zaman bi ukalalık ..ya da bana öyle gelir.

—levent bey.bu da yaramaz kızımız pene.kısaca afacan denis de diyebilirsin.uzun olsun diyorsan pene de:)
—haylaz bi tipi yok ama. Memnun oldum.
—pene sevmez doktorları bilmiş ol.
—neden. Kötü doktorlarla mı karşılaşmış.

—yooo ondan değil ben cevap vereyım... Bulunduğum ortamda üçüncü tekil şahıs olmayı sevmem öncelikle.
doktorları sevmem evet.hep yüzlerinde "heey salaklar ..üniversite sınavında düzinelerce fizik sorusunu cevapladım lan ben ..siz benim klasmanımda adamlar mısınız heyy yavrumm beee.." der gibi bakıyorlar .ya da bana öyle gelir.
—ahahaha..nerden çıkardın bunu yaa.hiç de böyle bi eleştiri duymamıştım
—yoo eleştri değil..benim fizik iyi değildi ,o nedenle kıskanıyorum sanırım.
—bana fizik gayet iyi göründü.
—bi de iğrenç espri yaparlar..bunu unutmuşum..

Sayın "komik" doktorumuzla biraz eğlendik. Yani eleştirip durmama bir de sivri sivri konuşmama oldukça güldü.
Nail abi hemen atladı:
—levent bey bekâr pene.
—napiim abi.allah yardımcısı olsun yani..
—yoo, hani sen de bekârsın tanışın diye dedim.
—sen de bekârsın naıl abi. Senle tanışsın.
—ahahaha ..naıl abi pek ilgimi çekmiyor açıkçası.
—hııııı yani pene ilgini çekti.
—yani..çekmeyecek gibi mi..o değil tabi de insan sizle sıkılmaz pene hanım.
—yoo alpere sor..biraz önce sıkıntıdan patlıyodu demi alper.
—evet. Gerçek yüzünü görsen ne kadar sıkıcı olduğunu anlarsın.

—hadi yaa..demek öyle alper..
—evet öyle.

Sonraki muhabbetler bi incir çekirdeğini doldurmaz. Ama işte arada iktisadi üç beş kelam edilmiştir. ben hayvancılık sektöründeyim ya, devletin yetiştiriciye yaptığı uygulamayla hayvancışlık sektörünü bitirişiyle, özel hastanelerin açılarak ticaretin sirküle edildiğine kadar saçma sapan bi bağdaşlık kurduk o ara biraz verimli bi konuşmaydı. Tabi bar ortamında bu kadar siyaset, politika, iktisat baydı milleti. Konu hakkında görüşmek istedi doktorumuz daha sonra. Olur dedim. bi ara lavaboya kalktım. Bir de baktım alper de peşimden gelmiş.
—napıyosun sen.
—napıyomuşum.
—hemen tanıdığın adamla bu ne muhabbet.
—ne muhabbeti. İçinde muhabbet diyebileceğin tarzda bi konuşma olmadı.
—kapa şu düğmelerini adam içine düştü.
—sana ne sen yanındaki kızın eteğine karış.benimle uğraşma.sen demedin mi rahibe gibi yaşıyormuşum..yaşamıyorum işt.yeni arkadaşlıklar edınıyorum.
—saçmalama. benı delirtme.
—Alper. Çok içmişsin sen. İşine bak.
—adam olmayacaksın sen.
—öyle bi niyetim yok zaten. öfff sıkıldım bu muhabbetten.


heeyyyy hayat..neler daha göstereceksin bana..içimde kimseye karşı bi ışık yok.kıskanılmak hoşuma gitse de.lavabodan çıktım..çantam elimde arka kapıdan terk ettim barı.kimseye çaktırmadan.yolda bi extra bira aldım elime.gökyüzü açıktı ,yıldızlar vardı.kulağımda şimdi dinlediğiniz müzik salına sallana yürüdüm eve kadar.yüzümde suratımı dolduran bi gülümsemeyle..kimsenin nazını cazını çekemem şu saatten sonra.işime bakarım..oğlumu özlerim..bi gün beni bulmasını dilediğim aşkın şerefine kadeh kaldırırım..kulağımdaki bu müziğe eşlik eder öyleeeee avareler gibi de yürürüm anasını satiim..gökyüzüne kadeh kaldırdım yinee..heyyy oradakiler..şerefee..anne,baba,Hatice ablam...ve diğerlerii...alexxx şerefeee...hadi müzikk..

Get Your Own Player!



Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde
"yetim-öksüz" kalan çok
olur:

Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski
düğmeler, özenle
saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki
kurdeleler...

Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar,
yetim kalmıştır
tabaklar.

Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.

Sık sık boynunu büker "sarıkız".

O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz,
değerini kimse anlayamaz
krom hac tasının.

Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.


Bir kadın gittiğinde...

Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir
ağır işçi, bir
temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...

Bir anne gider...

Bir dost...

Bir arkadaş...

Bir sevgili...


Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.


Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz, annesi
gitmiştir "geç kalma"nın.

Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak
giderler.

Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve
bir kadın
gittiğinde pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında.....


BEKİR ÇOŞKUN

bir öykü

yorgunu halde geldim ...arabamı park ettim.yol boyu yürüdüm...bu yollar eskiden güzeldi.eskiden eskiydi..

Aynı kaldırımda şimdi yüksek topuklu, kısa etekli resmi ceketli yürüyen bu kadın, ispanyol paça pantolonu lastik ayakkabılarıyla eli cebinde sigarası ağzında gezerdi...

yürüdüm.ne zaman gelsem böyle oluyor..

ceketimi çıkardım.geri döndüm arabaya attım ceketimi..saçlarımı çözdüm.gömleğimden bi kaç düğme açtım.sigaramı aldım.yaktım yolda..sağıma soluma baktım.yoldan geçen bi kaç delikanlının ,iki de yaşlı teyzenin göz hapsinde ilerledim Çankaya yollarında..çok eski bi bardır bu..şimdilerde gençlerin uğrak yeri değil elbette.köhne kaldı.bizim zamanımızda alternatifti..yok beee ne alternatifi.her zaman dipte köşede kalmış bi yerdi.o nedenle seçmiştik zaten..Atıf Abinin 70 inci yaş günü ve eski pasaj komşularım ,bi kaç eski üniversite arkadaşım..ve Alper..

herkesle kucaklaştım ,içeri girişim her zaman sevgiyle karşılanır.özellikle yapmıyorum ama hep en son gelirim her yere..Banu alkan gibi planlı değil valla.hep geç kalma özelliğimden kaynaklıdır.bi de uzun yoldan geliyorum ..

atıf abim bu doğum gününü kutlamak istemiş.herkesi istemiş yanına.neden bu kadar çok zayıflamış..ayağa kalkacak hali de yok gibi.ama beni görünce kalktı..sarıldık..çok sıkı sarıldı,kontrolsüz bi şekilde ,anlayamadığım bi usulle..ben de gayri ihtiyari sarıldım çok.kadim dostu bahri abi ayırmasa bizi sabaha kadar sarılırdık belki..
herkesle kucaklaştım..Alper İngiltere den gelmiş..görmeyeli çok oldu..tokalaştık.iki yabancı gibi.yeni tanıştırılmış iki kişi ..
……….
onunla yaklaşık bi on yıllık geçmişimiz var.on yıl önce Ankara da tanıştık.atıf abinin dükkanına gelmiştim.Alperin anne babası atıf abinin kadim dostlarıymış.oğlu gibi sever onu.rahatsızlanmıştı atıf abi ,ülseri vardı.o gün de iyi hissetmemiş Alper i yardıma çağırmış.benim kafa o kadar dolu ve o kadar yorgundu ki kalbim, konuşma boyu beni süzen alperi hiç dikkate almamıştım.oysa bu bal gözlü çocuk bütün dikkatini bana vermiş ,beni dinliyordu.uzun bi sohbet etmiştik ,konusu neydi hatırlamıyorum bile.alpere sorsan kot bi ceket giymiştin ,saçların at kuyruktu.beyaz bi elbisen vardı boydan ,kuğu olmuştun diye anlatır.yakana dondurma dökülmüştü koca kadın ne yapmış böyle dedim ,der anlatırken :) efe tabii ..dondurma yerken üzerime dökmüştü.eski iş yerim olan kitapçı dükkanına bırakmıştım oğlumu ,abiler sevıyordu onu.ben de atıf abiye ziyaret yapmıştım .sohbetin sonunda efe koşarak içeri girip anneee anneeee dediğinde alperin suratını görmeniz gerekirdi.
—sizin mi?
—kimse sahip çıkmazsa benim.
—sahiden sizin mi?
-sahiden benim.ama sahiplenmek isterseniz verebilirim.bakımlı ,aşılı..tuvalet eğitimi var.
-şa.şaşırdım ben..evlisiniz öyle mi ben sandım ki..
-ne sandın..:)) evliyim evet.görüşürüz.memnun oldum.

yüzündeki düş kırıklığını unutmam hiç.üzgün smıley ler gibi ağzı aşağı dönmüştü.sonrasında atıf abiye sormuş galiba,o da ne biliyosa anlatmış.işte küçükten elimize düştü,burda hem çalışıp hem okuyordu.bi çocukla sevgili oldular.evlendiler bebekleri olucakken çocuk bıraktı gitti.o da bak okulu bitirdi ,işe başladı.oğlunu büyütüyor.gibilerinden bişeyler özetlemiş.dramatik anlattığına hiç şüphem yok .çünkü benım için hayatta üzüldüğünü gördüğüm tek insandı.o zamanlar Hatice abla vardı,komşum anlatmıştım onu hatırlarsınız belki ,o bakardı oğluma mekanı cennet olsun.atıf abiyle onu evlendireyım diye az muzurluk yapmadım..ama hatice abla evlenmek istemıyordu.:))
işte öyle..alpperle sonra sık sık atıf abinin organize ettiği sebeplerde karşılaşıp ,konuştuk.bana karşı ilgisi olduğunu farkettim ama o zamanlar ben başka bi dünyadaydım.nedense normalde pek çok kadının yakışıklı ve efendi bulacağı bu çocuğa ilgim olmadı.sohbeti keyifliydi,espriliydi.kültürlüydü hepsi bu..
zamanla çok konuşur dertleşir olduk..arkadaşlık boyutunda gayet güzel anlaşmaya başladık.efeye gitar öğretiyordu.hayatımda çok uzun süre yer aldı.onun aşklarına şahit oldum,benimkileri duydu beraber ağlardık.içerdik.balık tutmaya giderdik.küfürlü konuşurduk.kızları görünce dürtüklerdim
-alpii baksana kızın neticeye..j.lo 'ya benziyoo olm .davran..bak bak..annaaa..sana bakıyo lan .yürü kıza yaz..rahip yazdıracam seni manastıra böyle giderse..

,yaptığım projeyı bakanlıktan gelen müfettişlere sunum yapacağım zaman,ilk kez hem de, power poınt yapmışım,süslemişim püslemişim...lastik ayakkabılarımı çıkarmışım ,ilk kez topuklular giymişim..ilk kez beyaz gömlek, siyah diz üstü etek..ceket giymek beni aşmıştı ,giymemiştim..saçlarımı topladım,makyaj yaptım ilk kez…sonra buna gel beni izle ,bana alkış tut filan diye para vermiştim.:))gelip her ağzımı açışta bravooooo diye bağırıp alkışlayıp beni rezil etmişti..bi keresinde aşık olmuştu ,içmiş içmiş kapıma gelmişti.
-peneeee.aşığım ben..
-olum nesliyle tanışalı kaç gün oldu da böyle oldun lann.zıkkım iç .ne içtin böyle..

otoparktan sesine gitmiştim ,sürükleye sürükleye eve getirmiştim.her yere kusmuştu itolusu..

yıllarca..
ben, şimdi yaşadığım şehre geldiğimde “ben de orda çalışıcam “ diye tutturmuştu.bi dönem sahiden geldi de..ama onun yaşayabileceği yerler değildi..efe den ayrılamayacağını iddia etmişti:)

sonra biliyorsunuz malum meseleleri anlattım daha önce.öylece koptuk.bi kızla gitti İngiltere ye.bana öfkesini kusarak.çok da mutlu sanırım .çünkü iyi görünüyor..

….

Tokalaştık dedim ya. Yıllarca en yakın arkadaşım olmamış, tartışarak gitmemiş, giderken öpmemişim gibi...

Gece eğlenceliydi çok.çok içtik,çok söyledik..herkes atıf ağabeyle olan anılarından bahsetti.ben meyhane gecelerini anlattım.Alper beyimiz sahne aldılar, zaten kimse yok, biz bizeyiz.Gökhan Türkmen i bilen var mı..ikizi gibi benzer sesi Alper’le.onun için dinliyorumdur belki o adamı.arkadaşlar da benzetiyor sanırım hatta kendi de benzetiyor ki bi kaç yabancı şarkıdan sonra ondan şarkılar söyledi.
içim…tuhaf…sonra meyhane şarkılarıydı şuydu buydu coştuk elbette..
gece boyunca içtik..viski beni çarpar ama içtim.her zamanki gardiyanımı unutmuşum:

-pene..yeter doldun sen.
—karışma sen.
-pene yeter dedim. İçme viski seni çarpıyor. Sabah kafan gözün şişecek.
-sana ne .sen işine bak.
—yeter dedim. abartıyosun.
—ne konuştuğumu fark edebiliyorum. Yarın sor yarın sana tek tek anlatırım ne konuştuğumuzu..sarhoş değilim .
—o senin o lanet olasıca hafızadan kaynaklanıyor yoksa sarhoşsun bırak artık.
—manyak mısın noluyo beee.
-eeeeeeeeehhhh yeter dedim bırak şunu..
-baksana bana sen.. sen kimsin ha..söyle kimsin sen..bu neee yaaa nedersen onu mu yapıcaz..hoppala paşam Malkara Keşan ..işine bak dedim sana.
-kim miyim..sana göstercem şimdi kim olduğumu..allahım deliricem .bi insan bi arpa boyu da mı yol almaz beee.nasıl bıraktıysam ordasın…senin damarına tüküreyim ben varya..
-adam gibi konuş..

Bahri abi:
-çocuklar ayıp oluyo bak..yapmayın.atıf abinin tansiyonu çıkıcak ne güzel bi günde
Atıf abi:
-bahri …cıcam çarkına şimdi haa.bırak yahu..ahahaa.aynı eskisi gibi.ben bunu görmek istiyorum beee.bırak okusun şu kızın canına bee.yetti artık.hep altta kalıyo oğlan.
—bahri abi:
-ama atıfcım..
-bahriiii.s..cıcam çarkına haaa..

İtişti kakıştı derken asla orta yolu bulamayarak sırf atıf abinin hatrına sakinleştik. Ama ikimizde birbirimizi eminim bi kaşık suda boğarız.

Atıf abinin halsiz hali ,öksürüşü..ağlayışı..
-çocuklar ..hepinize teşekkür ederim.bahri hadi gidelim biz..

Artık yorgun düşmüştü ve onu kucakladık bahri ağabeyle beraber arabaya bindirdik. Hediyelerimizi verdik. Benim gramofon, alperin taş plak koleksiyonu alışı planlı değildi ama muhteşem oldu. Aracın içinden ettiği veda konuşması çok güzeldi:
-çocuklar ..hepinizi çok seviyorum beee.canına yandığımın dünyasında ailem oldunuz.kızlarım ,oğullarım..torunum bile var.:)) kızım oldunuz,oğlum oldunuz,torunum oldunuz..lan bahri seninde …s.cıcam çarkına markına amaa karım gibi oldun bee lanet herif) hakkınızı helal edin beyler bayanlar..ve çıkarken meyhanenin duvarına çatısına yazın “bu dünyadan bi atıf kaleli geçti…”ben yazacaktım aslında ama halsizim uşaklar..seviyorum sizi.

Onu son kez gördüğümüzü anladık o an..gidişi vedaydı..

Herkes sustu masada..kimse konuşmadı..yarın görüşmek üzere ayrıldık.kalktık ,yürüdük..

Ben bırakayım seni, sarhoşsun, dedi Alper.

Sustum.yürüdük.arabam yakındaydı.anahtarları uzattım.çantamı,aldı..o önde ben arkada yürüdüm.konuşmadık..ağlamamak için sıktım kendimi..dudaklarımı ısırdım..oturdum arabaya..o da..bi süre direksiyonda kaldı.sonra çalıştırdı arabayı..nereye gittiğimizin önemi yoktu..gecenin son karanlığıydı..her zaman kaldığım bekar evimde öğrenciler oturuyor,ama muhakkak bi anahtarım vardır.odanın biri benim zaten .ne zaman gidersem kalırım odamda.ama çok geç ve kızların haberi yok..otele giderim diye düşündüm ama hiç konuşmadım.o an sadece ordan uzaklaşmak istedim, hız yapsın pencereyi açayım rüzgar çarpsın…

-dur…nefes alamıyorum dur..
-iyimisin..hastaneye götüreyım mı?.
-hayır dur..kenara bi yere çek..nefes almam gerek.

Kıyı köşe bi yerde durdu..kendimi dışarı attım..kaldırıma oturdum..ayakkabılarımı arabada çıkarmıştım zaten..yattım kaldırıma resmen..ağlamaya başladım.yanıma geldi..sakin ol dedi..omuzlarımdan tutup beni kaldırdı,oturur hale getirdi yeniden..ona bakarak ağlamaya devam ettim.
-kaç gün daha..
—bilmiyorum Allah bilir.
—ne dedi doktor kaç gün daha.
—canın ne istiyorsa ye, ne yapmak istiyorsan yap demiş. Evine götürün dedi. Hastaneden çıkardı.
-ne ..olay ne..
-kolon kanseri..midesine,karaciğerine,akciğerine,her yerine sirayet etmiş..
-nasıl anlamadı..daha iki ay önce sapasağlamdı.
—on yıl önce barsaklarında oluşan polipler tedavi edilmediği için kansere sebep olmuş. Sonra işte karaciğer iflas edene kadar anlamamış. Mide rahatsızlığıyla hastaneye kaldırmış bahri abi. Kanser demişler. kemoterapi yapmaya bile gerek görmedi. bir ayda tam 30 kilo kaybetti. bu onu son görüşümüz biliyorsun değil mi?
—öyle söyleme…
Ağladım..sarıldı bana.rimellerim aktı.beyaz t-shırt ünü kirlettim.bi süre sımsıkı sarıldık.huzur doluydum.dosttu.saçlarımdan öptü.
—sana içme dedim bu kadar. Çarpıyor seni viski. Şaşı oluyorsun. Burnun kızarıyor. Sarhoşluğun çekilmez ki senin ağlak bişey olursun. O tek kaşın havada hallerine bişey olur sen içince. Adama dönersin az. Korunmaya dinlenmeye ihtiyacın olduğunu bi tek o zaman kabullenirsin. Ama sen gene de içme.
—sevgilin nasıl. Mutlu musun?
—her şey yolunda.
—sevindim.
—senin?
—biriyle tanıştım. bi süredir beraberiz. İyi gidiyor.
—sevindim

Arabaya götürdü beni.koltukta kapadım gözlerimi.direksiyona geçti.yavaş yavaş sürdü..bi ra benzin istasyonuna girdik hayal meyal hatırlıyorum.sonra devam ettik.sürekli gittik ama nereye gidiyorsak..gözlerim kapalı ..ne konuştuk hatırlamıyorum.sürekli bişeyler anlattı hayal meyal aklımda .sadece meyhanede söylediği şarkıyı radyoda yakalamıştı onu dinleyerek gittik arabada.onu hatırlıyorum.kendi sesi gibi.o yüzden koydum yazıya.

Sabah uyandığımda Alperlerin eski evlerinin garajında arabanın içinde ,sürücü koltuğunda o yan koltukta ben vardım.koltukta uyumuşuz.benim üzerimde kendi ceketim örtülmüştü o kafasını griye koymuş kollarını bağlayarak uyuyordu.mahvolmuştum her tarafım tutulmuş..ona hiç bu kadar yakından bakmamışım.ne kadar masum..

Öyle onu seyrettim.uyandı birden..kafasını sağa çevirdi..şeklini bozmadı hiç.bana bakmaya başladı.hiç konuşmadık.birbirimize baktık..önümde uzun bi yol var dedim..kahvaltı yapalım ve ben yola çıkayım.
—böyle gitme dedi. Uçakla gidersin akşam. Arabanı getiririm ben sonra.
—kafam dağılır giderken, önemli değil. İyiyim ben. Kahvaltı yapalım. Çıkayım ben.
—sen bilirsin.

Arabayı garajdan çıkardı.bi yere gidip kahvaltı ettik.onu evine bıraktım şehir merkezindeki.sonra ..vedalaştık.ve yola çıktım.giderken arkamdan bakışını izledim.ağladım ..


Hayatımda karşıma çıkabilecek en mükemmel insanı neden itekliyorum ben. Neden hayatımda biri var dedim yalan söyledim. bilmıyorum.


Sevgili özgün dedi ki:

Dikkat et, hayatına giren herkesi bi gün gidecek tiplerden seçiyorsun. Bunu isteyerek yapmıyorsun. Annen baban çok erken gittikleri için, sana göre seni terk ettikleri için, bi gün sevdiğin herkesin seni terk edeceğini düşünüyorsun. o nedenle çok seveceğini anladığın insanlara bu nu yaşatmasınlar diye mesafeyi koyuyorsun ve hayatına her an gidebilecek insanları katıyorsun. Çünkü sen de onlara bağlanmıyorsun zaten…
Ya da buna benzer bişey..özgün …haklısın galiba…

Get Your Own Player!


yol

dün öğleden sonra eski arkadaşlarımdan bi doğum günü daveti geldi.hadi çık gel bilmem ne bara..Ankara'ya..öyle özel biri ki doğum günü sahibi.4.5 saatlik yolu arabayla gidecek ve aynı yolu arabayla dönecek gayrete değerdi..saat 4 gibi yola çıktım ,oğlum gelmek istemedi evde tek başına bırakamazdım babasına gitmek istedi.olur dedim.sonradan bi babamız oldu ya..

arbayla gitmeyi sevıyorum uzun yolu.anılarım canlanarak gittim; yol boyu atıf abinin bana kaznadırdıklarını düşündüm.öğrencilik günlerimde çalıştığım kitapçıyı bahsetmişimdir.aynı pasajda müzik aletleri satardı atıf abi..güzel içer,güzel söyler, güzel çalardı.keyifli bir rakı dostuydu,beni dinlerdi.anlatmazdım hiç bişey aynı masada otururduk,sadece ikimiz..cahit berkay'a ikizi gibi benzerdi.pasajın arka tarafında taaaa dedemden kalmış eski bi meyhanede otururduk ,kasabadan yeni çıkmış hafiften aşık bi kıza hayatı anlatırdı.sustuklarımı bilir gibiydi.o konuşurken ben masaya kollarımın üzerinde uzanırdım."bakma öyle kedi eniği gibi " derdi.anlatırdı.oğlunun kaçışını ,karısının gidişini.annesinin osmanlı kadını oluşunu filan falan..hayata sarıl derdi bana..o konuşurken gözyaşım akardı tek bişey anlatmazdım hayatımla alakalı,ama göz yaşımın yanağımdan ,ordan da kollarıma dökülüşünü izler:
"anlatmıycak mısın ? " derdi.

-anlatmıycak mısın?
-ıı ıı.
-peki anlatma..ama hayata asıl.
-...
-seni arayan soran yok bu saate kadar bi meyhanede, yarıkaçık bi adamlasın.lan kız kimin kimsen yok belli.ama güzel yetişmişsin .iyi de terbiye almışsın.yetiştirme yurdunda vermezler bu terbiyeyi.muhtemelen ailede başka bireyler vardı onlar büyüttü seni.sanırım benim annem gibi biri büyüttü.nasıl belli çizgileri üzerinde .kola gravat adamların hali bi başka...eeeeee içelim o halde...


küfelik olurdu içince .omuzlayıp evine bırakırdım.sonra ellerim cebimde hafif çakırkeyf düşerdim bekar evimin yoluna.içim rahatlamış olurdu .hiç bişey anlatmadan rahatlamış olmak ..bunu atıf abiyle yapmışımdır.oğluma hamileyken ,bana meyve filan getirirdi.bebeği de kendi hayatına zorluyorsun gurururndan mikrop ,derdi.git babasının kapısına yapış ,bakıcaksın ulan çocuğuna tek başıma mı yaptım bunu lan ipne..diyeceksin derdi..lan seni bizden alana kadar amma takla attı beee.şimdi kaçtı mı itolusu..anasını satiimm lan kız baban yaşında olmasam gel evlenim senle diyecem ama yazık sana be yaaaaww.

..

yol boyu sertabın şarkısını dinledim hani önceki kayıta link atmışım onu..

ben nice depremler gördüm kolay kolay yıkılmam...
direksiyonda akşam olurken güzel oluyor dinlemek..eşlik ettim ..

şimdi


70 yaşını kutlamaya gidiyorum..bu yol hikayesii..benimle beraber dinleyin.sonra anlatırım




Get Your Own Player!


bir varmışııımm

http://fizy.com/#s/1joyda

dinleyiniz...

mesaj trafiği..öğleden sonra






msj:

-anne gelirken ekmek al

cevap msj:

-aldım ya sabah .2 tane

msj:
-bitti

cevap msj:

-boşalda semerini ye efe..

msj:

-anne açtım

cevap mesaj:

etiyopyadan mı geldin

msj:

-sayende farkım kalmadı.halime bak.

cevap msj:

-aç telefonu konuşcaz senle .

msj:

-açmam .söyle burdan sen.

cvp msj:

-lan sıpa .iki ekmek yemişin hala farkım yok mu diyosun delirtme beni .dolpta yemek var

msj:

-yemeğimsi.

cevap msj:

neeeeeee..neeeeee.yok sana artık yemek


...

yarım saat sonra:


msj:

-anne gelıyonmu?

cvp mesaj:

-yok.

msj:

-anne .gelirken ekmek al.

cevap mesaj:

-tanımıyorum sizi ben.

-msj:

anne hayriye teyzede yerim.süper yemek yapıyor.bir de anlatırım sayenizde karnım doydu annem bunları yapamıyor diye.

cevap mesaj:

-GELIYORUM EŞŞEK SIPASI.KAÇ EKMEK..

msj:

-sen 2 tane al .açııımm



doyuramdım veledi...bu çocuğu bağışlamak istiyorum türk eğitim kurumuna ,hayat ağacına filan..ya da zararlılarla mücadele cemıyeti,akut olabilir.....neresine yıyoor bu anlamadım ben.oğlu delikanlı olan varsa : heeellppp..bunların bu yeme manyaklığının bi süresi varmı..ne zaman bitiyor..

BU BLOG ASLINDA;

biraz günlük ..çokça dün'lük ..ama hepten deli saçması..

sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.









penelope saklı sandık

herbişey

bi sonraki bölümde..

.