GİRİŞ,GELİŞME,SON-UÇ...

kürdili hicazkar makamının en tiz sesi ile uyanırdım eskiden.büyükannem mutfaktan, omzuna astığı pamuklu havlu ile dedesinden kalmış porselenleri parlatırken söylerdi birşeyler.genç kız oluyordum ..serseriydim biraz..Gündüzleri büyükbabamla kavga ederken sürekli, geceleri ben uyurken yorganımı kapatıp başımda oturmasını severdim.Gözlerime kadar düşen kaküllerimi sevmezdi:" yüzünü gözünü aç bi görelim ..süs köpekleri gibi ne oo.."
uyurken severdi yalnız.saçlarımı alnımdan usulca sıyırır, yüzüme bakar güzel sesi ile söylerdi:
"bir kızıl goncaya benzer dudağın,
açılan tek gülüsün sen bu bağın,
kurulur kalplere sevda otağın,
kim bilir hangi gönüldür durağın.."

çingeneler gibi sürekli şarkılar söyleyen iki yaşlının arasında çocuktum ben.steve taylor dinlediğim için canıma okurdu rahmetliler.:)
vega,led zeppelin,coldplay,radiohead,alphaville...

sıkıntı olurdu evde yüksek sesle dinlemek.
"ille bağıran çağıran dinleyeceksen kendi dilinden dinle..alll ersen ve dadaşlar dinle..cem karaca dinle..erkin koray dinle ...ama dinleme bunları.."

onları da dinlerim sıkıntı değil ki severdim bi de üstelik.ama müziğin dili mi vardı ki dinliyordum işte ..hala bir yerlerde seksenlere ait bi şarkı duysam ,bi yazı okusam ilgimi çekiyor ,hoşuma ghidiyor ne bileyim öyle işte..

çocukken büyükbabam kulağıma yapışır:
"hanım gel inad etme ,ayağına taş bağlayıp atıverelim şunu denize..inan vatana millete hayrımız dokunur." derdi.yılmıştı adamcağız erkek çocuğundan beter bir kız çocuğundan .sanırım ona annemi hatırlatıyordum .oğlunun kalbini kıran annemi..o nedenle mi sevmıyordu çok.ya sevdiği zamanlar.o zaman da babamı mı görüyordu bende.bazı genler başımıza dert oluyor değil mi.:))

şimdi bazan hayatın savurduğu o yerlerde ve tokatladığı anlarda ,diyorum ki keşke bağlayıp ayağımdan atsaydın denizlere be huysuz adam...
tamam geçti..dediğim gibi bazan diyorum bunu yoksa seviyorum yaşamayı ben.sigaramı,elime bi kadeh kırmızı şarap alıp yangın merdivenine oturup geceyarısı yıldızlarla konuşmayı seviyorum.bazan tanrıyla konuştuğum olur,hayıflanırım ona ..nedir bu böyle ,bu hayat bu düzen...şimdi muhafazakar biri okusa zinhar taş yağacak başımıza diyecek ama yağsın bee.bi o yağmadı zaten.

neyse işte sevgili sen..okuyan sen kimsen işte..
fazla konuşurum bazan ..acele acele ,bir yere yetişecekmiş gibi ..bazan karşımdakine bakarım ,ben konuşurken sürekli mimikleri değişir ,ara ara gözleri büyür,bir an soluğu kesilecekmiş gibi olur,kaşları kalkar bi iner,gözleri küçülür..yani anlattığım olayın sonunda yorgun bir şekilde evinin yolunu tutar..düşününce çok eğlenirim onların o halleriyle..çok hareketli ve çok mimikli konuşurum ..konuştuğum gibi de yazıyorum bakma sen..fütursuzca..sonuçta burası beniiiiiimmm...okuyan biri varmı yok mu doğrusu fazla umrumda değil yazarken..ama okudunsa da ,benim paylaştıklarımı görüp gülümsedinse, yada "vah vah yazık bu kıza büyük ihtimalle nezaret altındayken yazıyor"dedinse bile çok mutlu olrum ben..

sigaram bana öyle acıklı bakıyor ki kırmızı paketiyle..ben onu bi kucaklasam ,bi içime çeksem ..sen de bu arada kaç derim ben....bi sonraki blogun süper olduğundan hiç bir kuşkum yok..ve iyi geceler sana..
yazı bit..

0 yorum:

BU BLOG ASLINDA;

biraz günlük ..çokça dün'lük ..ama hepten deli saçması..

sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.









penelope saklı sandık

herbişey

bi sonraki bölümde..

.