artık bi can var evimizde ...çok olmadı geleli ama sağladığı uyum muhteşem...bi sabah kapı çaldı...kapıyı açtım ,suratıma bakan bi çift kocaman göz dili dışarda bi yavru..arkasında da oğlum
-pene teyze nolur beni al..nolur beni al ..nolur beni al
-efeee..bu nedir
-anneee.nolur nolur nolur erdemler taşınıyomuş..bu yavruyu götürmeyeceklermiş sahiplendirmeye çalışıyodu aldım geldim anne nolur..
-efe..ne karar vermiştik..
-anne nolur..bak bu daha yavru..tıpkı ben..
-efe...
-anne nolur nolur nolur
-geçin içeri...............
-annemsin sen beeee..busun sen beeeeeee..sen var ya ..sen bambaşkabişeysin annem canım...
-şansını zorlama istersen ..
-tamam sustum ve de geçtim..

hadi bakalım hayırlı olsun.




karmançorman bir yazı

sabahın olmasını şu yüzden seviyorum: herşey yeniden başlıyor .yeni bir başlangıç olabilir herşeye.ne bileyim piyangodan para çıkabilir..beyaz atlı prens çıkabilir ...terfi ederim ..daha iyi bi iş olur..oğlum geleceğini garantiye alacak bi burs filan kazanır..öyle işte..
akşam oluşunu şu yüzden seviyorum: hayalperestliğin sonu olur.eve gelinir duş alınır.yemek hazırlanır.oğlanla kitap okunur.biraz gitarını dinleriz sıpanın.sonra o uyur pene odasına çekilir yazar,çizer müzik dinler..şarap içer ,sigara içer..kırılmayan kalbi için bu gün de şükreder..yani hayat olduğu gibi olmaya devam eder...

alex den sonra bi canlı almadık eve..hele köpek kavgası yüzünden oğlum sakatlandıktan sonra hiç..ama eksikliğini hissediyorum..bi canlı olsa evde..küçük bi köpüek yavrusu mesela..köpekleri çok seviyorum..ya da bebeğim mi olsa:))) gülmeyın ama bebek özlüyorum ..belki çok küçük anne olduğum için şimdi tam annelik duyguları hisseden yaşımla ,bilincine vara vara bebek büyütmek istiyorum galiba:) hani mis gibi kokarlar ya..oğlumu koklardım ben.yanına yatardım ,uzun uzun bakardım..bunu ben yapmış olamam değil mi,diye sorardım kendime ..ben yapmış olamam ..benim yapamayacağım kadar kusursuz..yanağımı yanağına koyardım,ipek gibiydi teni..ister istemez gözlerim kapanırdı öylece kalırdım orda..dudaklarıma değerdi nefesi..küçücük kalbi ve minnacık ciğerlerinden öyle seri ve sesli nefes çıkardı ki..mis gibi süt kokardı ..kıpkırmızı dudakları değerdi dudaklarıma..ağlamak gelirdi içimden ,o kadar huzurluydu ki..
şimdi bi delikanlı..ve benim muhteşem olduğumu düşünuyor..muhteşem..korkuyorum,çünkü sandığı gibi muhteşem değilim.ya bi gün farkederse..yani muhteşem olmadığımı..korkuyorum sanırım..hayatımı onun üzerine kurmuş gibiyim ..gibiyim fazla ..kurdum..başarı ve onur belgesi dedikleri bi belgeyle onurlandırdılar oğlumu..kasılarak geldi filan..notlarının yazılı olduğu bkarneyı gösterdi..kokladım hemen .
-napıyosun anne dedi.
-kokluyorum dedim..naptın çamaşır suyu filan kullanıp notlarını mı değiştirdin diye..

şaka tabi..biliyorum başarılıdır.ama onunla dialogumuz gereği hafiften bi şebeklik oluşuyor ,normal karşılıyorsunuzdur sanırım:)

...

konudan konuya atlamasıyla meşhur pene sahnede gene..
bişey söyliycem ama nasıl söylesem...
biri var ..2 yıldır tanırım..hatta tanırım değil kendisi benim emrimde çalışan işçim..:(2 senedir şef diyerek dolaşır peşimden ..ama bu yıl...yani son 3 aydır.hiç bi sıfatla seslenmıyor bana..hatta adımı bile söylemıyor..ortaya konuşuyor açıkçası..açık mavi gözleri var kumral kirli sakalı..kumral kısacık saçları..uzun boyu..sevimli bi gülüşü...hiç tipim değildir sarışın erkekler oysa..ve hele yaş 24 se...çok üzgünüm evet yaşı daha 24...yani benden tam 10 yaş küçük..
bakışları ,etrafımda dolanışı herşeyii ..bi değişmişti..bundan 2 ay önce..sağımda solumda her tarafımda karşıma çıkar oldu..her zaman takılırım ona : pşştt sarı pışlak..naber leyynn..diye..sonuçta benden 10 yaş küçük de mi..eskiden güler geçerdi,saygılı bi şekilde gülümserdi kızmazdı..şimdi bozuluyo..her cümlem her esprim onu yaralar oldu..içine kapandı bunu farkettim..çıkışta bi yerlere gidelim dedim biraz konuşalım.yüzündeki gülümsemeyi görmelisiniz ,zaten hayatta gördüğüm en güzel ağız dolusu gülüşe sahip kendisi..diş hekimi bi babanın oğlu olduğu için mi acaba..estetik bi gülüşü var..onu alıp her zaman sakinleşmek için gittiğim ücra sessiz bi yere götürdüm.sanırım ilk defa geliyor buraya..etrafı seyredip durdu dakikalarca..
-siz gençlerin mekanlarına pek benzemez..izbe bi yer ama severim burayı ,sakin oluyor ..dedim
-her cümlene siz gençler diye başlamak zorunda mısın ,dedi.
-biz büyükler böyle konuşuruz dedim.oğlumla da böyle konuşurum.
-o halde benimle oğlunla konuşur gibi konuşma..hele nasihat vereceksen kalkıp gideyim dedi.
-yo hayır dedim .nasihat vermem ..veremem çünkü kurallara çok uyan biri değilim ..benim nasihat vermem gülünç olur.

biraz konuştuk..müziğin de etkisinden sanırım cesaret buldu..beni sevdiğini söyledi..bunu söylerken mavi gözleri doldu..utanmasam benimki de dolardı..şaşırdım..aslında neden şaşırdım bilmıyorum ,çünkü beklıyordum bunu diyeceğini sezmiştim.bu güne kadar pek çok erkeden bi takım yaklaşımlar gördüm,ama hiç karşımda kızararak gözleri dolarak "seni çok seviyorum ben..yanından hiç ayrılmak istemıyorum.her sabah en erken ben geliyorum işe ,en geç ben çıkıyorum..sen istanbula gidince bi hafta hasta yattım..geldiğini ,geri döndüğünü söyediklerinde bi sabah uyanırda milyoner olur ya insan öyle oldum ..kime nasıl anlatacağımı bilemedim sevincimin .faranjitim bile iyileşti.anlıyor musun beni." demedi..
sadece sustum..sustuk..beynım zamanı durdurdu..düşünmeye başladı bi an ışık hızıyla..napıcam şimdi ben.ne desem? napmaya çalışıyo bu?tecrübe mi arıyor kendine ..yoksa sahiden aşk meşk bilmem ne..
sonra zamanın buzu çözüldü..sadece
-yalnış, diyebildim.
-yalnış olan ne..
-yalnışş..ben ablayım..
-benim ablam değilsin.
-10 yıl fark atmışım sana ben.on koca yıl..on...bir ,iki ,üç,dört ,beş....on...
-bu mu..mazeretin bu mu..ya da bi saattir anlattıklarımın karşılığı..sokarım on yılına..

küfretmesi hayret uyandırıcı..ben kendi sayarım küfredebilirler arasında onu saymam.. asla..
kendimce nasihatlar verdim..bunun olabileceğini filan...ama ne zaman efenin anasınıfınddayken öğretmenine aşık olduğunu anlattım kalktı,
-evet yine gevrek günündesin.duygularımı bu kadar basite almana,harcamana,.... geçmene seyirci kalmıycam .iyi akşamlar sana ŞEF..
dedi ve kalkıp gitti..bi süre şaşkın şaşkın oturdum..napıcamı bilemedim..balkona çıkıp bi sigara içtim ve indim alt kata ..hesabı ödemeye..
-biraz önceki delikanlı hesabı ödedi ,dediler.
biraz önceki delikanlı......
kafam ambalaj ...napıcam ben....

buna benzerdim eskiden ben:)I))




hareketlerimle daha çok:)oğluma kalırsa hala benzıyorum:Sne zaman büyüyeceksın yavrum sen ,diyor...büyümek mi?bunu çok eskiden yaptım sanıyordum.....
selam sevdiğim herkes..

ölmedim hayır..böbreğimde de bişey yok.bi takım sorunlar sinsislesiyle başettim.büsssüürü bişeyler yaşadım ama varım..inanamıyorum bu bilogu bile açmamışım ne kadar zamandır.

yazmayı özledim.aslında yazdım.bi dergi var bahsetmiştim mesleğimle alakalı saçma sapan bi dergi.akademisyenlere bürokratlara hitap eden ,orda işte editörüm .yenı sayısı için kapandım bi yerlere..editörüm dedimse bu nasıl editörlük bilmıyorum ben her moku ben yapıyorum tasarım da dahil ortaya salak bişey çıkıyor bürokratlar alkışlıyor..akademisyenler övgüler yağdırıyor oysa amacı çiftçiye hizmet etmekti..ama çiftçiler pek anlamıyorlar yazılanları ,üzgünüm yapacak bişey yok öyle emrediyorlar..sanki çiftçiler için bi dergiymiş gibi duracak ama hedef kitle bakanlık,meclis filan feşmekan..
efe iyi ..kolu da..gitar çalmakta hala sağ elini kullanamıyor ama moral motivasyon güzel.yılbaşı gecesi istanblue ile doldum babasına gitmıyor görüşmeyı kesti arkadaşlarıyla parti verdiler ,yalnız kaldım içtim ben de..
....

öyle başlamışım kalmış yazı orda ..kaç gün geçti yenıden oturdum başına..
yazmayı özledim ..ama içimde bişeyler eksiliyor sanki.yaşadığım dünyaya saygım kalmıyor giderek.ha ne kadar vardı diyeceksiniz ,açıkçası yoktu pek.ama giderek yoğalıyor.bu benim kelimem ayarlarınızla oynamayın.arada saçmaladığım olur benim kelimelerim var bazı.giderek yok olan şeylere yoğalıyor derim mesela.ürpertici demem ürpertenç derim ,çaysadım derim..ya da ne bileyim şu son siyasi olaylardan sonra ağzıma yapışimış ötekiler demem mesela ETÖkiler derim ..İran a gittim bi iş için insanların nasıl da para manyağı olduğunu gördüğüm için bana "iran sahiden dini yapısı şöyle mi böyle mi "diye sorana "iran pulperest "diyorum..pul farsça da para demek ya..neyse bu konuya nerden girdim bilmem.sanırım bakın ne tatlıyım ne komik konuşuyorum mu demek istedim nedir.bakmayın bana siz..
işte dünyaya olan saygımın yoğalmasından bahsetmiştim..daha az önce bi haber izledim.doktorun biri amelıyattan çıkan hasta bi çocuğa yenı yılda moral olsun diye noel baba kostümü giyerek sürpriz yapmış diye hakkında soruşturma açılmış muhtemelen de görevi kötüye kullanma ve şebeklikten dolayı sürülecek bi yerlere..anasını sattığımın ülkesindeki adalete bak..avrupa d ayapsaydı bunu bi doktor,nobel barış ödülü unıcef bilmem ne ödülü alırdı bizde soruşturuyorlar..lanet gitsin..demek PATCh adams burda yaşasaymış asarlarmış onu ..
Fatih de bi işe başladım..istanbul heyyyy gidi istanbul..işe bşladığımın ilk haftası çağırıldım müdürümün odasına..uyarılmam icab etmiş..yazdığım proje ve iş yerine kurduğum sistemle ilgili sanırım diyerek savunmamı hazırladım.yenılıklere pek açık olmayan bu zihniyete bu programın avrupa da uygulandığını ve kısa süre sonra adaptasyon sağlandığında verim artışının hızlanacağını içeren bi savunma,bi takım veriler ,istatistikler ,grafikler filan..içeri girdim.oturun dediler,oturdum.
-evet ..penelope hanım..ilk haftadan sizinle bu konuşmayı yapmak zorunda olmamız tabi can sıkıcı..ama her yerin bi kuralı var.elbette değil mi efem..evet sadede gelelim.şimdi siz bu işe başlayalı bi hafta kadar oldu.öyle değil mi efem.
(tabi ben bu arada hanımefendi hanımefendi oturuyorum orda.elleirm kucağımda -ki asla böyle ezik modda oturmayı sevmem.-başımı da ağır ağır elnbette der pozisyonda ,onay imasıyla sallıyorum yukarı aşağı.)
-evet..pene hanım.iş yerinde kendi sisteminizi uyguladınız ve biz gayet hoş bi şekilde buna müsade ettik.farkındasınız sanırım gelenekçi de bi yapımız var.eeee osmanlı torunlarıyız biz di mi ama efem hhaaahhaa..
(işle ilgili değil yani...eee neden çağırdı bu osmanlı torunu beni o halde)
-bi takım geleneklerimze saygı duymalıyız.sorumlu olduğumuz bir duruşumuz var.bir siyasi görüşümüz bir idoljık yapımız var değilmi efem.şimdi sizin sigara kullandığınızı işittim doğru mudur
-evet ..kullanırım.konumuzla ne alakası var anlamadım .hayır yani ikram filan edecekseniz...
-aahhhaa..hayır elbette ki o mekruhu ikram etmeyeceğim..
(birden ciddileşerek)
-bakın pene hanım.sigara mekruhtur.onca aç insan varken sigaraya verilen para haramdır.bu tabi sizin meseleniz.ama biz kurumumuzda sigara içilmesini omnaylamıyoruz.
-sigara odanız var ama.
-evet .ab uyum sürecindeyız.adamlar restaurantlarda bile sigara içenler için bölmeler yapılamsı gerektiğini düşünuyorlar.trenler de bile sigaralı bölüm sigarasız bölüm..pehhh bu adamlar geçmişleri katliamlarla dolu bu adamlar insan hakları mıymış neymiş ..işte kendilerince hak ve özgürlük meselesine böyle bakıyorlar..evet sigara odamız var..kural böyle olmak zorunda .ama olması demek personelimin orayı kullanacağı anlamına gelmez.ayrıca giyim tarzınız da birz şey..
-ney
-şey biraz ciddiyetsiz.
ceket ve etek giyiyyorum .bu mu ciddiyetsiz.yani iş yerine jean ya da kışlık kazakla gelıyor insanlar .ben kamu kuruluşundan alışkanlıklla özenli giyinirim.anlamadım bu suçlamayı ben.kabul de etmıyorum.yanı örneğin şu an bakın ve bana bunun ciddiyetsiz olduğunu söyleyın.
(üzerimde beyaz gömlek ,siyah diz kapağı hizasında etek,ve tek düğmeli vatkasız bi ceket var.siyah düz ,desensiz çoraplar ve topuklu siyah ayakkabılar.saçlarım arkadan toplu.çok hafifi varlığı ile yokluğu anlaşılamyan bi makyajım var.)
-lütfen oturur musunuz.zaten mesele bu kıyaftleriniz.yani dün de sanırım füme bi ceket ve aynı boyda siyah bi etek giymiştiniz.önceki gün mürdüm kadife bi ceketti açık renk çoraptı..ya da çorap yoktu..
-ne demek bu şimdi..çorap her zaman olur.numaraları farklıdır.kimi ten rengine yakındır.yokmuş gibi durabilir.ama ceket giymiş bi kadın çorapsız çıkmaz..ne yın sorgulandığını hala anlamıyorum ..mesele ceket mı yanı..
-yo hayır..mesele ceket değil kesinlikle..bakın pene hanım açık konuşalım.etek boyunuz kısa.bacaklarınız gösteren çoraplar giyiniyorsunuz.ve topuklu ayakkabı uygun değil.hafif meşrep bi izlenımdır türk aile yapısında.
-sözlerinizi tartarak konuşmanızı tavsiye ediyorum müdür bey.ne demek hafif meşrep bi tavır..topuklu ayakkabı bu gibi klasik kıyaftlerin bi parçasıdır.içerde rengarenk kazaklarla oturan insanları değil benı buraya çağırmanız zaten yeterince şaşırtıcıyken,işimi mükemmele yakın yaptığım halde çoraplarıma ve ayakkabıma takılmış olmanız benı hayrete düşürmüşken bir de kurduğunuz cümle doğrusu benı hayal kırıklığına uğrattı.
-pene hanım sakin olup oturun lütfen.bizim temsil ettiğimiz bi siyasi yapımız var.açık ve net söyluyorum.işiniz konusunda,disiplininiz konusunda kimsenın cümle kurmaya hakkı da yok haddi de.ama kıyaftleriniz bizim imajımıza ters.bacaklarınızı açıkça gösteren ,vücut hatlarınız ortaya koyan giyim şekliniz ,uzun tuırnaklarınız,ojenız,gülümsemeniz...yanı bizim bi yapımız var ..kadfınlarımızın bu şekilde ortya çıkmasını doğrusu istemıyoruz.sizden istediğim çok şey değil.oje kullanmayın,tırnaklarınız kısa olsun,mümkünse pantolon giyin yalnız pantolon kesinlikle kumaş ve dar olmayan bi pantolon olsun.ayakkabılarınızı daha kısa topuklu ya da babet olarak terch edin.ya da etek giymek istiyorsanız da daha uzun ve daha geniş etekler giyinin.elbette size kot pantolon giyin demıyorum.iş yerinde bunlara dikkat edersek ve sigara içmezsek daha verimli çalışacağımızı düşünuyorum.bu kadar..şimdi işinizin başıan dönebilrisiniz.
-hayır.işimin başına şu suçlanmış şeklimle dönemem.bakın müdür bey.benım kıyafetim her yerde ve hemen her ülkede iş kadınına yakışan klasik ve kibar bi kıyafettir.bu şekildeki özenımle takdir görmeyı beklerdim.ayrıca burda ideoljık yapınız siyasi fikirleriniz ne olursa olsun kurumsal yapınızı korumak zorundasınız.sizin ideoljınız nedir bu benı ilgilendırmıyor kaldı ki burda çalışıyor olmam sizinle aynı görüşü paylaştığım anlamına gelmez.paylaşmıyorum da nitekim.yapılan işlerle ilgili görüşmek isterim sizinle .benı işimle alakalı bi konuda uyarabilir,eleştirebilirsiniz.saygı duyarım .ama kıyafetimi açık buluyorsunuz diye sizin kendi sıkıntılrınız nedenıyle yalnış yapan benmişim gibi eleştirilemeyı de haketmıyorum doğrsu.ve ben sizin kadınınız değilim ne demek kadınlarımızın bu şekilde çıkmasını istemıyoruz.
-bakın pene hanım...sizin hoşunuza gidiyor mu yanı erkeklerin size aç gibi bakması.bu mudur yanı..bi kadın olarak rahatsız olmanızı beklerdim bu konuda .sonuçta siz..
-ben ..evet devam edin
-yani siz konumunuz dolauyısıyla...
-konumum mu..hangi konumum
-yani siz dul bi kadınsınız sonuçta..gelenkleri olan bir ülkeyız,halkız biz.sizin için uygun mu bu..oğlunuz için de arkadaşları arasında utanacağı ,sıkılacağı muhabetlere kaynak olabilirsinz.yani nerde yaşıyorsunuz amerika da değil değil mi.
-istanbul değil mi burası...ağrı,hakkari ya da muş mu yoksa..sivas mı yoksa..ki ben sivasta bu şekilde çalışıyordum..naptınız istanbula siz..dul bir kadınsınız demek herkesin sizden nemalanmak istediği anlamına mı gelıyor yanı..bu nasıl bi zihniyettir..bence sayın müdürüm siz çarıklarınız çıkarın benım kıyafetimi eleştirmeden önce..çünkü hala tezek kokouyorsunuz..hoşçakalın..ha unutmadan ..alkol de alıyorum ben..
.........
bu nedenle insan işten çıkar mı..çıktım..2012 de ...istanbul gibi bi yerde..bir devlet kurumunda...buna inanamıyorum....

BU BLOG ASLINDA;

biraz günlük ..çokça dün'lük ..ama hepten deli saçması..

sahibinin histerik çıkarımlarından oluşmuş bilog.









penelope saklı sandık

herbişey

bi sonraki bölümde..

.